27 Ekim'93, Çarşamba - Aklımdan Çıkmıyor

21 0 0
                                    

27.10.1993, Çarşamba


Sabah 08.00'de zar zor kalktım. Matematikten ders alacaktım. Babaanneme gittim. Ünsal Telli tam 9.00'da geldi. Adamın yanında esneye esneye bir hal oldum. Adam da "Esne, rahat ol." diyor. Bana da gülme geliyor. Neyse 11.00'e kadar çalıştık. 20 tane ödev verdi. Köpek.

11.10'da giyinmiştim. Yemek yerken Gözde telefon etti. Evde yalnızmış, korkuyormuş. Ben de "Geliyorum." dedim. Allah'tan yemek boğazımda kalmadı. 11.20'de Gözdelerdeydim. Önce Gözde, bana günlüğümü okuttu. Sonra telefon şakaları yaptık. Eren'i aradık. Ne yazık ki yokmuş. Suat'ı aradık. Annesi çıktı. Ne dese "Hımm." diyoruz. Kadın, Suat'ın arkadaşları der demez aradan herifin biri çıktı. "Sen kapa." dedi, annesine. Kadın kapattı. Biz de kapattık. Çünkünüm sıkmıştı. Ama çok güldük. Sonra Kadriye Abla diye bir kadın varmış. Gözdelerin tanıdığı. Onu işlettik. Ben konuştum.

- Ben Ülkü, dedim.

Saatlerce sohbet ettik. Bana "Taner Bey nasıl?"dedi.

- He he iyi, dedim.

Kadınla konuşmadan önce "ALOO!"diyoruz, ses gelmiyormuş gibi. Kadın kıçını yırtıyor,bize sesini duyurabilmesi için. Telefonu kapattık. Yine aradık. Gözde " Sayın abonemiz, işletildiniz." dedi.

12.00'de Gözdelerden çıktık. Şaşırtıcı bir durum ama geç kalmadık. Bugün okul çok gırgırdı. Evren tutturdu Depo'ya gidelim diye. Dilşat, Hakan, ben ve Evren gitcekmişiz. Bir ara Canan lafları duydum. Tanımasam da Canan'a gıcık oluyorum. Evren'e "Bilmiyorum, belki gelirim." dedim. Çünkü anneme sormam gerekirdi. Anneme sormadan hiçbir yere gitmem.

Evren'le Hakan tutturdu gel, diye. Hakan da gel, diyor çünkü; ben gitmezsem Evren, Evren gitmezse Hakan gitmeyecek. Neyse "Yarın cevabımı vereceğim." dedim. Evren devamlı "Gelceksin." diyor. Ne yapacağımı bilemedim. Neyse, daha sonra Evren bana bir şey söyleyecekti. Bunu bir kağıda yazdı. Kağıtta :

"Sana aşık oldum." yazıyordu.

Duygularımdan artık eminim. Evren bana kendini sevdirdi. Ve aklımdan çıkmıyor şimdi.

Neyse, millet kağıdı kapmaya çalışıyor. Bir ara Hakan Ay aldı ve sınıfta kağıtla birlikte bir tur attı. Ve sanki inadına kağıdı herkese gösteriyor. Ama okuyan olmadı galiba.

Hıı, bir de bugün iki ders boştu. Resimci Dilfırip Hanım gelmemiş. Cem bunu duyunca sevinçten uçtu ve kollarımı tuttu. Sarsıyor beni bu arada. Zihniye denen salak müdür yardımcısı geldi. Cem'e anlatamıyorum. Salak karı geldi.

- Ne yapıyorsunuz siz, diye kıçını yırttı. Sonra da s...... gitti.

Din dersi çok gırgırdı. Artık Din'e Ömer Kaya geliyor. Çok gırgır adam. Hocanın en nefret ettiği şey defterle veya kitapla yellenmek. Sınıfa bir girdi. Herkes yelleniyor. Bir bağırdı "İndirin, bırakın elinizdeki defterleri" diye. Bütün sınıf çatladık gülmekten. Ben zaten adamın suratına baktıkça gülme krizi geçiriyorum. Derste Cem ıslık çaldı. Hoca "Nerden geldi o ses?" diye ayaklandı. Adam " Hangi salak yaptı?" diyor. Cem kırılıyor gülmekten. Cem ayrıca salak bir surat ifadesiyle hocaya bakıyor. Hoca kesin Cem'i geri zekalı sandı. Garip garip Cem'e baktı. Cem bizi çok güldürdü. Çok iyi çocuk ya!

Vatandaşlık dersinde ise hocanın taklidini yaptım. Ben kendime gülüyorum. Gözde yerlere atıyor kendini gülmekten. Çok komikti. Ama sonra kadın gözümüzün içine bakmaya başladı. Biz de sustuk.Müzikte ise pek bir bok olmadı. Hoca sözlü yaptı. Çıkışta Evren turşucuya gelmedi.

6'ya 5 kala Gözdelerdeydik. Önce Gözde'nin anne ve babasından izin aldık. Benim onlarda kalmam için. Sonra bizim eve geldik, benim annemden izin almak için. Yolda Nihan'ı gördük. Fırına gittik ve Gözde ablasının ayakkabılarını boyattı. Yolda ekmek Nihan'ın elinden fırladı. Nihan akrobatik hareketler yapıyor, ekmeği tutmak için. Neyse bize geldik. Annem izin verdi. ve 7'yi 10 geçe Gözdelerde olduk. Biraz oturduk. Sonra mikado oynadık. Gözde, ablası ve ben. Daha sonra ise yemek yiyip günlüklerimizi ve Duvar Yazıları kitabını aldık, balkona çıktık. Günlüğümün köşelerine duvar yazılarını yazdık. Sonra bir ara balkonda Gözde ile 10. Yıl Marşı'nı söyleyip içimizi rahatlattık. Ara sıra bağırmak insanı rahatlatıyor. Sonra hava soğuk diye Gözde'nin babası "İçeriye girin." dedi ama o an bize üşümek bile zevkli geliyordu, çok mutluyduk. Mutfağa girdik ve tıkındıktan sonra 1.00'de yattık. Sanırım 2.30'da konuşurken uyuyakalmışız.

Kayıp GünlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin