Multimedyada; gizli bir Bars Wayrer olabilir... Keyifli okumalar!
Uras, Sherword kenti üzerinden, en yakın arkadaşı Daimon'un evine doğru giderken kendisini oldukça rahatsız hissediyordu. Belki havanın kasvetli bulutlarla kaplı olmasından olsa gerek, bugün bir başka sıkıntısı var gibiydi.
Eski arabası Volkswagen'ini garajından çıkarmış, radyodan Coldplay - The Scientist şarkısını açmıştı. Melodiye karşı, ruhunu dinliyor, kayboluyordu.
Belkide ikiz kardeşi Bars'a ulaşamamanın verdiği çaresizlikti bu sıkıntısı. Yaklaşık 6 aydır kendisinden haber alamıyordu. Cep telefonundan her ne kadar ulaşmaya çalışsada, cevap yoktu.
Daimon'ın evi büyük ağaçlarla kaplı bir ormanın içinde yer alıyordu. Sıra sıra dizilmiş rengarenk ahşaptan evler...
Daimon'ın evi krem renkteydi. Ve tavan duvarı ise camdan yapılmıştı.Uras Volkswageni'ni evin önüne, gölge bir tarafa park ederken, Daimon pijamalarıyla ve ördekli terlikleriyle -biri giyilmemiş- halde Uras'ın boynuna atladı. Her ikisi yokuş aşağı, yaprakları serpiştirerek takla atıyorlardı.
Uras bir yandan küfür ederken Daimon'u dövmeye çalışıyordu fakat Daimon iki büklüm olmuş halde kahkaha atıyordu."Kalk üzerimden. Daimon!"
"Özledim lan 3 saattir görüşemiyoruz."
Daimon amip hücresi kadar -kızların tabiriyle- dudaklarıyla sırıtırken Urastan yumruk atmasını falan bekliyordu. Fakat Uras sadece gözlerini devirerek, evin beton merdivenlerine doğru ilerledi.
"Romantik anlarımızı hep böyle bozuyorsun. Başkası mı var yoksa hayatında!"
"Evet. Seni aldatıyorum." dedi, sıkkın olduğunu Daimon'ın anlaması için kısa keserek.
"Ee napıyoz bugün?" Ağzında bir yandan acılı cips ve patates kızartması olan Daimon, etrafa dökerek Uras'ı iyice çileden çıkartıyordu.
Uras anlamadığını belli eden bakışlarıyla,
"Sen beni çağırdın Dai? Ve her zaman olduğu gibi pinekleyeceğiz."
"Hayır dostum. Bir arkadaşım (!) ile birlikte dışarı çıkacağım. Ben gelene kadar yemekleri hazırlarsın." Daimon arkadaş kelimesini bastırarak söylemeseydi Uras sormayacaktı fakat sormayı tercih etti.
"Benden başka arkadaşın mı var, beni aldatıyor musun..." ağlıyor numarası yapabilmek için yüzünü aşağı eğdi Uras.
"Bir kızla flörtleşiyoruz. Evet üç asır sonra bir sevgilim olabilir, adı Lisa,"
Son cümle Uras'ın beynine bir darbe gibi inip, sarsılmasına neden oldu. Geçen seneki yaşadığı olaydan, o kadından Daimon'a anlatsa mı anlatmasa mı karar veremedi.
Lina adlı kadını hala araştırıyordu ve onu bulmasına çok az kalmıştı. Sadece Rebirth ne anlam içeriyor, bilmiyordu. Kadının takıntı hastası olduğunu bulabilmişti şimdiye kadar. Nüfus müdürlüğünde de Lina isimli birini bulamamıştı. Ama kararlıydı. O kadını bulana kadar durmayacaktı. Sorun ettiği tek şey Lina'yı bulunca ne olacağıydı. Kadın onu bir başkasıyla karıştırdığını mı söyleyecekti, yoksa hayatının dönüm noktalarından biri mi olacaktı? Bir yandan kardeşini arıyor olması tesadüf müydü yoksa birbirlerine bağlı mıydı bilemiyordu.
"Ahbap? Beni dinliyor musun?" Daimon, Uras'ın bir sorunu olduğunu fark etmişti ama üstelemedi. Onun kendi kararıyla anlatmasını bekliyordu.
"Kusura bakma, ne dedin?"
"Thetis. Eski kız arkadaşın seni görmek bahanesiyle -en azından ben öyle düşünüyorum- staj listesiyle buraya gelecek," hızlı bir şekilde konuştuğundan nefes alabilmek için durdu.
"Hangi hastaneye devredildiğimizi ve hastaların durumunu öğrenmemiz gerekiyor. Bende yokken işi pişirirsiniz belki. Ha?"
Uras göz bebeklerini yukarı doğru kaydırarak; "Beni yarım saatliğine öldür," diye yalvarırmışcasına söylenmeye başladı.
"Bilmem. Bana iyi biri gibi geliyor." Daimon bir yandan patateslerini yemek ile meşguldü.
"Saf ayağına yatıyor, zeka olarak ergenlik döneminde kaldığını düşünüyorum. Uzatma Dai..."
Ding dong.
Zil sesi Uras ve Daimon'ın bulunduğu odaya kavuşunca Uras, Thetis onu uyuyor zannetsin diye uzanmaya karar verdi.
Sevgili oldukları zamanda ona karşı çok büyük bir aşkı yoktu. Arkadaştan öteye gidemezken, Thetis için öyle değildi. Thetis sırf Uras'a kendini beğendirebilmek için sayısız ameliyatlara girmişti. Ancak Uras onu o zamanda arkadaş olarak seviyordu, şimdide.
"Uyumadığını biliyorum Uras," Thetis'in cırtlak sesi Uras'ın kulaklarını kesmek istemesine neden oldu.
"Daimon söyledi." Daimon, Uras tarafından dayak yemeyi göze alıyordu herhalde.
"Yanlış söylemiş olmalı, yeni uyandım zaten. Ne işin var burada?"
"Daimon söylemedi mi. Listeyi getirdim. Daha doğrusu fotoğrafını çekmiştim de,"
Uras kızın kalbini kırmamak için bir şey söylemek istemiyordu fakat Thetis neredeyse Uras'ın ağzının içine düşecekti.
"Mail olarak atabilirdin."
Thetisin bahanelerine tabiiki inanmıyordu fakat bu sefer Thetis bahane uydurmak yerine gerçeği söylemeye karar vermişti.
"Seni görmek için geldim Uras. Anlayamıyor musun?"
"Biliyorum, her neyse fotoğrafı ver, bakacağım."
Uras geçirtirebilmek için çabalıyordu fakat çabaladığı kadar da Thetis her seferinde inat edip vazgeçmiyordu.
Uras olayı toparlamak için:
"Bu konuyu sonra konuşabiliriz, tamam? Şimdi lütfen listeye bakmam gerek, bu sefer de stajımızı yapmazsak kalabiliriz," yüzüne hafif bir gülümseme yerleştirince Thetis de karşılık verdi ama üzgün olduğu her halinden belliydi.Thetis, İphone'unu çıkartıp Uras'a uzattı.
Uras liste sırasına göre Daimon ve kendisini bulunca harfler gözünün önüne serildi ve şaşkınlık içerisinde kaldı.
Daimon Greek - Rebirth House
Uras Wayrer - Rebirth House
Thetis, "Üçümüz aynı hastanedeyiz zaten." dedi fakat Uras duymadı.
Rebirth...
Belkide o kadının demek istediği buydu diye düşündü Uras. Soyadını bilseydi daha kolay bulabilirdi ama yüz hatları az da olsa aklında kalmıştı.
Çok yakında kim olduğunu öğrenip, kendisiyle ne ilgisi var öğrenebilecekti. Çok yakında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MADALYONUN ÖBÜR YÜZÜ
Mistero / ThrillerRuhunun pençeleri Rebırth House hücrelerinde sıkışıp kalmış, obsesif kompülsif ve erotomani hastası bir kadın. Uğruna canını dahi verebilecek adama karşı; o adamın onu hiç tanımıyor olması. Aylarca tüm sırlarını anlattığı; fakat onu ihanete uğratan...