Media da Sona'nın temsili resmi ve kar yağarken çaldığı şarkı var.
****
Yolda boş boş ilerlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Gece uyuyamadığım için sabah erkenden evden çıkmış aylak aylak dolaşıyordum. Bir an önce okula gitmem gerekiyordu. Etrafıma baktığımda okula çokta uzak olmadığını gördüm. Titreyen telefonumu cebimden çıkarıp kim olduğuna baktım. Derya arıyordu.
"Efendim canım?" aslında kimseyle böyle sıcak konuşmazdım. Tabi Derya dışında. En kötü zamanlarımda yanımda durmuş bana destek olmuştu. Psikoloğa gittiğim zamanlarda toparlanmamda büyük yardımı dokunmuştu.
"Nerede kaldın? Ders başlamak üzere." Dediğinde saate bakmak aklıma geldi. Kaç saattir dışarıdaydım?
"Yaklaşmak üzereyim zaten. Sen neredesin?"
"Okulun girişindeyim." Dediğinde 5 dakikaya orada olacağımı söyleyip kapatmıştım.
Derya'yı kısa zamanda olmayan kardeşimin yerine koymuştum. O olmasa toparlanamazdım.
Dalgın dalgın yürürken önümdeki arabadan gelen korna sesiyle sıçradım. Aslında kaldırımın dibinde duruyordum.
Arabanın canımı indirip;
"Baksana kızım önüne." Dediğinde sinirlenmiştim.
"Sende dikkat etseydin be! Bu kadar dipten arabamı sürülür. Kim verdi sana ehliyeti!!" diye bağırdığımda kaşları çatık biri indi arabadan.
Siyak saçlı siyah gözlü iri yarı biriydi. Kaşları çatık olunca korkmadım desem yalan olurdu. Titrediğimi görmüş olacak ki alayla güldü.
" Ne o korktun mu?" dediğinde sinirimin iyice zıpladığını fark ettim.
Eski ben olsa şimdiye suçsuz olsam bile özür dilerdim. Ama yaşadıklarım beni güçlendirmişti. Kimseden korkmaz, kimseden çekinmezdim. Dışarıdan bakıldığında soğuk biri gibi duruyordum. Normalde de soğuktum zaten. Aşırı yakın olmadıklarım dışında.
" Ne korkacağım be. Senden korkan senin gibi olsun. Kendini kabadayı falan mı sanıyorsun kaş çatmalar, dik dik bakmalar falan. Sanki sen varsın sadece böyle. Etrafta kabadayı gibi gezen bir sürü insan var. Onlar varken sen mi kaldın korkulacak. "
Baya bir saçmalamıştım sanırım. Sinirlendiğimde ne dediğimi bilmez, alakalı alakasız her şeyi sıralardım.
"Kabadayı? Sen kime kabadayı diyorsun lan." dediğinde kaşları iyice çatılmıştı. O kadar şey söylemiştim. O kadar cümleden bunu mu çıkarmıştı?
"Çattık allahım ya" diye mırıldandığımda duymuş olacak ki;
" Ne diyorsun kızım sen?" diye bağırmıştı.
"Hem suçlu hem güçlü. Geçmiş bide karşıma bana dikleniyor. Bas git kardeşim işine." Diyip bir yandan bağırıp bir yandan elimi kolumu sallıyordum. Bakan birkaç kişiyi takmayıp yoluma devam ettim.
Arkamdan gelen birkaç homurtudan sonra yanımdan son sürat bir araba geçtiğinde gittiğini anladım. Kısa zamanda okula gelmiş Derya'yı bulmuştum. Neden geç kaldığım zırvalıklarının hesabını verdikten sonra derse girmiştik.
Dersten bittikten eve gitmeye koyulmuşken kar yağmaya başlamıştı. Böyle havalarda yürümeyi dans etmeyi ve keman çalmayı severdim. Bu tarz havalar çalarken daha çok rahatlatıyordu. Derya nın bir şeyler yapma fikrine karşı gelip yürümeye başladım. Eve gidip kemanımı alabilirdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/53855571-288-k951518.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kemanın Dansı (askıda)
RomanceGİTTİN.. Ansızın, haber vermeden. ****** Gitmeden önce düşün Çünkü döndüğünde bulduğunla, Giderken bıraktığın asla aynı olmayacak...