Soğuk ve sıcak

552 35 11
                                    

Hayatımda bazı şeyler mutlu gitmeye başladığında her zaman onun sonunun kötü bir şey olacağına inanmışımdır. Aslında hayatımda öyle uzun süredir sevdiğimi tam söyleyecek iken aynı lisede olduğumuzu öğrendiğim Berke tam dört yıl sonra beni sevdiğini itiraf etti bu yüzden hayatım olanaksız bir şekilde mutlu gittiğini düşünüyorum.

Şimdiyse yatağıma oturdum ve kötü bir şey olmasını bekliyorum. Benim deyişimle ölümünü bekleyen kelebek gibi sonumu bekliyorum,çünkü hayatımda olabilecek küçük bir fırtına beni eski Yamura dönüştürecek ve nefret dolu bir kız olacaktım. Tam hayal gücümde iken hayal gücümün dışında bir ses duydum bu telefonumun fon müziği idi.

Kendime gelip telefonuma baktım arayan Berke idi,hemen telefonumu açtım ve onun kalın sesini duymak için telefonu kulağıma getirdim.Sesi her zamankinden mutlu geliyordu hızlı bir şekilde okulun arkasına acil gelmemi söyledi. Hızlı bir şekilde evden çıktım ve aramızda dört sokak olan okula gitmeye başladım. Okulun arkasına geldiğimde telefona gelen fon müziği ile irkildim telefonu elime aldığımda berke okulun arkasındaki ara sokağa girmem gerektiğini söyleyen mesaj atmıştı.

Sonbahar nedeniyle kırmızılaşmış olan sokağa doğru adım atmaya başlamıştım, bir yandan kırmızı olan yapraklar dikkatimi çekerken bir yandan da Berkenin neden beni çağırdığını merak ediyordun. Tam bunları düşünürken ağaçların arasında yapraklardan farklı olan asılmış kalpleri gördüm. Kalbimin daha da hızlı attığını hissedebiliyordum. Aradan yaklaşık iki metre daha adım attığımda yerde gördüğüm binlerce gül yapraklarıyla masum bir bebek mutluğu hissetmiştim. Yolun sonundaki dönemeçten döndüğümde Berkeyi elinde güllerle beni beklediğini gördüm.

Adımlarımı daha da hızlandırdım ve hızlı bir şekilde boynuna sarıldım dünden beri almadığım şeker kokusunu özlemiştim. Bir yandanda düşünüyordum bu kadar suprizin neden olduğunu, yaptığım şeyden pişman olacaktım ama sordum " bu kadar suprizin nedeni sora bilirmiyim?" Bu söylediğim sözden sonra yüzünde tebessüm beklediğime yemin edebilirdim ama hiç bekleiğim gibi olmamıştı. Yüzündeki mutluluğun düştüğünü görebiliyordum. Belimde olan elini yavaş yavaş gevşetmeye başlamıştı.

"Gerçekten anlamadınmı ya da gerçekten hatırlamadın mı? " dedi .Bir yandan neyi unutuğumu düşünürken bir yandan da unutuğum şeyin önemli bir şey olduğunu fark edip utanıyordum. Beyaz tenim yavaş yavaş kızardığını hissetim ve başımı öne eğdim. Berke yavaş bir nefes aldı ve kalın sesiyle dudaklarında kelimeleri telaffuz etmeye başladı. " gerçekten sana inanamıyorum ,sevgili olalı dördüncü yılımızı unuttun ve ben unutunca sorun yarattın gerçekte tebrikler mükemelsin ." dedi. Yüzümün kızardığını fark edebiliyordum.

Olayı toparlamak için aklımdan geçen her şeyi gözümün önüne getiriyordum. Kalbimin rahatladığını fark ettim ,yere eğik kafamı kaldırdım ve "ben seninle ilgili olan hiç bir günü unutmadım sevgilim" dedim. Aslında unutmuştum ama berkenin tafrasını çekmek yerine yalan söylemeyi tercih etmiştim ama bir yandan da gerçekten de suprizimi bulmuştum. Eski olsa da teyzemin evi olan dağ evine gitmeyi ve orda hafta sonunu geçirmeyi düşünmüştüm. Yine de ne kadar da yalan söylesem ya da suprizi bulsam hayla bu günü nasıl unutuğumu anlamıyordum.

Bu olanların hepsi sabah gördüğüm rüyaydı benim için kabus sayılsada bütün bunlar onun suçuydu. Şimdi aklıma geldiğinde bile ürkmeme neden olmuştu. Aslında kim benimle aynı enpati yapsa dahi ürkerdi dilimden işkence ile sökülüyormuş gibi hissetsemde beynimde söyleme istediğimi fark ettim."Sevdiğiniz erkeğin sizin yüzünüzde öldüğünü düşünün" . Benim kabustan daha kötü olan rüyam bu işte .

Tam gözlerimin dolduğunu hissetiğim anda hayal gücümden çıktım . Gevştmiş olan elini belime dolayıp daha da sıkmıştı. Ellerimi boynuna dolayıp kendime çekmiş ve hiç bırakmayacak hissi vererek sıkı sıkı sarılmıştım. Beni incitmemeye özen göstererek yavaşça kendinden uzaklaştırdı çünkü zayıf ve güçsüz bedenimi onun sert kaslı vicudunun karşısında dayanamayıp canımı yakacağnı biliyordu. "Hadi eve git ve toparlan sonra da gideceğimiz yere gidelim" dedi.

İçimden Berkeye bu çocuk tam bir kütük öküz diyerek saydırıyordum. Ama ne kadarda öküz olsa artık bu benm öküzümdü. Boynunda olan elimi gevşetip boynundan çektim ve yanağına öpücük kondurup arkamı dönüp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Eve vardığımda hızlı hızlı toparlanmaya başladım. Evde babamı ve annemin ölümü sebebiyle üvey annem olan kadınıda göremiyordum . Ama hiç bir şey benim umrumda değildi ,çünkü beni bekleyen güzel bir hafta sonu vardı.

Ama beni daha mutlu eden üvey annemin sanki beni severcesine korumacı tavrından uzaklaşmak bana yetecekti. Elime valizimi aldım ve yavaş yavaş evin uzun kolidorunda yürümeye başladım. Tam kapıya doğru yöneldiğimde kapı çaldı bir anda içimde korku hissetmiştim ve yavaş bir şekilde kapıyı açtım. Gelen Berke idi derin bir nefe aldım ve kalbimdeki korkunun yavaş yavaş mutluluğa dönüştüğünü hissedebiliyordum. Elimdeki valizi aldı ve elimi tutu "artık gidelim" dedi. Merdivenlerden inerken uykusuz olduğumu hissetmiştim o yüzden berkenin elini biraz daha sıkmıştım çünkü bedenim böyle durumlarda düşmeye çok yatkındı.

Merdivnleri indiğimde ilk defa güneşin ışığı gözlerimi yakmıştı. Sıkıca elini tutğum Berke beni bırakmış valizleri bagaja yerleştiriyordu. Adımlarımı yavaş yavaş attım ve arabaya ilerledim yavaşça kapıyı açıp arabanın koltuğuna oturup kafamı cama yasladım ve uykusuzluk nedeniyle uyuya kaldım. Gözümü açtığımda duvarları siyah olan odada kendimi buldum odayı incelemek için yatığım yerden doğruldum.

Duvarlar ve parkeler siyah olan odanın geri kalan renkleri beyazdı. Dolap ve makyaj masası olan odada büyük olan yatak az eşya olmasına rağmen odayı dolduruyordu. Aslında bir kaç kez gelmeme rağmen teyzemin gelmesiyle değiştirdiği ev daha da değişmiş ve eski olmasına rağmen modern bir ev haline gelmişti . Kapının tıklanmasıyla sessiz oda bir anda ses dolmuş ve irkilmiştim. Berke içeri girebilirmiyim diye bağırdı. Saçlarımı düzenledim ve aslında güçlü ve tiz olan sesimin olmadığı bir şekilde gel diye bağırdım.

Berke hiç olmadığı bir şekilde komik gözüküyordu mutfak önlüğünü beline bağlmış bir şekilde odaya girdi. Yavaş yavaş yanıma adım attı ve elimi tutup beni olduğum yerden kaldırdı.



Yüzünde hafif bir tebessüm vardı. "Bu küçük hanımı kendini toparlaması gerek o yüzden en güzel şey bir duş ve güzel bir yemek ne dersiniz küçük hanım?"dedi. Yüzündeki gülümseme daha da büyüdü ama bir yandan da cevabımı bekliyordu. Yüzümdeki düz ve duygusuz halimi saklayamayarak " tabikide genç beyfendi "deyip gülümseme attım. Duşa doğru adımlarımı atarken berkeninde mutfağa doğru gittiğini anladım ve kapıyı açıp sıcak bir duşun keyfini çıkardım.


Banyodan çıktığımda Berkenin yaptığı yemeklerin kokusunu ve söylediği şarkıyı duyabiliyordum. Kapıyı açtığımda hiç beklemediğim bir manzarayla karşı karşıya kaldım. Benim küçük sandığım ev iki katlı bir ev çıkmıştı. Merdivenleri indim Berkenin yanına doğru koşar adımlarla adım attım. Teyzemin evi beni gitten gide şaşırtıyordu küçük sıradan beklediğim mutfak büyük ve acayip moderndi her yeri yatak odası gibi siyah beyazdı. Elektronik eşyalar siyah olur iken diğer kalan eşylar süt beyazıydı. Berke kafasını çevirdiğinde beni gördü ve hemen yanıma geldi. " duş aldığına göre artık yemek zamanı
küçük hanım" dedi. Karsız yüz tavrı ile " peki beyfendi geçelim bakalım" dedim ve masaya doğru yürüp sandalyeye oturdum.

Berke pişirdiği yemekleri tabağa katarken telefon sesiyle duraksadı. Arkamda olan Berkeye dönüp " saat kaç?" diye sordum. Berke düz bir yüz ifadesi ile bana baktı ve " saat şu anda gece bir" dedi saatine bakarak. Berkenin yüzünün değişmesini anlayabiliyordum bu saate telefonun çalması biraz değişikti. Berke telefonu almadan ben olduğum yerden hızlıca kalkıp telefonu aldım ve açtım. Arayan teyzemdi ve ağlıyordu. Annemin ölümünden sonra bana annemi hatırlatan tek kişi teyzemdi. O yüzden bir anda sinirlenmiş ve soğuk olan bedenimin bir anda sıcaklaşıp alev aldığını hissetim.

Teyzeme bğırmaya başladım teyze nerdesin?. Teyzem korkak ve ürkek ses ile evdeyim çabuk gelin diye bağırıyordu. Telefonu elimde attım ve arabanın anahtarını alıp dışarı kapıya yöneldim o sırada bana şaşkınca bakan berkeye dönüp "sen adamlarını topla ve teyzemin evine gel Berke çabuk" diye bağırdım ve arabaya koşup arabaya binerek arabayı çalıştırarak hızlı bir yolculuğa başladım.

Siyahımın TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin