1. Bölüm

3.2K 49 5
                                    

Yukarıda Arya var. İyi okumalar!

Gözümü her zamanki gibi annemin sesi ile açtım. Telefonumu elime aldım. Her zamanki şeyi tekrarlayarak bugünün tarihine ve saate baktım. 27 Eylül 2015, 9.30... Uyandığım güne lanet ettim resmen. Ben saat 2'ye kadar uyuyan biriyim. Bu saatte uyandırma beni anne. Ve en önemlisi de... Yarın okullar açılıyor!

Yorgunlukla ayağa kalktım ve odamdaki banyoya girip uzun bir banyo yaptım. Zaten ne kadar uğraşırsam uğraşıyım en kısa duşum bile 20 dakikanın altına inmiyordu. Çıktığım gibi altıma kot şortumu ve üstüne beyaz tişörtümü giydim. Beyaz converslerimi giydim. Saçımı taradım ve ıslak bir şekilde saldım. Aşağı indiğimde onu görmemle kimseye gözükmeden yukarı çıkmaya çalışmam bir oldu. Sabah sabah ilk göreceğim kişinin Aras olmasıyla bu günün kesinlikle lanetli olduğuna karar verdim. Tam yukarı çıkarken "Arya! Kızım nereye gidiyorsun? Araslarla (!) kahvaltı için seni bekliyoruz." diyen annemi duymamla yerimde durdum. Arkamı döndüğümde annem kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

Annem Su, sarı uzun saçları ve açık yeşil gözleriyle anne olmak için çok gençti. Ve de güzel... Çok da tatlıydı ama sinirlendiğinde tam sinirleniyordu. Korku dolu gözlerimle anneme baktım. Tek kaşını kaldırmış bana bakarken "Tamam, geldim anne." dememle Aras'a gülümseyerek yemek odasına gitti. Aras bana bıyık altından gülerken sinirle ona baktım. Aras'ın annesi Melek Abla ile annem küçüklükten beri çok yakın arkadaş oldukları için biz de beraber büyümek zorunda (!) kalmıştık. Tabii babamla Çağatay Abi'nin de katkıları vardı. Onların da çete gibi bir şeyleri varmış.

Melek Abla uzun kahverengi saçları ve mavi gözleriyle çok şirin biridir. Çağatay Abi ise siyah saçları ve kahverengi gözleriyle soğuk gözüken fakat çok tatlı biridir. Babam Pars ise koyu kahve saçları ve mavi gözleriyle babam diye söylemiyorum çok yakışıklıdır. Aras kahverengi gözleri ve kahverengi saçları ile tipsizin önde gideni. Ama çocuğun kasları var. Sorun orada... Ama yani benim yanımdan geçmez. Ben yani Arya Demir kahverengi saçları ve mavi gözleriyle tam bir Pars Demir kızıyım.

Neyse konudan sapmadan... Aras ile birlikte büyüdük büyümesine de birbirimizi hiç yakın birer arkadaş olarak görmedik. Düşüncelerimden ayrılıp Aras'a baktığımda hâlâ sırıtıyordu. Sinirlerim gerildi ve "Ne gülüyorsun Uyuz?!" diye çıkıştım. Sırıtması büyürken "Sen Su Abla'dan mı korkuyorsun?" demesiyle ona öfkeyle baktım. Cevabımı geçiktirmedim ve "Ya sana ne be?!" diye çemkirdim. Aras'ın yanından sinirle geçerken o hâlâ sırıtmakla meşguldü. Yemek odasına girdiğimde herkes bana dönmüştü. Peki, kapıyı biraz hızlı açmış olabilirim. Biraz mı? Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Resmen kapıyı kırıyordun kızım ya! diyen iç sesime aldırmadan yerime geçtim.

Masadakilere bakarken "Günaydın." diye sinirle mırıldandım. Melek Abla ile Çağatay Abi bu hâllerime alışık oldukları için sorun etmiyordum. Melek Abla "Yine mi kavga ettiniz? Sizin sorununuz ne ki? Biz yıllardır siz birbirinizi sevin diye uğraşalım, siz ise kav-" diye homurdanırken babamın sert bakışlarını fark edince cümlesini yarıda kesmişti. Evet, yıllardır Melek Abla ile annem Aras ile aramızı yapmaya çalışıyorlardı. Ama şunun farkında değiller. Biz. Aras. İle. Birbirimizden. Nefret. Ediyoruz. Önümdeki tabaktaki yumurta ile oynarken Aras'ın sesi ile masada ne konuşulduğunu merak edip dinlemeye başladım. Aras sinirle "Ben o okula asla gitmem!" diye bağırmasıyla irkilmedim değil. Melek Abla ise sakince "Sanki kötü bir şey söyledik. Hem bak Arya ile aynı sınıfta olacaksınız." demesiyle donup kalmıştım. Sonunda hareket edebildiğimde Aras ile birbirimize şaşkınca bakıyorduk. Ve ikimiz de aynı anda "Asla olmaz!" diye itiraz etmemizle annemler gözlerini açmış bize bakıyordu.

Aras gözlerini Melek Abla'ya çevirdi "Devlet okuluna gideceğim ve Arya ile aynı sınıfta olacağım? Asla olmaz!" demesiyle gözlerimi devirdim. Kendini beğenmiş... Yumurtamla oynamaya devam ederken "Merak etme seninle aynı sınıfta olmaya meraklı değilim!" dedim.

Gizli AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin