"MUTSUZ VE ÖFKELİ"

248 16 3
                                    

Saat gece 4'tü. O hala ayaktaydı. Sigara içiyordu. Ona uyku haram. Zaten uyuyamıyordu. Hiç değilse oyalanıyordu.

Sigarası bittiğinde söndürdü. 6 sigara bitirmişti. "Aferin sana iyi bok yedin duman"dedi. Ardından elini sigara kutusuna götürdü. O akıllanmazdi. Yine içecekti. Fakat sigarası kalmamıştı. Sinirle paketi balkondan aşağı attı. Üstü başı leş gibi sigara kokuyor.

Parfüm kokmasi gerekirken sigara kokuyor. Daha 18 yaşında olmasına rağmen yaşına göre fazlasıyla olgun gösteriyordu. Kas yapmıştı. Hemde farkında olmadan.

Iki eline de baktı. Biri yaralı biri sağlamdı. Iyice odaklandı. Ellerindeki izlere baktı. Hayat izleri...

Berbat hayatından geriye kalan iğrenç izler. Kimse yaralarını sarmak için ugraşmadı. Kendi kendine sardı yaralarını. Koca dünyada tek başındaydı.

Dikkati dağıldı. Aşağıdan sesler geliyordu. Balkondan aşağı baktı. Kavga vardı görünen o ki. Merakla izlemeye başladı. Iki adam önce laf dalaşına girdi ardından kavga etmeye başladılar. Bu saatte hemde!

Karanlık yüzünden adamların yüzünü tam olarak göremiyordu. Çok çetin dövüşüyorlardı. Kafasını iki yana salladi. "Aptallar"dedi sesli bir şekilde. Ardından ceketini aldı ve evin önüne çıktı. Kavga eden adamlara doğru yaklaştı. "Sorun ne beyler"dedi. Kendine çok güveniyordu. Ikisi de dumana doğru döndü. Yüzleri gözleri kan içinde kalmıştı. "Sen karışma velet"dedi birisi. Velet ha? Onlardan daha olgun olduğunu görememişler miydi?

Kendinden emin adımlarla aralarına geçti ve ayırdı. Tehlikeyi seviyordu. Aksiyon yaşamak güzeldi. Adamın biri onu ittirdi. Hiç etkilenmedi. Olduğu yerde durdu. "Hadi ama baylar evimin önünde tepişiyorsunuz gecenin bu saatinde gidin başka yere"dedi. Çok sakindi. Duman'in sakinliği adamların sinirini bozmuştu. Hiç birşey demediler. Ikisi de farklı yönlere gitti.

Duman yere çömeldi. Kırmızı lekeye yaklaştı parmağını sürdü. Burnuma götürdü ve kan kokusunu içine çekti. Muazzam bir koku...

Yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Ardından eve girdi. Tatmin olmuşa benziyordu. Güneş doğmak üzereydi ve o hala uyumamıştı. Uyumak ona göre değildi. Huzurlu insan uyur.

O huzurlu değildi. Mutsuz ve öfkeliydi.

Kapı sesi ile rahat yerinden sıçradı. Gidip kapıya baktı. Babası gelmişti. Onu görünce "Sen daha uyumadin mi"dedi. Ayakta zor duruyordu. Belli ki yine içmiş. "Gördüğün gibi"dedi. Ardından arkasını döndü. Odasına çıkıp babasından nefret etmeye devam edecekti. Fakat o adam ona engel oldu. "Duman"dedi. Iğrenç sesini duymak istemiyordu. Kulaklarını kapattı. "Duman!"dedi bir kere daha.

Bir hışımla ona döndü ve öfkeli suratını ona çevirdi. "Ne var"dedi. Sesi fazla çıkmıştı. "Kendine gel ben senin babanım benimle düzgün konuş"dedi.

Gülmeye başladı. Ardından kahkaha atmaya başladı. "Sen babam değilsin! Sadece biyolojik anlamda babasın"dedi. "Babanım!"diye bağırdı. Dalga mı geçiyordu?

"Değilsin"dedi. Duman'ın yakasına yapıştı. Bunu beklemiyordu. Iğrenç alkollü nefesi burnuna geliyordu. Yüzünü buruşturdu "igrencsin"dedi. Babası daha çok kızmış olacak ki yakasındaki ellerini iyice sıktı.

Duman sinirleniyordu. "Çek şu pis ellerini üstümden"dedi. "Seni varya..."

"Beni varya? Beni ne? Yine döver mısın eskisi gibi? Vur hadi vur!"diye bağırdı duman. Ardından babasını ittirdi. "Bir daha asla bana dokunma! Sen benim babam değilsin. Hiç bir zaman babalık yapmadın. Bunu sende biliyorsun. Şimdi iyi adam rolü yapma bana"dedi. Elleri titriyordu. Bunu söylerken sesi de titredi.

DUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin