DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

181 5 0
                                    

KABİN AMİRİNİN ALIŞKANLIKLARI

     O dönemlerde yatı görevleri, tüm uçuş ekibi olarak

birlikte planlanıyordu ve aynı uçuş programında aylık olarak

görülüyordu. Yani kokpit ekibi (pilotlar) ve kabin ekibi

(hostesler) gittikleri meydandan yapılacak uçuşları dört

veya beş gün, ekip değişikliği olmaksızın beraber yapıyorlardı.

Bu şekilde planlanmış bir yatı görevinde, Ankara'dan

dört günde toplam on altı uçuş yapılacaktı.

     Bir önceki gece başka bir uçuşla, görevli olmadan yolcu

gibi Ankara'ya geldiler ve otele giderek istirahate çekildiler,

sabah saat dörtte otelden ayrılarak hava alanına gideceklerdi.

Ekip otelin lobisinde buluştu ve araca binmek üzere

otelden ayrıldılar, bu sırada kabin amirinin aşırı makyajı

kaptanın dikkatini çekti. Tekrar baktı ve çok özensiz ve gelişigüzel

bir makyaj olduğu anlaşılıyordu. Sanki adet yerini

bulsun diye yapılmıştı. Aslında bu tür makyaj yapılması

şirket yöneticileri tarafından hoş karşılanmıyordu, hatta yasaklanmıştı.

Kaptan ona 'makyajın pek güzel görünmüyor'

dedi. O ise sadece, uyku mahmurluğunu çarçabuk üstünden

atmış gibi görünerek pişkin pişkin gülümsedi.

     Sabahın erken saatinde kalkmanın ve uyku mahmurluğunun

verdiği rehavetle hep beraber araca bindiler. Araçtakiler

hiç konuşmuyorlardı, zaten gençler oturur oturmaz

koltuklarının başlığına yaslanarak gözlerini kapattılar. Yol

yaklaşık otuz dakika sürecekti, bu zaman dahi onlar için

değerliydi. Aslında gençler uykusuzluğa dayanamıyorlardı

ve her fırsatta uyumayı tercih ediyorlardı. Şoför de pekiyi

durumda görünmüyordu, onun da yorgun ve uykusuz olduğunu

anlamak için uzman olmaya gerek yoktu. Araç hava

alanı istikametinde şehrin varoşlarını geçiyordu. Sabahın

ilk ışıklarından önceki kızıllık belirmeye başlamıştı, hava

açık görünüyordu. Temmuz ayının bu gününün de oldukça

sıcak olacağı anlaşılıyordu. Şoför orta şeritten ve oldukça

yavaş gidiyordu, zamanın uzaması onlar için iyi değildi.

Çünkü; uçağı hazırlamak için zamanları azalacaktı, bu tür

erken uçuşlarda zaten uyku zamanını uzatabilmek için dakikaları

dahi kıymetli kullanıyorlardı. Şoförün bu şekilde

aracı kullanması, onun uyumak üzere olduğunun işaretiydi.

Kaptanın ikazıyla araç sağda durdu, şoför aşağıya indi, su

şişesinden aldığı birkaç avuç suyu yüzüne çarptı, aracın etrafında

GÖKTEN DÜŞEN FISILTILARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin