Gözlerimi araladım yavaşça odayı saran menekşe kokusunu duydum adeta ruhumu huzurla dolduruyordu masanın üzerinde duran mor menekşelerden geliyordu bu muhteşem
Koku...
Hafifçe doğrulduğumda yataktan dolabımın önünde kıyafetlerimi hazırlayan belle'i gördüm saçları darmadağını belli ki sabahın erken saatlerinden beri ayaktaydı. 'Günaydın dedim yavaşça' belle irkilerek bana döndü
'şey günaydın hanımefendi'
'Kıyafetiniz hazır babanız kahvaltıyı bahçeye istedi başlamak için sizi bekliyorlar efendim'
'Bir dakika babam kahvaltıyı bahçeye mi istedi yani'
Bu bir şaka olmalıydı babam bahçede kahvaltı yapmaktan nefret ederi Nasıl olurda kahvaltısını bahçeye isteye bilirdi ki?
Bunu öğrenmemin tek bir yolu vardı bir an önce kahvaltıya inmek belle aşağıya inip hemen geleceğimi söylemesini istedim
'Peki efendim'
Odayı terketmesi saniye bile sürmedi
Küçüklüğümden beri bu durumdan nefret ederim insanlara köle gibi davranılması beni oldukça sinirlendiriyordu.Dolabın kolunda asılı duran açık mavi kolları yarım elbiseye baktım bu annemin bana son hediyesiydi ve 16 yaş günümde benim için özel olarak diktirmişti.
yataktan kalkıp dolaba doğru ilerledim elbisenin eteğini aldım avuçlarıma kumaşı mükemmeldi rengi benim en sevdiğim renkti açık mavi londranın bütün kadınlarına göre aşk kırmızı renkteydi ama bana göre aşk maviydi sıcacık bir mavi
annemde öyle derdi aslında aşk mavi renktedir diye babamla sürekli tartışırlardı ama bütün bu tartışmalara kıskançlıklara rağmen birbirlerine muhteşem bir aşkla bağlıydılar annemin ölümü babamı yıksa da bizim için yaşamaya mecbur olduğunu biliyordu ama biliyorum babamda onunla öldü bambaşka bir adam olmuştu adeta yaşamıyordu sadece öyle gözüküyordu
Buna rağmen ben o huysuz ihtiyara deliler gibi aşıktım her kız gibi aslında ..
kardeşimin sesiyle irkildim 'anna hadi babam köpürmüştür acele et yoksa tatsız bir kahvaltıya mahkum olacağım'
ketrinin bu tavırlarına hayrandım umursamaz ve anı yaşayan biriydi o 'iniyorum diye seslendim' hemen geceliğimi kollarımdan aşağıya itim gecelik ayaklarımın önüne düşmüştü elbiseyi üzerime geçirdim aynanın karşısına geçtiğimde saçlarımın kızıl telleri arasından sızan güneşin aynaya yansıdığını gördüm uzun saçlarımı ellerimle iki yandan toplayıp ucunu ördüm sonrada başımın üzerine bir topuz gibi sardım masanı üzerinde duran parfümü alıp kulaklarım kenarına ve bileklerime sıktıktan sonra aynaya son bir defa baktım işte bu kadardı tabi ketrin için bu süre yarım saat daha uzundu aklımdan geçen bu düşünceyle gülümsedim .kapıya yöneldiğimde ayakkabılarımın olmadığını fark etmem uzun sürmedi dolabın önünde duran ayakkabıyı giyip kapıdan çıktım
uzun koridorun sonundaki merdiveni birer ikişer inip bahçe kapısına doğru yürüdüm babam oldukça huysuz gözüküyordu her zamankinden biraz daha fazla üstelik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Y.A.S.A.K
Teen FictionBütün hissettiğim Kocaman. Bir boşluktu ölmek bu muydu Kocaman dipsiz bir kuyu ben daha ihtişamlı hayal etmiştim halbuki ...