-"Deniz, kızım masanın üstündeki şerbetleri götür. Ne olur ne olmaz diye şu peçeteleri de götürmeyi unutma... Diğer sehpaları da çıkar. Sonra da boş bardakları toplayıp bulaşık makinesine koy. Bir de..."
-"Ay! Anne yeter ya. Kendimi evin kızı gibi değil de hizmetçisi gibi hissetmeye başladım. Buraya nişanım için geldim. Sen bana boşları toplatıyorsun. Anlamıyorum ki madem ortada bardak taşıyacak biri olmalı git Ege'yi çağır bu onun işi."
-"Kızım, Ege'nin günahını alıyorsun. Dean'i ve arkadaşlarını gezdiriyor."
-"Bana da o koyuyor ya zaten. Nişanlandığımız günden beri yüzünü görmedim çocuğun. Bu gidişle Dean'i Ege'ye kaptıracağım haberin olsun." deyip masadaki bardakları tek tek tepsiye koyan kızını izledi bir süre Selma Hanım.
-"Deniz, güzel kızım. Yorulduğunun, sıkıldığının ve en önemlisi Dean'i özlediğinin farkındayım ama birkaç saat daha sabret. Akşam istediğiniz gibi gezersiniz."
-"Akşam. Anlaştık... Ama vazgeçmek yok."
-"Merak etme güzel kızım. Hadi misafirler bizi bekliyor." Deniz, masanın üstündeki tepsiyi yavaşça eline alıp
-"Hadi anneciğim. Çok sevgili misafirlerimizi(!) daha fazla bekletmeyelim."
XxxxxxX
Deniz, herkese tek tek şerbetleri dağıttıktan sonra ablasının uzanmış olduğu koltuğun ucuna oturup dakika saymaya başladı. 'Birkaç saat daha sabret Deniz. Sonra Dean'in yanına gidip huzur bulacaksın.' Bu cümleyi içinden tekrar edip duran genç kızın ilgisi elindeki baskıyla dağıldığında merakla ablasına bakmaya başladı.
-"Tatlım. Nevin Teyze sana bir soru sordu." Gözlerini yavaşça tam karşı koltukta oturan kadına çevirdiğinde yüzüne mahçup bir ifade yerleşti istemsiz olarak.
-"Kusura bakma Nevin Teyze. Bu aralar çok yoruldum da dalmışım."
-"Önemli değil Deniz... 'Ben yapabilecek misin' diye sordum?"
-"Ben neyi yapabilecek miyim onu anlamadım?"
-"Gevur biriyle nişanlamışlar seni. Yapabilecek misin? Emin misin?"
-" 'Nişanlamışlar' kelimesi biraz tuhaf kaçmadı mı Nevin? Deniz'i zorla nişanlamışız gibi..." Deniz, annesinin sesindeki kırılganlığı farkettiğinde derin bir nefes aldı sakince.
-"Ben duyduğumu söylüyorum." Selma Hanım tekrar konuşmak için ağzını açtığı esnada
-"Yanlış duymuşsun Nevin Teyze. Geçen hafta İzmir'e gelme nedenim aileme bu durumu açıklamaktı. Annem ve babam bana değer verdikleri için kabul ettiler. Şuan nişanlıyım ve gayette mutluyum."
-"Şimdilik."
-"Anlamadım."
-"Şimdilik mutlusun. Bayram nedir? Adet nedir? Bilmez. Eminim anne ve babanın elini bile öpmemiştir daha. Böyle biriyle gerçekten mutlu olabileceğini düşünüyor musun?" Yaprak, kız kardeşinin patlamaya hazır olan bir bombaya dönüştüğünü farkettiğinde sesli bir şekilde yutkunup
-"Aslında Dean Türklerin adetlerine gayet meraklı. Bunu nişan günü de baya belli etti. El öpme konusunda biz de sizin gibi düşünceliydik ama Dean Deniz'in İstanbul'daki ev arkadaşı olan Defne'ye merak ettiği herşeyi sormuş. Ve inanın bana o konuda bir Türk'ten farkı yok."
-"Hiç gevur çocuğu ile bizim oğullarımız bir olur mu Yaprak?"
-"Ben..."
-"Ablacığım bu konuda Nevin Teyze haklı. Hiç Dean ile Cenk bir olur mu? Mesela Dean hiçbir kızı okul çıkışı evin kapısına kadar takip edip korkmasına neden olmamıştır. Ya da içip içip gecenin bir yarısı rezillik çıkarmamıştır."
