İstanbul'a geleli tam on iki hafta oluyor. Bur da arkadaşım olmadigindan sıkılıyorum zor geçiriyorum günleri neyse ki yarın okullar açlıyor lise üçe geçtim bu sene. Farklı Bir okula başlamak hem ürkütüyor beni hem de merak uyandırıyor. Ben böyle derin düşüncelere dalmışken babam geliyor yanıma.
"Sana kitap getirdim Nehir" diyor, babam.
Canım babam benim sıkıldığımı anlamis kitap getirmiş bana. Alip odama Gidiyorum kitabı. Kitapları çok severim yalnız kaldığımda en iyi arkadaşım o benim. Beni farklı hayallere, düşüncelere, serüvenlere sürüklüyor her seferinde. Kitabımı okurken uyuya Kalmışım uyandığımda babam kahvaltıyı hazırlamış.
"Hadi kahvaltı edelim daha sonra çıkarız" diyor. Kahvaltıdan sonra dışarı çıkıyoruz arabaya binip yeni okuluma yeni serüvenime doğru yola koyuuyoruz.
Arabayla giderken sessizlik oluşuyor babamla aramda.Sonunda sessizliği babama sorduğum soru bozuyor.
"Okulum nasıl bir yer."
"Geldik işte gir de kendin bak." Diyor durdururken arabayı. Öpüyorum yanaklarından
"Akşam görüşürüz" diyorum. Evet geldim işte yeni Okulum. Dünden beri bir ana Önce yarın olsun istiyordum şimdi ise ayaklarım geri geri gidiyor. Anlayamadigim Bir sıkıntı var içimde. Ağır adımlarla giriyorum kapıdan gayet güzel bir okul renkli, neşeli bir o kadarda havalı görünüyor. Bakalım neler olacak diye mırıldanıyorum. İçeri geldiğimde zil çalmış bile. Müdürün odasına gidiyorum, hangi sınıfta olduğumu öğrenip sınıfıma doğru yola koyuluyorum. Evet okul çok güzel görünüyor ama bu okulda eksik bir şeyler var. Gördüğüm neredeyse her yüz soğuk, ruhsuz bir o kadar da anlamsız bakıyor. Tabi ilk günden ön yargılı davranmak istemiyorum yine de. Sınıfa girdiğim de herkes bana doğru dönüyor gördüğüm boş bir sıraya hızlı adımlarla gidip oturuyorum. Tıpkı bu İnsanlarda koridor da Gördüğüm yüzlere benziyorlar ruhsuz, kalpsiz ... Yanına oturduğum kız bana gülümsüyor.
"Merhaba ben Yağmur ya sen kimsin."
"Bende Nehir" diyorum diğerlerinin aksine Yağmurun gözlerinin içi gülüyor sanki içinde durduramadığı bir çocuk var yaşama sevinci saçıyor etrafına. Ona içim kaynadı daha şimdiden.
Zil Çalınca Yağmurla Birlikte kantine gidiyoruz .Bir bakıma okulu tanıtmak istiyor aslında bana. Uygun Bir masa bulunca oturuyoruz iki masa öte de altı kişilik grup Bir oturuyor içlerinden bizim sınıftan üç kız var bir de galiba üst sınıflardan olan üç erkek. Keyifle gülüşüyorlar kendi aralarında. ... Gülüyorlar.Ama kalpleri acımasızca Bir karanlık büründürüyor sanki gülen sadece dudakları gözleri ise kapkara kasvetli bir sekil de bakıyor. Yağmur'a
soruyorum kim bunlar diye. Tek tek tanıtmaya başlıyor.
"Şu sol köşedeki esmer, uzun saçlı, renkli gözlü olan kız Yeşim bizimle aynı sınıfta biliyorsun zaten, hemen sağ yanında ki diğer bir esmer bir o kadar da şık olan kız Irmak onun sağındaki yakışıklı da Selim, onun karşısında oturan sarışın ela gözleriyle etkileyici bakan kız ise Dolunay solundaki sarışın çocukta Emre onun yanında ki buğday tenli, yeşil gözleriyle yakan yakışıklı da Deniz "
Yağmur Denizden söz ederken göz göze geliyoruz Denizle yaramazlık yapmış küçük kız çocuğu gibi birden kaçırıyorum gözlerimi.Yağmur o sırada anlatmaya devam ediyor.
"Kızlar bizle yaşıt biliyorsun zaten Çocuklar ise dördüncü sınıfta.Nehir bunlar züppe tayfası burunları hep bir karış havada. Diğerlerinden daha zenginler" diyor.
Ruhsuzlukları züppeliklerinden herhalde diye geçiriyorum içimden.
"Ya sen, sen nasıl birisin"
"Ben bu okula burslu geldim pek aram yoktur onlarla hatta neredeyse hiç kimseyle konuşmam bur da okuldaki sadece bir kişiyle konuşurum o da arada sıra da" diyor.
Sessizce onu dinledikten sonra tam silkiniyordum ki konuşmaya tekrar koyuldu.
"İşte geliyor bak orada" diyerek bana karşıdan gelen esmer çok tatlı bir çocuğu gösteriyor.
"o Kim."
"İşte ara sıra konuştuğumuz çocuk bu okuldaki tek arkadaşım. O da benim gibi burslu gelmiş bu okula IQ bayağı yüksek bir de şu tiki çocuklarla aynı sınıfta. Pek kimseyle takılmaz .Tek Başına olmayı sever yani"
Ona baktığımda Bir tuhaflık seziyorum içten içe ağlıyor bir şeyden pişmanlık duyuyor sanki, yaşamak istemiyormuş gibi bakıyor Yemyeşil gözleri. Bir Süre dalıp gidiyorum gözlerine sanki uçsuz bucaksız bir denizi izliyormuşum gibi. Birden akılıma geliyor.
"Eee Adını söylemedin"
"Adı Rüzgar " diyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜPPE SEVGİLİM
Teen FictionŞu son haftalarda hayatım çok değişti yeni bir okul yeni insanlar ve belkide yeni dostluklar. Babamla İzmir de yaşıyorduk. Babam avukat ve işleri yüzünden İstanbul'a taşınmamız gerekiyor. İzmir'i bırakmak çok zor benim için. İzmir benim hayatımın ço...