BÖLÜM ON

107 0 0
                                    



    UÇUŞTAN ÖNCE YANLIŞ BESLENMENİN SONUÇLARI

      Aslında her seferinde aynı hazır, donmuş yemekleri

yemekten de bıkmışlardı, yemek yemeye zamanları olsa

bile sadece açlıklarını gidermek, biraz enerji almak için

yemek yiyorlardı. Yemek yemeyi seven bazı pilotlar çantalarında,

kendi yemeklerini getiriyordu. Birkaç günlük

bazı uzak doğu uçuşlarında da, yöresel yemeklere alışık olmayan

uçuş ekibinin çoğu kendi yiyeceklerini beraberinde

götürüyordu, hatta bazen bir araya gelip herkes getirdiğini

masaya koyunca oldukça zengin bir menü ortaya çıkıyordu,

yiyeceklerin çoğu börek, hazır yiyecekler, konserve türünden

olsa da yine de değişik bir sofra meydana geliyordu.

      Yanlarında yemek götürmekte haksız da değillerdi, bir

defasında; mutaassıp bir ülkede tarihi ve doğal özelliği olan

birkaç yere araçla gidip gezdikten sonra acıkmışlardı ve şoförden

temiz bir yerde bir şeyler yemek istediklerini söylediklerinde,

şoför dünyaca bilinen fastfood restoranlarından

birinin yeni açıldığını ve isterlerse oraya götürebileceğini

söyledi, onlar da kabul ettiler. Kendi aralarında ''madem

yeni açılmış o hâlde temizdir" düşüncesiyle hareket ettiler.

İkinci pilot ve diğer ekip üyeleri kızarmış tavuk parçaları

ve kızarmış patates aldılar, kaptan ise sadece kızarmış patatesle

yetindi, iyi ki de öyle yapmıştı. Her ne kadar bu fastfood

restoranları ünlü ise de bu bölgede henüz yeni ve denenmemişti.

Temizlik ve hijyen konusunda şüpheleri vardı.

Bu şüphelerini ekiple paylaşan kaptanı ise hiçbiri dinlememişti.

      Gece saat on birde uçuşa gitmek üzere otelin lobisinde

buluştular ancak kimsede eski neşe yoktu, hiç kimse de diğerine

derdini söylemiyordu, sanırım biraz sonra geçer ümidiyle

hiç kimse karın ağrısı ve mide bulantısından bahsetmiyordu.

Ekip üyelerinden birinin rahatsızlanması demek

yolcuyla dolu olan uçağın kalkmaması demekti, bu nedenle

hiç kimse ne hasta olmak ne de orada kalmak istemiyordu.

Kendilerine tahsis edilen büyük bir araçla otelden ayrıldılar.

Otelden ayrıldıktan sonra da bir süre sokak lambalarının

yanmadığı veya yansa dahi aydınlık olmayan sokaklardan

geçtiler. Küçük mumların yandığı kuytu köşelerde ellerinde

sigaralar olan birkaç erkekten oluşan guruplar dikkat çekiyordu.

Dar sokaklardan sonra gündüz gibi aydınlatılmış büyükçe

GÖKTEN DÜŞEN FISILTILARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin