Son kez özlüyorum seni. Gözlerimi kapatıyorum. Birlikte olduğumuz anlar geçiyor gözlerimin önünden. Bir daha hiç özlemeyecek gibi dökülüyor gözyaşlarım. Gözyaşı.. Ne kadar garip değil mi? Kimyasal olarak biraz tuz ve sudan oluşuyor. Ama içinde onlarca duyguyu,hayalleri ve umutları göremiyor mikroskoplar. Bütün anılar yanağımdan yastığıma damlıyor. Sana dair olan her şey şimdi yastığın üzerindeki küçük bir nemlilikten ibaret..
Yanımda olmanı,senin için akıttığım her gözyaşında kendini görmeni, içlerinde sana dair kurduğum hayallerin nasıl bir damla içinde boğulduğunu göstermek isterdim.
Ama sen yoksun. Hiç gelmeyeceksin biliyorum. Birbirimizin yansıması gibiyiz.İnatçısın sende,benim gibi. Sözünden asla dönmezsin. Belki sende benden bir adım atmamı bekliyorsun. Ne kadar üzülsem de dönmeyeceğimi sende biliyorsun. Seni değil aslında bizi özlüyorum. Ama eğer sana gelecek olursam biliyorum sadece seni bulacağım orada.
Ama en çok neyden korkuyorum biliyor musun? Bana kurduğun cümleleri başkasına kurmandan, birlikte dinlediğimiz Zeki Müren şarkılarını başka birisiyle dinlemenden,başkalarıyla hayal kurmandan. Parmaklarımı dans ettirdiğim saçlarının arasında başkasının elinin olmasına nasıl katlanmamı bekliyorsun!
Ben hala seni düşünüyorum işte. Kaç zaman geçti,hala kireç tutmuş çaydanlık gibi seni düşünüyorum. Biraz kızgınım,biraz kırgın. Ama hala senden vazgeçemedim. Aradan geçen zaman belki aramızdakiler zayıflattı ama koparamadı. Kopamadım senden anla işte! Yapamıyorum sensiz! Duy sessizliklerimdeki çığlığı! Duy ve gel. "Yanındayım." de. İnandır beni bu yalana.
Pazartesi günlerimin güzel geçmesini sağlayan insan,sence de fazla beklemedin mi geri dönmek için?