BEKLE BİZİ AMERİKA

7.7K 398 13
                                    

2 HAFTA SONRA

Beş genç gittikleri kafede final haftasının bitmesiyle rahatlamış bir şekilde oturuyordu. Defne iştahla önündeki pastayı yemeye başladığında diğerleri de hiç beklemeden kendisine katıldı. Ağzındakini hızlı bir şekilde yutan Çağla büyük bir heyecanla

-"Evet. Bildiğiniz üzere son senenin ilk finalleri bitti. Tatil için ne yapıyoruz?" Dört genç onaylayan gözlerle Çağla'ya bakarken Buse

-"Gidilecek bir yer kaldı mı?" Defne olumsuz bir şekilde başını sağa sola salladıktan sonra

-"Geride bıraktığımız 3 yılı düşünecek olursak... Deniz'in memleketi İzmir'e, Çağla'nın memleketi Ankara'ya, Buse'nin memleketi Eskişehir'e, Buğra'nın memleketi Çanakkale'ye ve tabi ki benim canım memleketim Bursa'ya gitmiş bulunuyoruz."

-"Ee bu sefer nereyi keşfediyoruz?" diyen Çağla ile birlikte o zamana kadar hiç konuşmayan Buğra araya girdi.

-"Türkiye'nin birbirinden güzel şehirleri var birini keşfederiz artık. Ama yok illaki grubumuzdan birinin memleketini ziyaret edelim diyecekseniz. O zaman gideceğimiz yer Amerika/New York." bunun üzerine Deniz ve Defne şaşkınlıkla Buğraya bakmaya başladıklarında, Buğra ben masumum dermişçesine ellerini yukarı kaldırıp " Bana öyle bakmayın hiç. İlk sene takılmaya başladığımızda bu fikri ortaya atan sizlerdiniz. Ben sadece hatırlatıyorum." dedikten sonra kahvesinden bir yudum aldı.

Buse ve Çağla büyük bir hevesle Deniz ve Defne'ye bakmaya başladıklarında iki genç kız ne diyeceklerini bilemediler bir süre.

-"Kızlar oraları merak ettiğinizi biliyoruz ama maddi durumları nasıl? Oradaki yaşam şartları ne bilmiyoruz. Öyle değil mi Defne?"

-"Evet. Bende hiç sormadım." Çağla şaşkınlıkla

-"Nasıl yani çıktığınız çocukların ne işle uğraştıklarını bilmiyor musunuz?" İki genç kız aynı anda

-"Hayır" dediklerinde Çağla bezmiş bir ifade ile

-"Kızım siz nasıl insanlarsınız? Hiç mi merak etmediniz? Ya mafya çıkarlarsa, ya da seri katil. Hakkında hiçbir şey bilmediğiniz insanlara nasıl güvenip, erkek arkadaşım diyebiliyorsunuz?" Buse, Çağla'nın hayal gücü karşısında gözlerini devirdikten sonra

-"Yapma Çağla. O çocukların mafya yada seri katil olmalarına imkan yok. Hem bence Defne ve Deniz'i onlar için önemli kılanda bu. Kızlar size gelince oraya gidince masraflarımızı onlara ödetecek değiliz ya. Onların tek yapması gereken bize davetiye göndermeleri gerisini biz hallederiz." Defne bir süre düşündükten sonra eli çantasındaki telefona gitti.

-"Ben arayıp bir sorayım. Bakalım ne diyecekler?" Genç kız Alex'i aradığında masadaki kimseden çıt çıkmıyordu. Genç kız aramanın sonlanmasıyla "bugün babasıyla bir işi vardı. Ondan duymuyor herhalde." derken telefonunu çantasının içine koydu tekrardan. Ardından da Deniz'e dönüp "bir de sen dene bakalım." dediğinde Deniz derin bir nefes alıp telefonuna uzandı. Telefon ilk çalışta açıldığında

-"Dean."

-"Hayatım. Ben aramadan sen arar mıydın?" derken genç adamın sesindeki alaylı ton genç kızın gözlerini devirmesine neden oldu.

-"Seninle laf dalaşına girmek isterdim ama şuan dört çift meraklı göz beni izliyor. O yüzden sana soracağım soruyu iyi düşünüp öyle cevap ver lütfen."

-"Merak ettim şimdi. Konu ne?"

-"Biliyorsun biz final haftasını kazasız belasız atlattık. Ve her dönem sonu bir yere tatile gidiyoruz. Bu dönemde nereye gidelim diye düşünürken..."

-"Kesinlikle buraya gelmelisiniz?" Genç adamın sesindeki heyecanlı ve istekli ton ile Deniz'in yüzünde istemsiz bir gülümseme oluştu.

-"Aslında...bende onu diyecektim. Ama ne gerekiyor bilmiyoruz."

-" Pasaportunuz var mı?"

-"Elbette."

-"Tamam geri kalanı kolay. Kaç kişi geleceksiniz?"

-"Beş kişi."

-"Tamam. Ben size davetiyeleri en yakın zamanda göndereceğim. Bu arada kaç kız, kaç erkek? Ona göre otelde yerlerinizi ayırttırayım."

-"Onları biz hallederiz Dean."

-"Deniz, lütfen. Burası Türkiye değil. Hiçbir yerini bilmediğin bir ülkede iyi oteli nerden bulacaksın?"

-"Şey biz...yani...yük olmak istemiyoruz. O yüzden oteli falan bir şekilde ayarlarız." genç adam sinirle nefesini dışarı verdikten sonra

-"Deniz, ne senin ne de arkadaşlarının yük olacağı falan yok. Türkiye'de geçirdiğim harika günlerin karşılığında yardım edeceğim o kadar. Şimdi kaç kız kaç erkek olduğunuzu söylersen ona göre yer ayarlayacağım?"

Deniz pes etmiş bir şekilde Dean'in sorduğu soruları cevaplandıktan sonra sıkıntıyla telefonu kapattı.

-"Otel odalarını da ayarlayacakmış." Buğra, Deniz'in yüzündeki utangaçlığını farkettiğinde rahatlatmak istermişçesine

-"Deniz, sadece odaları ayarlayacak. Parasını vermeyecek. Verse bile kabul etmeyiz zaten."

-"Buğra haklı tatlım. Sadece bizim için rezervasyon yapacak o kadar para konusunu biz halledeceğiz." dedikten sonra güven vermek istercesine gülümsedi. Çağla sesindeki heyacanı gizlemeye çalışmadan

-"Evet. Şimdi ne yapacağımızı biliyoruz. Öyle değil mi?" Masadaki bir kaç saniyelik sessizlikten sonra Defne, Deniz, Buse ve Buğra sırasıyla

-"Alışverişe çıkacağız?"

-"Hayır."

-"Ailelerimize haber vereceğiz?"

-"Hayır."

-"Valizleri hazırlayacağız?"

-"Hayır!"

-"Kupa kaldıracağız. Aslında kadeh kaldırsak daha iyi olur ama..." deyip önlerindeki nescafe bardaklarını gösteren Buğra'ya göz kırpan Çağla elindeki kupayı havaya kaldırıp tüm cafenin dikkatlerini üstlerine çekecek derecede bağırdı.

-"BEKLE BİZİ AMERİKA!"

XxxxxxxxxxX

HERKESE TEKRARDAN MERHABA...

BU BÖLÜM BEKLENTİLERİNİZİ KARŞILAYAMAYABİLİR. ARA BÖLÜM DİYE TABİR ETTİĞİM BÖLÜMLERDEN BİRİ OLDUĞU İÇİN DİYALOGLARI YAZARKEN ZORLANDIM...

NE KADAR KÖTÜ OLURSA OLSUN. HER ZAMANKİ GİBİ YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ BEKLİYORUM...

DİĞER BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE...

Yabancı Damat - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin