SA1:Mavi Ateş

227 16 3
                                    

Bölüm şarkısı Ciara_Paint İt ,Black

Karanlık...

Zifiri bir karanlık ruhumu ve bedenimi hapsetmiş durumda.Bu ürkütücü zifiri karanlıkla başbaşayım.Elimi tutup beni buradan kurtaracak kimse yok.Boşluktayım ama karanlık bir boşlukta.

Birilerinin varlığını hissediyorum.Sanki beni izliyor gibi.Etrafıma bakınmaya çalışıyorum ama görme yetim beni burada terk etmiş.Gözlerim sadece siyah görmeye yemin etmiş gibi.

Bir anda nefes sesleri duymaya başlıyorum.İçimde bir korku dalgası yükseliyor.Dalga beni de peşinden sürükleyerek götürmeye başlıyor.Nefesin sahibi her kimse iyi olmadığı kesin çünkü onun varlığı ruhumdan çığlıkların yükselmesine sebep oluyor.

Gücümün sonuna kadar kullanarak koşuyorum.Göremediğim varlığı görmek için yanıp tutuşuyorum ama mantığım buna izin vermiyor.

Kaçıyorum ya da kaçmaya çalışıyorum ondan.Bilmiyorum.Neden kaçtığımı, neden yüzleşemediğimi onunla.İç sesim onun benim Azrailim olacağını söylüyor ama inanamıyorum.Çünkü ben ne denli büyük bir suç işlemiştim ki o benim ölümüme susamasını sağlayacak kadar.Bilmiyorum ve bu belirsizlik içimi kemiriyor.

Düşüncelerimi bir kenara itiyorum ve koşmaya devam ediyorum.Artık bacaklarımı hissetmiyorum ama korkum koşmam için beni teşvik ediyor.

Onu hissediyorum yine.Duyuyorum nefes seslerini.Sanki nefesi müzik dinlemek gibi bir etki yaratıyor ben de.Anlamıyorum.Bir yanım ondan kaçarken diğer yanım ise onun yanında olmak istiyor.Duygularımı anlamıyorum,çıkmaz sokaktayım.Ne kadar çıkmaya çalışsam da kayboluyorum bilinmezlikte.

Bu duygulardan beni sıyıran bir ses duyuyorum.Hıçkırık sesi.Sonra görüş alanıma bir çocuk giriyor.Yerde oturmuş,elleriyle yüzünü kapatmış bir şekilde hıçkırarak ağlıyor.

Elimi omzuna yerleştiriyorum.Kendini bir anda geri çekiyor ve o sırada elleri yüzünü terk ediyor.

Ama bu imkânsız.Hayır böyle bir şey nasıl olabilir?

Aslında biliyorum cevabını ama kendime böyle bir şeyi itiraf edemiyorum.Duymak istiyorum.

" Sen kimsin?Neden ağlıyorsun?" diye soruyorum.

Yüzünde asılı kalan yaşlarla bir süre bana bakıyor.Gözlerinde umut ışığı ve biraz da kırgınlık görüyorum.Bu soruları beklemiyor olacak ki yüz ifadesi değişiyor.

" Bildiğin soruları neden soruyorsun?" diye soruyor.

"Hayır,bilmiyorum.Bilsem niye sorayım.Hem ben seni ilk defa görüyorum." diyorum.

"Evet doğru beni hiç görmedin.Ama beni içten içe bildiğini biliyorum.Peki ben sana kimi ya da kimleri hatırlatıyorum?" dedi yüzünü göstererek.

Cevap veremedim.Sanki cevaplar benden kaçıyorlardı.Bulamıyordum onları.Sonunda cesaretim bende hayat bulunca yanıtladım.

"Annem ve babama benziyorsun.Galiba tanımadığım bir akrabamızın çocuğusun." dedim.

Bir süre yüzüme baktı.Gözlerinde hayal kırıklığı taşıyordu.

" Neden beni kabullenmek bu kadar zor?"dedi.

" Ben öyle bir şey yapmıyorum.Dediğim gibi seni ilk defa burada görüyorum ve kim olduğu da bilmiyorum." dedim.

Hiç ;bir sorunun cevabı size bütün duyguları yaşattı mı? Bana yaşattı.Çünkü bütün soruların anahtarıydı o.Bir yandan sevindiğim bir yandan da beni altüst edecek cevaptı.

"Ben senin kardeşinim." dedi.

Tek bir cümle ve üç kelimeden oluşuyor ama pek çok duyguyu barındırıyordu içinde.

Bir şey söyleyemeden bir karaltı çıkıtı ortaya.Kardeşime yaklaşıyordu sinsi bir avcı misali.Yüzünü göremiyordum ama gözleri mavi birer ateşti.Baktığı her yeri yakıp kavuracak güce sahip.Ama o ateş benim için harlanmıştı ve beni yakacaktı.

Ne kadar kabul edemesem de o benim kardeşimdi ve ben onu o ateşin eline bırakamazdım.Onu hayat daha yeni bana vermişken tekrar veremezdim onu başkalarına. O yüzden kardeşime doğru ben de koşmaya başladım.

Ama ateş benden önce aldı kardeşimi ellerimden.Kurtarmak için peşlerinde koştum son gücümle.Ama yetişemedim.

Onun o güzel yüzünü ve 'Abla beni kurtar'diyen sesini nasıl unutabilirdim.Nasıl kurtaramadım onu.Bu suçluluk hissi beni yakıp kavuruyordu.

Bütün bu olanlar çok ağır geldi.Kaldıramıyordum bu kadar yükü.Ayaklarım da bana ihanet ediyordu.Bir anda yere doğru düşüşe geçtim.

Gözlerimdeki yaşlar sanki bu anı bekliyorlarmış gibi birer birer dökülmeye başladı.Vücudum ise rüzgarda salınan bir yaprak gibi sarsılıyordu.Hıçkırıklarım yankılanıyordu her yerde.Yavaş yavaş gözlerim de buna dayanamadı ve kapanmaya başladı.

Sonra kardeşimi gördüm orada bana hayal kırıklığıyla bakıyordu.Sesleniyordum ama cevap vermiyordu.Arkasını dönüp uzaklaşıyordu benden.Ellerimi uzatıyordum ama ulaşamıyordum ona.Sanki bir el ona ulaşmamam için beni tutuyordu.Bilmiyorum . Gözlerimin tamamen kapandığını hissediyordum.

Ve yolculuğum başladı.Karanlığın içinden karanlığa doğru...

*********NOT *************
Bölüm ithafları

Merhaba canım okurlarım.Evet yeni bölüm geldi.Öncelikle bölüm geç geldiği için üzgünüm.
Bu benim ilk hikayem.Bir de bir konuya açıklık getirmek istiyorum.Başkarakter kızımızın adını değiştirdim.Adı Algın.Sadece kızımızın adı değişti.

Sınavlarım başlıyor o yüzden bölüm biraz gecikebilir ama okunma ve oylar beni sevindirirse sürpriz yapabilirim.

Beni destekleyen ve beni yazmam için yüreklendiren arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.Bu bölümü onlara da ithaf ediyorum.

Yorum ve votelerinizi bekliyorum.Hepiniz sağlıcakla kalın.Seviliyorsuz..

Sırrın AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin