3. BÖLÜM: "KAÇIRILMA"

83 4 0
                                    

Beni denize zar zor getirmişlerdi aklım yerinde değildi,

birkaç saat önceki olay neydi öyle ne olmuştu şuan hala şok geçiriyordum bence, etrafıma salak salak bakıyordum idil bir şeyler anlatıyordu ama pek dinlediğim söylenemezdi.

Şuan ben o rüyamda ki çocuktaydım böyle şeyler hep dizilerde olurdu, bir keresinde de bir kitapta okumuştum yani şuan biz ne kitap karakteri ne de film oyuncusuyduk böyle şeyler olması çok garipti.

"dimi defne?" " he" dedim anlamayan sesle ne anlatmıştı ki bana onu dinlemediğim için kızardı şimdi. "kızım sen beni dinlemiyor musun" " dalmışım ya ne oldu ki hem ozan nerde" dedim yokluğunu fark edip "ozan bizi bırakıp gitti ya, defne sen iyi misin ozan gideli çok oldu o çocuğu gördüğünden beri mallaştın farkında mısın."

idil fazla hızlı konuşarak kafamı karıştırdı hep hızlı konuşuyordu bu kız. "ozan neden gitti" "babası çağırdı şirkette işi çıkmış söverek gitti zaten, ay defne cidden korkmaya başladım ya iyi misin düşmedin demi sen?".

şuan üzülüyordu bana ve bu beni fazla kasıyordu tabi ozan zengin çocuktu şirket falan. "iyiyim kızım ya ne düşmesi hadi denize girelim."

Dedim ayağa kalktım ve üstümden tişörtümü çıkardım aynı anda şortumun fermuarını açtım ve çıkardım esmer tenime beyaz bikini çok yakışıyordu. " defne o çocuk kimdi" dedi idil o da şortunu çıkartırken ne diyeceğim? çocuğu rüyamda mı görmüştüm diyeceğim saçmalık, bana inanmaz benimle dalga geçerdi.

"emre yi soruyorsan bende yeni tanıştım sadece üçünü katta oturduğunu ve adının emre olduğunu biliyorum" dedim.

anlamızlıktan geldim, ona tabi ki de rüyamı anlatamam çatlak olduğumu falan düşünecek. Sandaletimi çıkartıp denize doğru yürümeye başladım idil de yanımdan yürüyordu.

"yeme beni defne çocuğa nasıl baktığını gördüm" bir şeyler öğrenmek istiyordu belliydi " nasıl baktım" dedim duraksayıp, idil kahkaha atmaya başladı. "beni öp der gibi" dedi kahkaha atmaya devam etti.

"ben sen değilim idil her gördüğüm erkeğin üstüne atlamıyorum" dedim imalı bir şekilde " ya şaka yapıyorum hemen kızma sadece tanışıyor musunuz diye sordum"

"hayır, tanımıyorum" dedim tek kaşımı kaldırarak. "tamam sakin esmer gel biraz yüzelim ha ne dersin" " zaten buraya yüzmeye geldik idil" biraz sert çıkıştığımın farkındaydım ama huzursuzdum işte "tamam sensin" dedi elleri pes eder gibi kaldırdı.

Denize girmek bana çok iyi geliyordu, yüzmek çok güzeldi idille yarış yaptık genellikle ben yendim yüzmede çok iyiyimdir sonra biraz yürüyüş yapıp eve döndük.

Annemin yaptığı soslu makarnayı yiyordum mutfakta yemedim çünkü babam yoktu ve babamsız evin tadı da yok en iyisi odamda kalmaktı bilgisayarın başında yemek yemek çok güzel, bir de twitter'da takılıyorsan keyfime diyecek yoktu. İdilden mail geldi bugün çekindiğimiz fotoğrafları atmıştı onları laptopa aktarıp kopyaladım idile teşekkür edip laptopu kapatıp tabağımı aşağıya indirdim bulaşık makine yerleştirip bahçeye çıktım.

Hamağıma oturdum babamı özlemiştim çabuk gelse iyi olurdu. Kendimi bildim bileli bu hamak buradaydı ve babamla bazen burada uyuya kalırdık.

Sabah kalktığımızda her yerimiz uyuşmuş olurdu, ve bu sefer sabah erkenden koşuya çıkardık. Eve geldiğimizde annem yine bağırır çağırır dururdu. Bize kızarken babamla bakışıp gülerdik anneme.

Çalılıkların arasından bir ses geldi yerimde doğruldum ve sesin geldiği yere kafamı çevirdim "kim var orda" fısıldamıştım korktuğumu belli etmek istemiyordum. Kediydi bence daha fazla burada oyalanmadan hamaktan kalktım tam bir adım atıcaktım ki soğuk bir el ağzımı sımsıkı tuttu gözlerim yerinden fırlıcakmış gibi açıldı bir eli ağzımda diğer eliyle karnımı sardı ve beni kendine çekti kulağıma doğru eğildi "sakın sesini çıkarma sesin çıkarsa annen ve abin buraya gelirler ve ben belimde ki silahı kulanmak zorunda kalırım" dedi dişlerinin arasından sinirliydi neden bu kadar sinirlenmişti ki ben ona hiç bir şey yapmadım.

Sesimi çıkarmadım zaten çıkaramıyordum eli ağzımı çok sıkıyordu nefes bile alamıcak durumdaydım şuan, adam beni sürükleyerek bahçeden çıkardı ve bir arabanın içine girdik baya büyüktü içi adam hala elini ağzımdan çekmemişti arabayı binip kapıyı kapattı ve beni oturtu şoföre "gazla" dedi

şuan kaçırılmış mıydım,cidden kaçırılmak bu heyecansız hayatımda bir maraton olabilirdi ama neden kaçırılıyordum belki de yanlış kişiyi kaçırmışlardı çünkü benim kimseyle hiçbir sorunum yoktu kendi halimde bir kızdım zaten, şuan korktuğum için mi bunları çok düşünüyordum.

Gözlerimi kapatmışlardı nereye gittiğimizi de bilmiyordum ve hangi yoldan gittiğimizi de belki yolu bilsem kaçması kolay olabilirdi.

Kaçırılmayı ne kadar da benimsemiştim ben ya. Araba durdu biri beni kolumdan sürükleyerek arabadan çıkardı ayağımda terliklerim olmadığı için taşlar ayağıma batıyordu.

Şuana kadar hiç konuşmadığımı fark ettim şok falan mı geçiriyordum, yoksa dilim mi tutulmuştu.

Sivri taşlar ayağıma batmaya devam ediyordu sonunda ağzımı açıp konuşabilmiştim "nereye götürüyorsun beni!" dedim bağırarak ama sesim sanki fazla çıkmaktan aksi boğuk çıkmıştı korktuğumu çok belli ediyordum.

Ben konuşunca kolumu tutan elini daha çok sıktı, kolumda şuan kesin morluk olmuştu "canımı acıtıyorsun bırak beni" kolumu zorladım ama bırakmadı sıkıca tutmaya devam ediyordu.

Benimde gözlerim kapalı olduğu için tökezleyip duruyordum ama bunu hiç takmıyordu beni resmen sürüklüyordu. "sesini çıkarma ufaklık" dedi sesli bir şekilde ve bir mendili burnuma bastırdı , ağzımdan küçük bir çığlık çıkmıştı mendil çok değişik kokuyordu ben nefes aldıkça midem bulanıyor başım dönüyordu.

Son hatırladığım tam düşecekken başka birinin beni kucağına alması oldu sonrası karanlık.


EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin