TOKAT

114 15 1
                                    

"Anne aç kapıyı yaa"

Uzun süren ağlamamdan sonra sakinleşmiş ve kedi gibi takılmıştım peşine.

"Arya git başımdan beni sinir etme.Alt tarafı resimlerini attım canım.Niye bu kadar ağladın anlamıyorum ki?"

Elinde çamaşır leğeniyle balkona çıkan annemi dar mutfağımızdan geçerken ikna etmeye çalışıyordum.

"Asıl ben kapıyı kilitleme sebebini anlamıyorum.Niye bu kadar inat ettin?"

Yüzünü bana döndü.Siyah iri gözleri acıyarak baktı ağlamaktan kan çanağı olmuş gözlerime.

"Kaybolduğun gün ki gibi gözlerin.Ben seni nasıl dışarı gönderirim.Ya bir kez daha gidersen.Ben ne yaparım o zaman.Zaten daha babaannenle dedene durumu anlatamıyorum.Arkadaşına gitmiş orada kalmış dedim ama hala kimmiş arkadaşı ? ,nerdeymiş? , niye haber vermemiş? deyip duruyolar.Yalanlarıma da inanmıyorlar.Beni bir kez daha korkutmana ve zor durumda bırakmana izin veremem kızım."

Elindeki mandalı yere attım ve kollarından tuttum sıkı sıkı.Bana güven dercesine gözlerimi gözlerine
kenetledim.Titreyen sesime engel olamadım.

"Anne sana yemin ederim o hatayı yapmayacağım .Bir kez da o acıyı yaşayamam ki zaten ."

Birden kendini çekti benden.Sert bakışlarını üzerimde dikti.İşaret parmağını hesap sorarcasına savurdu.

"Ne acısı.Arya çabuk bana nereye gittiğini ne yaşadığını anlat.Çabuk."

Lanet olsun.Hep bu pot kırmalarım.Saklamam gerekiyor
anne.Sana anlatamam.Yapamam bunu.

Dudağımı şapa oturdum anlamında ısırdım.Olayı kıvırmaya çalıştım.

"Yaa bişey olmadı.Sadece köpekler kovalayınca beni kaçtım.Biliyorsun çok korkarım köpeklerden.Yere falan düştüm ,yuvarlandım ya acı çektim filan. Bir daha çekemem diye ona dedim.Gidip bir ağaca tırmandım.Sonra köpekler gidene kadar uyudum.Sabaha karşıda çıktım
geldim işte.Bin kere anlattım Anne ne duymak istiyorsun sen?"

Sanki suçlu annemmiş gibi atarlandım.Trip atarak yanından hızlıca ayrıldım.Doğru odama geçip yatağın içine attım kendimi.Ama olmuyordu.Bir türlü uyuyamıyordum.Lanet gece hep aklıma geliyordu.

Telefonumu aldım elime ve son ses müzik açtım.Ardından da mırıldanmaya başladım sarhoş gibi.

"Haksızlığı da koydum bavulaa yanlızlığı da aldım yanımaa teşekkür ettim her şey adınaa gidiyoruuuuuum gidiyoruuuum ama etmiyorum eyvallahh"(sevda-annem gibi)

Birden gözlerimdeki yaşa hakim olamayarak ağladım.Biri sesimi duyarda niye ağlıyorsun der diye kolumu ısırarak kazağımı ıslattım.Ben o geceyi nasıl unutacaktım?Nasıl?


**********************

Islanmış yastığımı ters çevirip yataktan kalktım.Sabaha kadar uyumadan ağladımdan gözlerim kan çanağıydı.Doğru banyoya geçip duş aldım.

Yatağıma tekrar geçip kafamdaki havluyla uzandım.Elim telefonuma gitti.Saate baktım hemen . Daha dersin başlamasına 4 saatim vardı.Bu da demek oluyor ki annemin attığı şeyi bulmak için bol zamanım var.

Beyaz gömleğimi ve siyah eteğimi giydim.Siyah kravatımı gevşek bırakıp ıslak saçlarımı kuruması için salık bıraktım.

Aynadaki ben tıpkı babamın nasıl bir adam olduğunu ilk kez duyduğumdaki gibiydi.

Kırmızı ve şişmiş göz altları beni madde bağımlısı gibi göstermişti.

Üzerime son olarak lacivert kapşonumu da geçirip dolaptan iki yumurta ve sucukları çıkardım.Pişirmeye başladım.Çayı da demleyip sofrayı kurdum.

Canı sıkkın bir kız tabi ki de kahvaltı yapamaz. Kendim için kurmamıştım zaten bu sofrayı.Çağla ve Mina kalkınca yesin diye yapmıştım.Annemin yorulmasını istemezdim.Zaten sabahın köründe kavga eden kızlardık biz.Birde kahvaltı hazırlamakla uğraşmasın
kadıncağız.

Çantamı sırtıma takıp kapının önüne geçtim.Siyah botlarımı geçirdim ayağıma .Sonra koşarak çıktım apartmandan.Hemen bizim pencerenin tarafına geçtim.Yani apartmanın sağ tarafındaki arsaya.

Toprak yağmurdan dolayı ıslaktı.Ve ayakkabılarıma hemen bulaşmıştı.Bu karanlıkta da bişey göremiyordum.

Telefonumun fenerini açıp aramaya başladım bu kez.Ama bu da işe yaramamıştı.Babamın tek hatırasını da kaybetmiştim.

Biliyorum çok aşağılık biri.Ama babam sonuçta.Babam .Herkesin önünü açan babası varken benimki sırtımda bir yükde olsa baba ya baba.

Bazen ya gerçek değilse sadece bir dedikoduysa diyorum.Ona iftira attılar gelecek ve inkar edecek diye hayaller kuruyorum.Ancak bu sadece kendimi kandırmak için söylediğim şeyler olarak kalıyor.Babam gelmiyor.İnkar etmiyor.

Buruk bir yüz ifadesiyle pes ettim.Sessiz ve karanlık sokakta kanım çekilmiş gibi yürümeye başladım.

Sokak köpek havlamaları ve yağmurun su birikintisi oluşturduğu çukur yollarla doluydu.Belediyenin girmediği bu mahalleye lanet ederek devam ettim.

Gecekondu mahallesiydi burası.Tanırdık birbirimizi elbet.Mesela şu tek katlı metruk ev.Yanlız yaşayan gıcık mı gıcık Pervin cadısı oturur burda.

KIRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin