" şimdi havaalanına gidiyoruz abi ben sana haber veririm geldiğimizde," kısa bir sessizlik. " hayır abi sadece Almanya ya gideceğini biliyor" yine bir sessizlik.
"buyur abi dinliyorum" karşı tarafı dinliyordu. "alo Barlas abi, alo alo Barlas!" ne zaman uyumuştum hiçbir fikrim yoktu dün gece kaçırıldığımda uyumuştum ama sanırım hala yorgundum ve gözlerimi açamıyordum hala beni uyuyor biliyorlardı o yüzden rahatça konuşuyordu.
Başım patlıyordu hala gelmemiş miydik biz? Ne bu kadar uzun sürmüştü bu yol. Uyandığımı belli etmek istemiyordum, bu yüzden olduğum gibi davranmaya devam ettim.
"fuat abi uyandırayım mı kızı?" dedi sessizce emir, " uyandır,kış uykusuna yattı mübarek". Bir el koluma dokundu ve okşamaya başladı,birden içim ürperdi terleyen avuç içlerinle kolumu sıvazlıyor du.
"defne kalk hadi geliyoruz" elini çekmişti ama sanki hala ordaydı sanki hala ordaymış gibi sıcaktı. Yerimden doğruldum yan yatmaktan boynum tutulmuştu elimi boynuma götürüp ovaladım, etrafıma bakındım yeni fark ediyordum minibüs gibi bir arabadaydık emir tam karşımda, yanımda fuat saçmalığı oturuyordu.
gözlerimi zar zor açıyordum sadece "nerdeyiz" çıkabilmişti ağzımdan bu yorgunluğuma anlam veremiyordum. Bu kadar yorgunluk neden oluyordu.
Emir camdan dışarı baktı ve "havaalanı garajına giriyoruz şimdi" derin bir nefes aldı "toparlan sende" dedi. Ağlamak istiyordum, evime gitmek istiyordum, abimi özledim, idili özledim, annemi özledim. Ben kaldıramam böyle şeyleri, böyle güçlü kız olma modelleri falan bana ters, hala nasıl dayanıyorum anlamış değilim zaten. Belki de şuan beni yatışıran şey babamın yanına gitmem onun yanına gidersem belki kurulurum. Ya babam da onların elindeyse o zaman bu kadar rahat ve güçlüymüş gibi davranabilceğimi zannetmiyorum. Gözümden bir damla yaş aktı, gözümden araba paspasına düşüşünü izledim ve paspas da eriyişini, arabanın kapısı açıldı kafamı kaldırıp kapıyı açan kişiye odaklanmaya çalıştım ama gözlerimde yaş vardı ve kim olduğunu göremiyordum. Emir birden ayağa kalktı aynı anda fuat saçmalığı da "sende kimsin" dedi fuat saçmalığı.
"defneyi çabuk bırak!" ne o da kimdi elimle gözümü sildim. Emir tıslar bir şekilde dişlerinin arasından "güven akalı" dedi gözlerim yerinden çıkcakmış gibi açıldı "abii!!" diye ciyakladım abim gülümseyen gözlerle bana baktı, arkasından 2 tane polis çıktı " fuat çağdaş ve emir çağdaş insan kaçırmadan tutuklusunuz, bize zorluk çıkarmayın inin arabadan" dedi sivil olan polis.
İkisinin soyadı aynıydı babası mıydı yoksa, öyle olsa neden ona emir, abi desin ki yani abisi olmak için fuat kişisi fazla büyüktü resmen babası yaşındaydı.
"defne gel ağabeycim" arabadan hızlıca çıkıp abimin boynuna atladım, ne kadar çok özlemiştim "abi neden, neden kaçırıldım" dedim hala ona sarılıyorken, omuzlarından tutup beni geri çekti " boşver bunları defne, ben seni buldum ya o bana yeter" dedi sessizce elleri yanaklarımdaydı. Nasıl boşverirdim şimdi bunu sorgulucak değildim sadece evime gitmek istiyordum.
Kapıyı babam açtı bugün bu kadar şaşkınlık ve korku bedenime çok fazlaydı "baba!" kollarımla boynuna sıkıca sarıldım. "canım kızım" babamın korktuğunu ilk defa görüyordum, gözlerinde ki korkuyu en son 7 yaşında kaybolduğumda görmüştüm. "baba iyiyim ben" dedim içeri geçerken eline belime dolamıştı ve bir sürede bırakmayacağını biliyordum.
Mutfaktan annem koşarak geldi "defne!" diye bağırdı resmen kucağıma atladı evet nefes alamıyordum şuanda "benim küçük sincabım" dedi saçımı okşarken. "hadi anne o artık küçük bir sincap değil o büyüdü, buna alışsan iyi olur" dedi abim resmen dalga geçiyordu, "evet anne" dedim uyarıcı bir sesle "iyiyim ben tamam odama çıkıyorum ve baba seni odama bekliyorum" önce anneme sonra babama baktım bu konuyu unutacağımı zannetmesinler beni neden kaçırdıklarını çok merak ediyordum nerdeyse ölebilirdim de.
Odama girip duş aldıktan sonra babam odama girdi, çalışma masamın önündeki sandalyeye oturdu bende tam karşısına yatağımın kenarına.
" dinliyorum baba" dedim gözlerimi dikmiş ona bakarken artık bir şeyler açıklaması lazımdı.
" defne bak aslında bunu sana anlatamam, bu senin hiç ilgilendiren bir şey değil.."
" dur, ne diyorsun sen ya ? nasıl beni ilgilendiren bir şey değil baba? O zaman neden kaçırıldım ?" ne demek seni ilgilendiren bir şey değil diyebiliyordu anlayamıyordum, ben kaçırılmıştım ve bu babam yüzündendi " defne bırak da sözümü bitireyim" dedi
"dinliyorum baba" dedim ciddi bir sesle, " bak bunun aileme buluşmasını hiç istemezdim hele ki senin, ama oldu ve bu benim suçum senden çok özür dilerim" derin bir nefes aldı.
"iş seyahatine çıktım dedim size ama seyahat falan değildi şirket batmak üzere ve onu kurtarmak için çok büyük bir borcun içine girdim" derin bir nefes daha "borç aldığım kişi bir holding sahibi genç bir çocuk, borcun ödeme günü geçince şirketin yarısını istedi bende itiraz ettim sonra Almanya da bir görüşme yapalım dedi. Kabul ettim bunlarım olacağını bilemezdim." Bana özür dilerim der gibi bakıyordu.
"ve sen almaya ya gidince seni orda tuttu ve ailene zarar vermek istedi en kolay yem de bendim" dedim babama sinirle bakarak "evet"
"baba bir borç yüzünden kaçırıldığıma inanamıyorum, sadece bir borç" elimi saçımın arasından geçirdim "sadece borç değil başka nedenlerde var" bana bakmıyordu yere bakıyordu " ne demek bu?" dedim sinirle, babam ayağa kalktı kapıya yaklaştı "bunu sana zamanı gelince anlatıcam ama şimdi olmaz defne. Seni seviyorum" dedi ve çıktı odadan " baba!" seslendim ama geri dönmedi.
Deli olucam ya nasıl anlatmaz bana asıl kaçırılma nedenimi. Yataktan yastığımı alıp hızlı bir şekilde geri yatağa attım yataktan sekip yere düştü " hepinizden nefret ediyorum" diye bağırdım.
Yastığı yerden alıp yerine koyarken çarşafımın altında bir kağıt gördüm, yastığı bırakıp kağıdı çıkardım çizgisiz bir kağıda kusursuz bir el yazısıyla şunlar yazılmıştı;
Bu kadar çabuk kurtulmanı beklemiyordum doğru söylemek gerekirse akalı. Seni ilk gördüğüm günü hatırladım da o havuzlu evde, umarım sende beni hatırlamışındır.
Bir daha görüşeceğimize yemin edebilirim belki yarın, belki 5 dakika sonra hiç belli olmaz. Ama görüşeceğiz, şimdi sana iyi uykular.
Barlas K.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emanet
Teen FictionBir eliyle ağzımı kapatıyordu diğer eliyle kolumu kavrayıp, çay bahçesinin arka kapısından dışarı çıkardı. Bir kaçırılma vakası daha mı yoksa?. Çay bahçesinden hızlı yürüyerek çıktık, ona eşlik ediyordum çünkü onunla konuşmak istiyorum amacı neydi...