Gecenin nasıl geçtiğini, sabahın ne zaman olduğunu düşünürken duş alıp şirketin yolunu tutmuştum. İçim içime sığmıyordu ama bir terslik vardı. Dün üzerime çok titremesine rağmen öğlen olmuştu ve sesi çıkmamıştı, acaba ben mi yanlış anladım diye düşünmeye başlamıştım. Nede olsa her şeyin istediğim gibi gitmesine pek alışık biri değilim. Kötü ihtimali göz önünde bulundurarak yanlış anladığımı düşündüm ve kendimi iyiden iyiye inandırdım. Kemal'in işten çıkıp şirkete gelmesi ile ona biraz dert yandım.
- Olmayacak sanırım mesaj atmadı, biraz erken hislerimi açtım
Dediğimde
- Dur bakalım, bir gidelim belli olur
İşten çıkışta Forum AVM nin üst katına geçtik. Filiz ile Gamze beraber geleceklerdi, yarım saat beklemeden sonra ikisi beraber bulunduğumuz kata geldiler ve yanımıza oturdular. Bir sorun var gibiydi sanki dün tanıştığım kız gitmiş ve onun yerine ruhsuz birini getirmişlerdi. Ben tedirgin bir şekilde ne içeceklerini sorduğumda kendilerinin alacaklarını söyleyip Filiz'e işaret edince Kemal'e dönüp
- Ne diyorsun bu duruma?
Dedim.
-Haklısın sanırım, niyeti yok
Diye fikrini belirttiğinde moralim çok bozulmuştu. Filiz ve Gamze'nin içeklerini bitirmelerini bekledikten sonra
- Buradan kalkalım
Şeklindeki teklifim üzerine kalktık ve Gamze'nin arabasına doğru ilerlerken Gamze
- Kemal abi sen kullanır mısın?
Teklifini yapınca son bir yoklama yapabilirim diye düşündüm, tabii ki yanıma oturursa. Filiz direk öne geçince oda yanıma oturmak zorunda kaldı. Birden elimi omuzuna götürüp kendime doğru çektim. Elimi omuzundan çekip en uca geçince fazla zorlamamam gerektiğini anlayıp ve de durmam gereken çizgiyi çektiğini düşünerek hamlelerime son verdim. Artık olmayacağını düşünüp samimiyeti keserek tamamen ciddi ve mesafeli davranmaya başladım. Kemal aracı sahilde bir kafeteryanın önüne çekti ve hep birlikte sahile bakan kısımda bir masaya oturduk. Bugünün bitmesi ve düştüğüm durumdan kurtulmak için dua ediyordum. Gamze bir müddet sonra
- Saat geç oldu, yavaş yavaş kalkalım
Deyince heyecanla yerimden fırlayıp
- Hadi gidelim
Dedim. Yine arabayı Kemal kullanıyor, yanında Filiz, arkada en solda ben ve en sağda Gamze yola çıktık. Kemallere geldiğimizde herkes aşağı indi ve Gamze sırayla vedalaşmaya başladı. Vedalaşma sırası bana gelince
- Hadi senide evine bırakayım
Dedi.
- Yok ben kemallere geçeceğim
Dediğimde gözlerini masum bir kedi gibi büyüterek
- Lütfen gitme
Dedi ve ben de Kemal'e
- Kemal ben eve geçiyorum sonra görüşürüz
Dedim. Arabanın şoför koltuğuna o oturmuştu ve ben de yan koltuğa geçtim.
- Ev nerede?
Diye sordu. Evimiz kemallere yakındı ve köşeyi göstererek
- Hemen şu köşeden dönünce
Dedim. Teşekkür edip iyi geceler diledikten sonra tam inecekken
- Bu kadar mı?
Diye mırıldandı kısık sesle. Ne yapmamı beklediğini düşünüp elimi kapı kolundan çektim ve tam ciddiyetle
- Ne olmasını bekliyorsun ki? Sana dün akşam yeterince açık olduğumu düşünüyorum. Bugün yanıma gelip bütün gün somurttun. Ben artık aramızda bir şeylerin olmasını istemediğini düşünüyorum ve bu yüzden geri çekildim. Sen istemedikten sonra bu iş olmaz
Deyince
- Yanlış düşünüyorsun
Dedi.
- O kadar şey söyledim, hangi söylediğim yanlış?
Diye sorunca oda
- Seni istiyorum ama biraz yavaştan alsak olmaz mı?
Teklifinde bulundu. Bu zaman isteme teklifinden sonra
- Kusura bakma. Bu şekildeyken sana nasıl davranacağımı bile bilmiyorum. Karar senin ben sana teslimim. Seni ilk gördüğüm andan öncesini unuttum. Senden başka bir şey düşünemiyorum artık
Dediğimde göz kapaklarını kırpmadan bana bakıyordu ve o gözler yine bana gülüyordu. Tek yapabildiğim şey gözlerine kilitlenmekti.
- Bende senin yanında hiç olmadığım kadar mutlu hissediyorum. Dediğin gibi olsun bende sana teslim olmamak için uğraşıyordum ama sensiz olamam gibi geliyor.
Demesiyle elimi omuzuna koyup kendime çektiğimde göğsüme sokuluşu beni bir kez daha büyülemişti. Beş dakika kadar arabada sarılmış vaziyette hareketsiz durduk. Sonra o büyülü dakikaları
- Saat 12 olmuş annem beni öldürecek. 1 saat nasıl geçti
Diyerek bozdu. Bakarken alnından öptüm, dudaklarını uzatıp gözlerini kapatınca biraz fırlamalığımdan mı yoksa aceleci davranmamak adına mı bilmiyorum ama kapıya elimi uzatıp
- Hadi iyi geceler
Diyerek dışarıya çıktım. Yavaş gitmesini, eve gidince mutlaka aramasını söyleyince somurtarak ve istemsiz bir tavırla yola çıktı. Yirmi dakika kadar sonra telefon çaldı
- Ben geldim canım
Diye bir mesaj göndermişti. Canım güzel bir kelimeydi, içim sıcacık olmuştu ve mutluydum. Yedi aylık yalnızlıktan sonra artık içimde hayatımın sonuna kadar sevebileceğim, ruhumun diğer eşi diye düşündüm. Hayatıma giren kimseye karşı gardımı böyle indirmemiştim ve bir an içimi korku kapladı. Kendimi toparlamaz isem en büyük acıyı da ondan çekebileceğimi düşünüp korkuyla karışık bir sırıtmayla uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantılı Aşk
RomansSaplantılı bir aşk. Ne birlikte ne de ayrı yapabiliyorlardı. Bu aşk tümör gibi gitgide onları bitirmekteydi.