Kafamda bir sürü şey var bugün düşüncelerimin içerisinde boğulmaktayım hem İzmir'imin kokusunu da özledim hasret dolu yüreğim.Dalgın dalgın okuldan çıkarken birine çarpıyorum yüzünü göremiyorum ilk.
"Pardon" diyorum ve ona doğru bakıyorum bu Deniz değil mi.
"Naptığını zannediyorsun, önüne baksana" diyor bağırarak.Sinirleniyorum, halbuki hatanın bende olduğunu kabul ederek özür bile dilemiştim.
"Ne bağırıyorsun özür diledik ya"
"Bak kızım şimdi acelem var seninle uğraşamayacağım ama bir daha karşıma çıkma istersen" diyor ve sonra koşarak okula doğru gidiyor.Arkasından
"Ben de senin karşına çıkmaya çok meraklıydım sanki. diye bağırıyorum ama beni duyan yok tabi. Kendini bir halt zannediyor züppe ne olacak. Ben sinirlendiğimde elim ayağım ayrı titrer durduramıyorum kendim kafamda şimşekler çakıyor. En ağır gelende benim son sözümü söyleyememiş olmam. Bence o bir daha benim karşıma çıkmasın. Yüreğim hasretle kavrulurken içimde kalan pozitifliğin son zerresini de negatifliği ile sömürüyor ruhumdan. Hızlı adımlarla ilerliyorum ancak öyle geçer sinirim.Bir süre sonra telefonum çalıyor, babam arıyor.
"Alo baba"
"Kızım benim işim bitti istersen gelip seni alayım"
"Çok iyi olur."
Yolun kenarında babamı beklemeye koyuluyorum.Birden yanımdan Rüzgar geçiyor selam bile vermiyor bana belkide görmedi bile. Bağırıyorum arkasından.
"Rüzgar,Rüzgar." Beni duymuyor mu yoksa duymamazlıktan mı geliyor anlamıyorum.Koşarak yetişiyorum ona.Yanımdan geçerken fark etmemişim yüzü gözü dağılmış bir şekilde .
"Nouldu sana"
"Yok bir şey"
"Kiminle kavga ettin sen "
" Sanane Nehir seni ne ilgilendiriyor" diyor ve yanımdan uzaklaşıyor. Doğru Nehir seni ne ilgilendiriyor kim oluyorsun sen haklı. Ama Rüzgar bu lafları söylerken içimde bir şeyler kopuyor sanki anlam veremediğim şeyler hissediyorum belki de ilk defa böyle hissettim.Düşüncelerim beni boğmak üzereyken babam geliyor hemen arabaya biniyorum.Yüzümün asık olduğunu görünce sormadan edemiyor.
"Ne oldu kızım neden asık o güzel yüzün"
"Yok bir şey baba birazcık yoruldum sadece"
Eve geldiğimizde çok acıktığımı hissediyorum. Yemek yedikten sonrada odama çekilip ders çalışmaya başlıyorum ama tüm çabalarıma rağmen bir türlü çalışamıyorum. En iyisi kitap okumak kendi yaşamımdan uzaklaşarak kitaptaki hayali karaktere bürünmek ancak kafamı dağıtabilir.
****
Sabah çok zor kalkıyorum sanki üzerimden tır geçmiş gibi hissediyorum. Kahvaltı bile edemeden çıkıyorum. Babam beni bırakmak istiyor ama yürümek istediğimi söylüyorum. Açık hava iyi geliyor yürümek rahatlatıyor beni. Okula geldiğim de kapıda Yağmuru görüyorum. Koşarak yanıma geliyor.
"Duydun mu Nehir olanları"
" Ne olmuş" diyorum meraklı bakışlarımla.
"Dün okul dağıldıktan sonra dördüncü sınıflar arasında kavga çıkmış Rüzgarda varmış aralarında."
"Evet dün Rüzgarı gördüğümde yüzü gözü dağılmış bir şekildeydi. Ne olduğunu sordum ama tersledi beni."
"Sinirlenince gözü döner onun yoksa kimseyi tersleyip de kırmak istemez.
" Haklısın galiba dün burnundan soluyordu.Biz olanları konuşurken yanımıza Rüzgar geliyor.
"Yağmur Nehirle yalnız konuşabilir miyim."
"Tabi , Nehir ben sınıftayım gelirsin." diyerek uzaklaşıyor yanımızdan.
"Ee ne konuşacaksın benimle"
"Senden özür dilemek istiyorum. Dün seni terslemek istememiştim gerçekten üzgünüm kalbini kırdıysam affet" diyor masum bir gülüşle.
"Önemli değil sinirliydin zaten anlayabiliyorum seni."
Gülümsüyorum dünkü düşüncelerim aksine içim rahatlıyor. Yüzümdeki sırıtmayı durduramıyorum bir türlü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜPPE SEVGİLİM
Teen FictionŞu son haftalarda hayatım çok değişti yeni bir okul yeni insanlar ve belkide yeni dostluklar. Babamla İzmir de yaşıyorduk. Babam avukat ve işleri yüzünden İstanbul'a taşınmamız gerekiyor. İzmir'i bırakmak çok zor benim için. İzmir benim hayatımın ço...