DENİZE İNME KARARI
Uçakta rahat koltuklarında yolculuğun tadını çıkarırcasına sere serpe oturan veya tedirgin tavırlarla etrafını süzen hatta korku ile göz bebekleri büyümüş insanlar hepsi aynı kaderi paylaşmaktadır. Yeryüzünden on bin metre veya daha yüksekte, boşlukta, metalden bir tüpün içinde bulunduklarını unutup; kafalarını koltuk genişliklerine, koltuk aralarının darlığına, yemeğin sunuş biçimine ve lezzetiyle şarabın kalitesine takarak aralarında tartışmalara girerler. Hatta bazen hosteslerin giysisine, makyajına takanlar ve neden gülümsemelerinin sahte olduğunu irdelemeye çalışanlara da rastlanmaktadır. Uzun bir uçuşun ilerleyen saatlerinde daha önce hiç görmediği yan koltuktaki yolcu ile arkadaş olup da ne kadar çok uçtuğunu, kaptandan bile daha bilgili olduğunu iddia edenler bile olmaktadır. İşi daha da ileri götürenler ise, bazı şeylerin yanlış yapıldığını hostese söyleyerek , kaptanı uyarmasını isteyebilmektedir.
Emekli kaptan, güzel bir uçuş olacağına kendini inandırdığı bu seferin tadını çıkarmak için içtiği şarabın ve aşağıda bulutların arasından görünen kıyı şeridini seyrederken kulaklığından gelen hafif müziğin büyüleyici nağmelerine kendini bırakmıştı. Ne kadar zaman geçtiği önemli değildi, o dinlediği müziğin ve içtiği şarabın zevkini sonuna kadar çıkarmak istiyordu, dışarı bakıyordu ama boş gözlerle... Birden havanın karardığını fark etti, ancak hala dışarıya bakıyordu. Bu sırada hostesin kendisine birşeyler söylemeye çalıştığını fark etti ve o tarafa dönerken kulaklığını araladı, müzikten kopmak istemiyordu... Hostes yemek isteyip istemediğini soruyordu, o soruyla birlikte yaklaşık on saattir midesine hiçbir kırıntı dahi girmediğini hatırladı ve:
- Bir şeyler yersem çok sevinirim, dedi.
Yemekle beraber bir kadeh şarap daha içti, herkes yemeğini daha önce bitirmiş ve istirahat durumuna geçmişti. Önündeki 'kendisi gibi' beyaz saçlı ve tepesindeki saçları azalmış olan adam, uykusunda sık sık sıçrıyor ve kısık sesle anlamsız şeyler fısıldıyordu, etrafına bir zararı yoktu ancak çok huzursuz olduğu besbelliydi.
Uçağın ön kısmında yer alan özel bölmede bulunan ve yatak haline gelen koltuklar birilerini yatak odasındaymış gibi hissettirmiş olacak ki öndeki çift uzun uzun öpüşüyordu. Üstlerini örttükleri battaniyenin altından ne yaptıklarını tahmin etmek ise hiç de zor değildi. Tecrübeli kaptanın yıllar önce yaşadığı bir olaya ne kadar da benziyordu, ancak bu gençler balayının tadını çıkarmaya gidiyorlardı. Ya kendi yaşadıkları; onlar uçakta görevli genç, bir erkek kabin amiri ve bir hostesti üstelik görev yerlerinde oturuyorlardı:
Uzun bir gece uçuşunun ilerleyen saatlerinde yolcuların istirahate çekildiği ve kendi işlerinin bittiği bir saatte kabin içindeki ışıklar da söndürülmüştü. Aslında bu uçuşu birlikte yapmak için çok uğraşmışlar, birkaç uçuş programı uğraşıdan sonra işte istediklerini elde etmişlerdi. Bu seferin sonundaki varış meydanında üç günlük bir yatı görevinde lüks bir otelde ekip olarak kalınacaktı. Şirkete girmeden önce ikisi de maddi imkansızlıklar içerisinde ailelerinin büyük fedakarlıklarıyla okuyabilmişler ve bu şirkete girebilmişlerdi. Her ikisi de düşük gelir seviyesinde olan ailelerine maddi destek vermek zorundaydılar ve diğer okuyan kardeşlerine de örnek olmaları gerekiyordu.
Kaptan kokpitin kapısını açmış ve sağ taraftaki lavaboya yönelmişti ki kabin amirinin koltuğunda iki kişinin oturduğunu ve üstlerinde başlarını da örtecek şekilde bir battaniye olduğunu gördü. Kaptan tuvaletin kapısını açtı ve içeri girerken battaniyenin üst tarafının aralandığını fark etti, tuvalete girdi ve kapıyı kapattı. Ellerini yıkarken bir taraftan da nasıl davranması gerektiğini düşünüyordu. Yapılacak en kolay şey, rapor yazarak durumu ilgili birimlere bildirmekti. Yönetim bu tür konularda çok hassastı ve derhal şirketteki görevlerine son verirdi. Diğer bir seçenek, hiçbir şey olmamış gibi doğruca kokpite yönelmekti ancak bu durum gerçekle ve yönergelerle uyuşmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKTEN DÜŞEN FISILTILAR
Non-Fiction" Gökten Düşen Fısıltılar" gerçek havacılık olaylarının hikayeleştirilerek anlatıldığı bir romandır.