Tanıtım

968 40 12
                                    

Hayatımdan nefret ediyordum, kendimden nefret ettiğim gibi. Nefret etmenin de ötesindeydim aslında. kendimden iğreniyordum. Hiçbir şeyden, hiç kimseden iğrenmediğim kadar. Asla diğer kızlar gibi olmamıştım. Zaten onlardan da iğreniyordum. Kısacası ben bu dünyadan nefret ediyordum. Oksijen israfından başka birşey değildim. Çoğu zaman intihar etmeye kalkışmıştım ve sonuç; her seferinde başarısız olmamdı. Alışkanlığımı bırakma konusundaki başarısızlığım gibi.

Hayatım genellikle düz bir çizgideydi, tabii ki birkaç boğum vardı bu çizgide. Ben herkesin korktuğu annesinin 'uzak dur' dediği kızlardandım. Ah! Pardon ben onlardan da beterdim.

Önümde konuşmamı bekleyen psikoloğa baktım. Ellerini birbirine kenetlemiş, benim onu incelediğim gibi o da beni inceliyordu. Siyah, kıvırcık saçlarının arasında beyaz saç telleri vardı. 40-45 yaşlarında gösteriyordu. Beni incelemesi bitmiş olacak ki "Sen hiç konuşmadan sorununu nasıl anlayacağım?" Diye bir soru sordu. Bence bu kadının yanına 3-5 tane koruma koymaları lâzımdı çünkü beni böyle sinirlendirmeye devam ederse sonu beni sinir eden diğer insanlar gibi olacaktı. Ölüm. Evet, benim sorunum buydu. Sinirlerini kontrol edememe sorunum vardı. Sinirliyken yaptığım yanlış şeyler bana doğru geliyordu. Sinirim geçtiğinde genellikle ölmüş oluyorlardı. Öldüklerinde üstümde pişmanlık bulutları dolaşıyordu. Ben de böyle olmasını istemiyordum ama sinirlerime hakim olamiyordum. Sürekli 'yapacağım, bu sefer sinirlerime hakim olacağım' diyordum ama her seferinde elimde kanlı bir bıçak tutuyordum. Ben karanlıktım, bu yüzden kimse benimle arkadaş olmazdı, hiçbir kurtuluş yolum yoktu. Çıkmaz sokaktaydım.

"Burada ne görüyorsun?" Diyerek bakışlarımı ona çevirmemi sağladı. Tuttuğu kağıdı elime alıp inceledim. Beyaz arka planın üzerinde, siyah bir leke vardı. O siyah leke koca bir enkazdı sanki. O enkazın içinde de ben. Beyazlar, insanlardı. Siyah leke ise ben. Beyazlar üstüme geldikçe, daha çok sinirim bozuluyor, daha da büyüyordum sanki. Ve bu resimde de patlamam vardı. Ailemin değimiyle 'insanları öldürmem' Üvey babam ve annemle yaşıyordum. Bir de... benden korkan bir üvey kardeşim vardı. Babamın alkol komasına girip ölmesi sonucu; annemle baş başa kalmıştık. Daha doğrusu yalnız kalmıştım. Annem de diğer insanlar gibü benden korkuyordu. Sanırım bir tek benden korkmayan alkolik babam vardı, o da öldü zaten. Onun ölümünden 1 ay sonra annem başka bir adamla evlendi. Aslında ilk bulduğu kişiyle diyebiliriz. Benim sinir krizlerimi herkes duymuş ve bana katil gözüyle bakmışlardı. Haklılardı. Katildim. Annem daha erken evlenirdi ama dediğim gibi herkes benim katil olduğumu duyduğu için ilk bulduğuyla evlendi. Ne kadar trajik bir hayatım vardı ama.

Düşüncelerimden kurtulup psikoloğun sorduğu soruya cevap verdim. "Hiçbir şey."

Masanın kenarında duran telefon titrediğinde "Bid daha ki seansta görüşürüz." Deyip kibarca beni kovdu.

Siyahlarla Kaplı (Siyahlar Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin