10. Bölüm

17.6K 907 314
                                    

"Ben o zaman hemen gidip değişip geleyim? Yarım saat verseniz yeter!"

"Ne yarım saati? 15 dakikan var! Çocukların radyo programına yetişmesi lazım. Vakit kalmadı."

"Timcang-nim siz gidin. Ben hemen arkanızda olacağım."

(Gayet kendinden emin söyledim. Sanki özel güçlerim var gibi.)

"Aferin, böyle ol." deyip çıktı.

Adam gidince yanımda duran ajummaya durup şöyle bir baktım.

'Neler oluyor?' içerikli bakışlarımı üzerine saldım. Ama kadın yüzünü çevirip bakışlarımı yarı yolda durdurdu ve beni ite kaka kapıya getirip:

"Kübra koşsan iyi edersin. Tak YoungJin çok huysuzdur. Geç kalmalardan hiç hoşlanmaz." dedi.

Ben de depar attım ve koşmaya başladım. (Yalnız hiç de itiraz etmiyorum) O topuklularla konukevine kadar koştum. Hem de ne iş yapacağımı hala bilmeden. Ama biraz dizi izlediysem kolay bir iş olmadığı belliydi.

Hemen kot-gömlek giyip evden fırladım, gerisin geri SM'e koştum. 20 dakikada şirkete varmıştım. Bence rekordu ama henüz tanımadığım timcang beni endişelendiriyor, kesin kızacaktı.

Yolda gelirken ajumma telefondan bana talimatlar vermişti. Hemen ikinci kata çıktım. Makyaj odası gibi bir yer arıyordum ama kapılarda düzgün bir şey yazmıyordu ki!

Ben koridorda avare dolaşırken karşıdan biri geliyordu. Super Junior - Leeteuk. Aman Allahım! O an fark ettim. Ben SM'de çalışacağım.

Bir dakika! Belki de Tak timcang Super Junior'ın menajeriydi, olamaz mı? Bu da yıllardır hayalini kurduğum gibi 'üyelerle sonsuza dek mutlu mesut yaşamak' fikrine bir adım daha yakın olmaktı.

Başımı eğip selam verdim. Sonra nedense tanımıyormuş gibi davranıp havalı olmak istedim:

"Pardon bir şey sorabilir miyim?"

"Korece biliyorsunuz! Tabii, buyurun."

"Bir makyaj odası arıyorum ama..."

"Kimin? Bizim? SNSD? BOA? TVXQ? EXO?"

"Bilmiyorum ki Tak timcang-nim..." dememe kalmadan.

"Aaa Tak YoungJin! Bak şu oda sağdan ikinci." deyip ilerdeki kapıyı gösterdi.

(Kalbim küt küt attı. Timcang'ın tam adını çat bildiğine göre... Demek ki benim ekip liderim SuJu'nun menajeri olabilir! Çığlık atasım var!)

Sesimi yumuşatıp:

"Çok teşekkür ederim. İyi günler!" dedim ve havalı bir şekilde selam verip yoluma devam ettim.

(Ben, az önce, Leeteuk'la konuştum ve resmen çok havalıydım. Adam benden daha mütevazi davrandı hatta.)

Neyse bu duruma alışmam lazım. Birazdan üyelerin hepsiyle karşı karşıya olacağım. Bu durumda sakin kalıp havalı davranmak en iyisi.

Kapının önüne gelince boğazımı temizledim, kapıyı tıklattım ve içerden aynı anda kalabalık bir 'Gel! Gir! Buyur!' cevabı alınca acayip heyecanlandım.

Super Junior üyelerinin hep bir ağızdan gelen sesi gibiydi (Gerçek hayatta sesleri daha genç çıkıyormuş demek)

Kapıyı açıp içeri girince tanıdık tek bir sima göremedim. Dönüp dönüp baktım. Ama ortalıkta Super Junior'a, Donghae'ye, Kyuhyun'a, Eunhyuk'a benzeyen kimse yoktu.

'Yanlış odaya mı girdim?' diye etrafıma biraz daha bakındım ama onlar da sessizce bana bakıyordu.

Sadece fön makinasının sesi vardı odada. Yani bir şey söylemem gerekiyordu. Tam o sırada Tak Timcang içeri girdi:

EXO'nun Asistanı ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin