Bölüm 3 .
Duyduğum sesle kalbim gümbür gümbür atmaya başladı. Kokuyordum. Bu insanlar bana ne yaparlardı? Transa geçmiş gibi yerimde kalırken Edro'nun fısıltısı duyuldu.
"Siya, Mehiri götür odasının altındaki yere sakla hemen. Sen Mehir orda nefes bile alma!" dedi emir tonuyla. Siya kafasıyla onaylarken kolumdan tutarak beni üst kata çekiştirdi. Kaldığım odaya geldiğimizde zaman kaybetmeden yatağı ve komodini çekti. Ahşapta belli olmayan bir yere parmaklarını soktu ve kapağını kaldırdı.
"Gel Mehir ! Hemen buraya gir. Ben gelip kapağı açana kadar sakın çıkma." Dediğinde kafamla onayladım ve açtığı yere hızlı adımlarla ilerledim ve ayaklarımı içine attım. Tabut gibi uzun fakat tabuttan kısaydı. Yatar bir vaziyette içine girdim ve bacaklarımı kendime kırdım. Siya kapağı üstüme kapattı. Patırtılardan anladığım kadarıyla yatağı üstüne çekti komodini düzeltti. Yine karanlıktaydım. Nefes alışlarım hızlanmış ve kalbim son nala koşar adım ilerliyordu. Bir patırtı ve bir kapı çarpma sesinden sonra bağrış sesleri doldurdu kulağımı. Beni arıyorlardı. Yaklaşık beş dakik sonra merdiven çıkma seslerinden anlağım kadarıyla alt katta aranan bulunamamış üst kata geliyorlardı. Bulunduğum odanın kapısı açılmadı sanırım önce diğer odalara bakıp buraya bakacaklardı derken bulunduğum odanın kapısı gürültülü bir şekilde açıldı ve ben nefesimi tuttum. Adımlar yaklaştı. Kalabalıklardı. Yere düşen komodinin sesini işittim. Odayı tarıyorlardı. Bir ayak bulunduğum yerdin hemen yanında durdu. Yukarda ne oluyor bilmiyordum fakat nefessiz sonucu bekliyordum. Sinirli bir feryattan sonra oda boşaltıldı ve sessizlik hakim kaldı. Derin bir nefes aldım ciğerlerime. Aşağıdan bağrışma sesleri geliyordu. Birkaç dakika sonra kapı gürültülü bir şekilde çarptı ve evi sesizlik hakim aldı. Sonra adım sesleri duyuldu. Üstümden yatak çekildi ve kapat açıldı. Siya bana elii uzatarak çıkmama yardım etti. Yüzünden pek iyi şeyler olmadığı belli oluyordu.
"Ne .. Ne oldu Siya?" dediğimde yüzüme baktı .
"Aşağı inelim abimle birlikte konuşuruz ." dedi. Onayladım. Oturma odasına indiğimizde Edro sıkıntılı bir şekilde elinde tuttuğu kalın kartonun üstünde yazanları okuyordu. Tekrar sordum.
"Ne oldu?" dediğimde Edronun gözleri beni odağına aldı. Sonra güldü. Mutlu olduğu için değil sinirden ve dalgadan güldü.
"Ne mi oldu ? Yarın meydanda AST var. Şimdi sen onu bilmezsin." Dedi ve tekrar güldü. Anlamıyodum.
"Yani?" dedim.
"Yanisi Ay Parçası yarın tüm Cenah AST törenine zorunlu olarak katılacak ve tüm evlerin anahtarları koruculara verilecek. Casusu yani seni arıyorlar. Bu sayede tüm evlere bakacaklar." Dediğinde düşündüm bir sorun teşkil etmiyordu ki bende gidebilirdim.
"Bende gelirim ?" dedim saf bi şekilde.
"Zaten geleceksin! Seni bulurlarsa ne olur biliyor musun? Korucu çok olur seni bulmayı hedefliyorlar. Siya pelerin ayarlamamız lazım. Şapkasını takıp yüzünü göstermeden girmemiz lazım AST alanına." Dediğinde gözlerim çıkacak sandım. Pelerin?
"Tamam haklı olabilirsin ama ben daha buraya alışamamışken şuan hedef tahtasıyım! Ne düşünmem ne yapmam gerekiyor onu bile bilmiyorum!" dedim burnumdan solurken. Sözlerim gözlerindeki siniri birazda olsa azaltmıştı. Yahu ben daha neyin içinde olduğumu bile bilmiyordum ki.
"Gidin yatın yarın yorucu olacak." Dedi Edro. Emir cümlesi. Şeytan diyor yatma sonra al yarın başına belayı. Ama o işler öyle olmuyor. Kafa sallayarak yukarı çıkmak için merdivenlere adımladım. Siya da arkamdan geliyordu. Odama girdiğim zaman kapıdan kafasını içeri soktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cenah
FantasyGünler geçerken tek bir çıkış yolu bile bulunmamıştı. Ama öğrendiği bir şey vardı o hiçbir yere gitmemişti o Rüyasında asılı kalmıştı. O artık rüyasının içindeydi. Onun Cenah’tan çıkışı yoktu. O gece Cenah’a bir Ay Parçası düştü. O Ay Parçası Mehir...