İlk bölümlerde biraz fazla sacmalamış olabilirim. Farkındayım. Ama lütfen kitabın devamını okumadan yargılamayın.
Sabah odamın camından içeriye süzülen güneş ışıklarıyla uyandım ......
demek isterdim amaaaa kolumla sevişen iki camış suratlı orangutan yüzünden uyandım.
"Hadi aleeeeeev"diye koluma sikici şeyler fırlatan Berk mi desem, yoksa yatağımda yanıma yatmış beni uyandırmaya çalışırken üstümde uyuya kalmış Burak mı desem bilemedim?
"Eğer üç saniye içerisinde odamdan siktir olup gitmezseniz olacaklardan ben sorumlu değilim bilmiş olun"dedim siyah yorganı daha da üstüme çekerken.
"En fazla ne yapabilirsin ki"dedi Berk.
"Sevgilinin evine gittiğinde iç çamaşır çekmecesinden fosforlu yeşili arakladığını söylerim"dedim ve gözlerimi daha da yumdum."Bana ne yapabilirsin"dedi Burak ta esnerken.
"Miray a gece baxsırsız yattığını söylerim. Buda senden soğuması için yeterli bir sebep bence"dedim.
"Woooowoow tamam ben siktirip gidiyorum"dedi Burak yanımdan kalkarken.
"Sus lan zevzek"dedi Berk ve ona çıkan sesten anladığım kadarıyla bir şey fırlattı.
"Alev hadi kalk. Daha dönemin başından yapma bari be. İlk gün gidelim bir bakalım okula"dedi."Ve de kızlara"diye burak ta ekledi ama benim duymadığımı düşünüyordu. E ne yapalım bozmayalım bari.
"Tamam. Yarım saate aşağıdayım. Şimdi"dedim ve elimle kapıyı gösterdim. İkisi de anlamış olacak ki odadan çıktılar. Yataktan zar zor kalkıp banyoya geçtim. Aslında şu an benim size kendimi tanıtmam lazım ama pek içimden gelmiyor. Yani klasik ve asla unutulmaması gereken şeyleri söyleyebilirim.'Ben Alev ARKAN. Annesi ve babasının katili olan sadist bir kız. Hayat felsefesi'acı çekme, çektir'olan dışından sert özünde yumuşacık bir kalbe sahip biriyim. (Tabi bu yönümü şu ana kadar gören kimse olmadı.) Genelde şu korkulan tipler vardır ya hani insanların'tehlikeli'diye adlandırdığı. İşte ben tam o kişilerdenim.12 yaşında biten bir hayata siyah olarak gene başladım ben. Ailemi kaybettikten sonra Londra'ya kuzenimin yanına gittim ve dört sen orada kaldım. Kendimi toparlayabildiğimde (bu iki yılımı aldı) tekrardan Antalya'ya döndüm. Kuzenimin yanından geldikten sonra bir cafe de garsonluk yapmıştım. Aslında paraya ihtiyacım yok. İstesem dayım gideceğim her yeri satın alîrda ben istemiyorum (Ne kadan da mütevaziyiz dimi ben:) Oyşş.) Neyse çalıştığım süre zarfında Berk ve Burak ile tanîştım. Kardeşler bu arada. Ve de benim kadar olmasa da sadistler.
Onlarında annesi yok. Faaaaazlasıyla zengin bir babaya sahipler o ayrî mesele. Onlarla artık kardeş gibi olduğumdan iki aydır onlarda kalıyordum anlayacağınız.Zaten yaklaşık iki yıldır tanıştığımız için babası aynı evde kalmamızı sorun etmedi.
kendimden bahsedeyim biraz. Sarı saçlarım, mavi gözlerim var. Herkesin aksine ben gözlerimin renginden nefret ediyorum. Mavi yerine kahverengi falan olabilirdi bence ama anneminkiler de o renkti zaten.
Çoğu kıza kıyasla boyum uzun. 52 kiloyum. Dudağımda ve kaşımda beni fazla seksi gösteren bir piercing var.( bu berk'in düşüncesi) vücudumun Çoğu yerinde dövme var. Bacağımda, kalçamda, parmaklarımda, kaburgalarımda, ensemde....Yapmayı sevdiğim şeyler:adam dövmek
Sevmediğim şeyler:adam dövememek
Benim hakkında bu kadar bilgi yeterli bence.Banyoda kısa bir duş alarak dolabımın önüne geldim ve siyah iç çamaşırları mı üzerime geçirdim. Siyah bir büstiyer ve zımbalı siyah kısa bir şortla karar kılarak onları da giydim. Şort gereğinden kısa olduğu için bacağımdaki dövmelerin çoğu gözler önüme serilmişti. Medya da var.
Siyah topuklu olan zımbalı botlarımı giydim ve kuru kafalı bilekliğimi taktım. Makyaj masamın önüne geçerek makyajıma başladım. Siyah eyeliner ve siyah ruj. Klasik ama eskimez.
Ayağa kalkıp boy aynasının önüne geçtim. SİYAH. Her zaman ki gibi. Bence gayet te hoşum. Telefonuma siyah kuru kafalı kabı geçirdim. Deri çantamın içine araba ve ev anahtarlarımı, sigara, çakmak, güneş gözlüğü, parfüm vs. ve çakımı koydum. Nede olsa okulun ilk günü. Bir şey olursa, çakımla ben iş başında. Hazır olduğuma kanaat vererek odadan çıktım.
Aşağı indiğimde Berk ve Burak'ın beni beklemeden kahvaltıya başlamış olduklarını gördüm. Şaşırdım mı? Hayır.
Bende masaya oturarak krebe çikolata sürdüm. Vazgeçilmezimmm.
"Okul nasılmış"diye bir soru yönelttim ortaya. Berk ben soru sormamışım gibi kahvaltısîna devam ederken Burak cevap verdi.
"Antalya'nın en iyi kolejiymiş. Zenginlerin okuduğu"diyip durdu."anlarsın ya"diye devam etti.
Cevap vermeden yemeğe devam ettim. Kahvaltımîz bitince birlikte evden çıktık.
"Okula güzel bir giriş yapalım mı?"dedim otuz iki dış sırıtırken.
İkiside bana bakıp güldükten sonra arabalarına geçtiler. Bende siyah range rover'ıma bindim. Arabayı çalîştırdım ve camı açıp elimi dîşarı çıkarttım. Elimle üçten geriye saymaya başladım.
III
II
I
Gaza basıp sürmeye başladım. Biz kendi aramızda böyle yarışlar yapardık. Genelde kazanan ben olurum da o ayrı mesele. Ben bunları düşünürken Burak bana makas atarak önüme geçti. Oha lan bu çocuk ne zamandan beri bu kadar iyi kullanıyo. Benim arkamdan gelen Berk'e kısa bir bakış atarak tekrar önüme döndüm. Okulun bahçesi görülmüştü. Ve de tabelası.'Taştan koleji' öğq isme bak. Daha şimdiden soğudum okuldan. Tek elimle direksiyonu kullanırken diğer elimle çantamdan siyah rayban gözlüklerimi çıkartarak taktım. Sigara ve çakmağımıda kucağıma koyarak çantayı tekrar kapattım. Bu işi yapar ken tek elim direksiyonda olduğu için biraz yavaşlamîştım ve buda Berkin beni sollamasına sebep olmuştu. Sigara mı yakarak dudaklarımın arasına koydum ve gaza basarak okul bahçesine girdim. Berk ve Burak arabalarını drift atıp park ederken bende tekerlekleri bağırtarak arabayı onların yanına park ettim. Telefonumu ve çantamı alarak arabanın kapısını açtım. Ve ne ile karşılaştım bilin bakalım. Bize bakan koca bir bahçeyle. Umrumda mı?Hayır. İfadesiz ve sert suratımı takınarak arabanın kapısını kapattım ve sigaramdan derin bir nefes daha alarak üfledim. Kızların çoğu Berk ve Burak'a, erkeklerin hepsi ise bana bakıyordu. Çardakta oturan bir erkek grubu hariç. Yavaşça yürüyerek burak ve Berk'in yanına gittim. Burağın kulağına yaklaşarak (bu yaptığım dîşarıdan benim onu öptüğüm gibi gözüküyor)
"Bu kîzlar size bakmaya devam ederse kavga çıkçak bilmiş olun"dedim. Bu dediğime berk koca bir kahkaha patlattı. Ağzına vurdum.
"Gülme sen. Çok güzel gülüyorsun. Allah korusun biri aşık falan olur sana hiç çekemem. Sonra gel Ece ile dòv kızları"dedim. Ece Berk'in sevgilisi bu arada.
"Ne yapayım. Ben ece yi seviyorum. Bu eteğinin yarısını evde unutmuş kızlarla işim olmaz"diyerek önden yürümeye başladı. Burağa dönerek
"O zaman işimizi sağlama alalım"diyerek elinden tuttum. Gelmediğini fark edince ona döndüm.
"Kısmetlerimi kapatıyorsun"diyerek boşta olan eliyle kendisine bakan kızlarî gòsterdi.
"Sen de benim kısmetim i kapatıyorsun. Hem senin kısmetin Miray. Bu yüzden sus ve yürü"diyerek onu çekiştirmeye başladım. Bazı kızlar beni sevgilisi sanıp kafasını çevirmişti ama hala ısrarla bakanlar da vardı. Burak elini çekerek omzuma attı ve beni kendisine daha da yaklaştîrdı. Boyumdan ve ayağımdaku topuklu sayesinde benden sadece 1-2 santim uzun duruyordu.
"Eğer ikimizin de kısmeti kapalıysa-" sözünü keserek konuşmaya başladım.
"Benim kapalı değil"dedim kaşlarîmı çatarak.
"Şu an herkes bizi sevgili zannediyor. Yaniiiiiiii?"diyince
"Ben senin sahibin olduğunu belli ediyorum. Miray yok diye kızların içine düşmesine izin vermem"dedim kendimden emin bir ses tonuyla.
"İşte her neyse"dedi. Konuşurken kapıya gelmiştik. Sigaramı yere atıp ayağımın ucuyla ezdim.Bina ya girince berk'in bir kız grubuyla konuştuğunu gördüm. Hemen yanına gittik. Berk'in ensesinden tutarak kendime çektim ve kızlara
"Sevgilisi var"diye tısladım.
Kızlar omuz silerek yürümeye başladı. Bir kız giderken Burağa göz kırpınca olduğum yerde durdum ve sakinleşmeye çalıştım. Burak ve Berk durduğumu anlayınca bana dönüp baktılar.
Berk'e dönüp
"En kısa zaman da Ece'nin kaydını bu okula aldıralım"dedim ve Burağa döndüm.
"Sende benim yanımdan ayrılmıyorsun yoksa Miray'a kızlarla fingirdeşiyor derim"dedim gözlerimi kısarak.
İkisi de başıyla onaylayınca tekrardan Burağın koluna girdim. Birlikte müdürden sınıflarımızı öğrendik ve çıktık.
"Hadi sınıfa girelim. Zaten beş dakika var zilin calmasina"dedi berk.
"Siz gidin. Ben bir lavaboya girip gelicem"diyerek kızlar tuvaletine girdim.
Üç kız aynanın önünde makyaj ve dedikodu yapıyorlardı.
"Bence kumral olan daha tatlı"dedi biri.
"Adı berk'miş" bu sefer diğeri konuşmuştu. Benim girdiği mi gören kızlar konuşmayı kestiler. Elimi yıkarken aynadan onları izliyordum.
"Kuaförünün adı ne canım"dedi bir tanesi ağzını yayarak.
"Rengini çok güzel tutturmuş"dedi diğeri.
Ellerimi peçeteyle kuruladıktan sonra kalkçamı fayansa yaslayarak izlemeye başladım bu sefer onları. Sorularına cevap vermemem ortlarındakini sinirlendirmiş olmalı ki
"Cevap versene salak. Dilini mi yuttun yoksa"dedi. Çantadan çakımı çıkartarak düğmesine bastım. Tırnaklarımı çakıyla törpülerken gözlerimi onlardan ayırmıyordum. Kenardakiler korkup geri adım atsalarda ortadaki hala gülüyordu.
"Kullanmayı bilmediğin bir çakıylamı korkutucaksın beni."dedi dudaklarını büzerek. Kırmızı ruj sürmüş. Fahişe
"Senin de sürmeyi bilmeden kırmızı kullanarak, erkekleri korkuttuğun gibi mi"dedim büzdüğü dudağını elimle göstererek. Bu dediğime diğer ikisi gülerken ortadaki daha da sinirlenmişti.
"Sen kimsin kızım. Yeni geldin diye laf etmiyorum ama"diyince doğallıktan çok uzak bir kahkaha patlattım.
"Ama"dedim.
"Çok kötü olur"dedi kaşlarını çatarak.
Ona biraz yaklaşarak elimdeki çakımı ona doğrulttum.
![](https://img.wattpad.com/cover/54452771-288-k691053.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİSTİK
Teen Fiction"Gelecekte kendini nerde görüyorsun?" "Toprakta"dediğimde afalladı kaldı bi an. "Ne?" "Benim bir geleceğim yok. Yüzü buruş buruş, elinde çakı üstünde deri kıyafetler ve ağzında sigarası olan yaşlı bir alev olamam dimi?" "Yani" "Sadece on yıl benim i...