darmadağın Duygular

189 31 0
                                    

Arabayla ne kadar hızda gittiğimin farkında değildim, öfkem beni ele geçirmişti. Aslında bu normaldi ben öfkesine teslim olan bir kızdım. Sonra birden kendime gedim ve teyzeme geldiğimi anladığımla ani hızla fren yaptım. Arabanın torpidosuna uzandım ve açtım niyetim silah almaktı ama hiç beklemediğim kutuyu gördüm hemen kutuyu aldım. Kutuyu açtığımda içinde gördüğüm şey Berkeyle ikimizin fotoğrafı olan kolyeydi.

İçimdeki öfkeyi biraz daha hafiflettim çünkü öfkeyle kalktığım zaman zararlı oturacağımı biliyordum. Kafamda dolaşan bir milyon fikirler vardı. Her zaman yararlı olan taktiği kullanmaya karar verdim arabadan indim ve planımı içimden tekrarlamaya başladım. " dostuma yakın düşmanıma daha yakın olucağım" dedim ve hızlı hızlı yürümeye başladım. Kapıya vardığımda teyzemin çığlıklarını duyabiliyordum gerçekten bu çok acı bir şeydi kenndimi toparlamam lazımdı olduğum yerde sallandım bu bana biraz dejavu hissi verdi.

Seneler önce sahneye çıkan ve heycanlanan çocuk olarak çocukluğumu geçirmiştim. Tam hayal gücümde ruhumu biraz güldürebilmiş iken teyzemin acı dolu bağırışını duydum ve yüz ifademin değişmesi bana yeter diyerek kapıyı çaldım. Kapıda biraz daha estetik bir duruş sergiledim ve kapının açılmasını bekledim. Kapı sert bir biçimde açıldı kapıyı açan adamın beni görmesi ile yüzü bir anda değişti. Hiç konuşmadan içeri girdim ve yavaşça yürümeye başladım.

Teyzem duvarın köşe kısmına oturmuş ve ağlıyordu. Teyzem beni görmesi ile hemen işaret parmağımı dudaklarıma götürerek susmasını istedim. Teyzemle göz göze gelirken bir elin belime dolandığını hissetim hızlı bir hamle ile döndüm ve o sapık herifle göz göze geldim. Bu sefer yüzümde o gülümsemeyi göremeyen adam elini yavaş yavaş belimden çekmeye başladı. Kafamı sağa doğru hafif eğerek sert bir ses tonuyla " üzgünüm" dedim ve sapık herife kafa attım büyük ihtimal burnu kırılmıştı.

Yere düşmemek için sendelerken ayağına hızlı bir şekilde vurdum ve düşmesini sağladım yerde acılar içinde bağıran adamın karnına bir tane vurdum bu onun nefesini kesecekti yüzümdeki gülümseme daha büyüyordu ve daha da büyüyecekti. Sapık herife eğildim ve yüzüne yumruklar atmaya başladım ben yumruklarımı atmaya devam ederken bir el omzuma dokundu. Kafamı çevirip baktığımda teyzem yalvarıyordu öldüreceksin diye çığlık attı ve bir anda irkidim vurmktan derileri soyulmuş ve etleri ezilmiş olan elimin acısını yeni hissetmiştim.

Teyzemin gözlerinin içine bakarak mutfağı işaret ederek "telefonu getir" diyerek bağırdım. Teyzemin panik olduğunu görebiliyordum ani bir hareketle mutfağa koştu ve telefonumu getirdi. Berkenin geldiğini tahmin edebiliyordum. Teyzem telefonu getirdi hızlıca elinden aldım ve berkeyi aradım sadece tek kelime ile camlar kırıldı " gel" berkeye gel dediğim anda evin bütün pencerelerinin camları kırıldı ve hiç tanımadığım adamlar içeri girdi.

Berke yanıma gelir gelmez beni kendine çekti ve sıkı bir şekilde sarıldı ama bu beni rahatsız etmiyordu çünkü ben her sıkı sarılışta onun şeker kokusunu içime çekiyordum. Berkeden uzaklaştım ve teyzeme baktım teyzemden özür dileyecektim çünkü bu gün ona ilk defa bağırmıştım. Tam teyzemden özür dileyecek iken teyzem benden önce davranıp " kim bu çocuk ve neden sarıldın bana hemen anlat" dedi. Gözlerimi şaşkınlık içerisinde açtım " sana sonra anlatırım" dedim. Gerçekten şaşkınlık içerisindeydim kadın ona bağırdığıma değil sarıldığım adamı merak ediyiyor. Berke elimi tuttu ve seni ön tarafda arabada bekiyorum depoya gidicez dedi ve kapıyı açıp gitti. Teyzeme döndüm nazik bir ses tonu ile "sana her şeyi anlatıcam senin için adamlar gelicek ve hastaneye götürücek sen kendini fazla yorma" dedim ve ön tarafa doğru koştum.

Berke siyah bir arabayl beni bekliyordu arabaya koştum ve hızlıca arabaya bindim. Berke biner binmez gaza bastı ve hızlıca ilerlemeye başladı. Güneş yavaş yavaş doğmaya başlıyordu kafamı koltuğa yasladım ve zamanın geçmesini bekledim. Uykuya tam dalacak iken Berkenin yaptığı ani frenle irkildim.
Berke hızlıca indi ve kapıyı kapatıp benim yanıma geldi "yağmur hadi kalk artık geldik" dedi. Olduğum yerden hızlıca kalktım ve kendime gelmek için kafamı salladım. Gözlerini biraz daha fazla açtım ve çeketimi düzeltip Berkeye baktım " hadi artık şu pisliği ortadan kaldıralım" dedim ve yürümeye başladım.

Arkadan Berkenin adım seslerini duyabiliyordum sessizlik öyle büyüktü ki Berkenin nefes alışını dahi duyabiliyordum. Ortalık sessiz iken bir anda kapının açılmasıyla sessizlik bozuldu deponun kapısının gıcırtısı tüm şehiri rahatsız edebilecek derecedeydi. Adımlarımı biraz daha hızlandırdım ve deponun içine girdim. Koca depoda sadece iki sandalye bir ip ve bir de sandalyede oturan pislik herif vardı.

Berkenin adamları kapıyı açmış ve ortadan kaybolmuştu. Ben depoyu incelerken Berke yanıma geldi ve silahın tetiğini çekip adama uzattı. Berkeye hızlı bir şekilde dönüp " hayır dur " diye bağırdım. Sesim boş depoyu doldurmuş ve olduğundan daha da tiz çıkmıştı.

Berke kafasını çevirdi ve bana baktı, yüzünde hala biraz olsa da öfke vardı. Ama tabikide o sapık adamaydı çünkü Berke bana asla sinirlenmez ya da asla öfke ile bana bakmazdı. Berkenin gözleri üzerimdeydi ona baktım ve mantıklı ve sakin bir şekilde konuşmaya başladım. " daha adını ya da daha da mantıklısı acı çektirmeden öldürmek çok saçma olur" dedim. Berke adamın kafasına doğrultuğu yere eğdi ve adamın dizine bir el ateş etti. Boş ve sessiz olan depo bir anda silah sesiyle dolmuş ve bir anda soğuktan titreyen vicudum korkudan titremeye başladı.

Sandalyede oturan
Sapık herif olduğu yerde acılar içinde bağırmaya başladı. Eğer normal bir insan olsam kesinlikle oturur ağlardım ya da üzülür yardım etmek isterdim. Ama ben kesinlikle anormaldim ve bunu kabul ediyordum. Hızlıca Berkeye döndüm ve şaşkın bir şekilde baktım.

Berke benim ona baktığımı anladı ve kafasını bana döndü. Şaşkın ve korku dolu bir şekilde Berkeyle konuşmaya başladım. " Berke see en ne yapı yorsun" Allah kahretsin ki sesim kekeliyerek çıkmıştı bu en nefret ettiğin şeydi çünkü bana göre kekeliyerek konuşmak insanı salak olduğunu gösterirdi bu yüzdende Berkenin yanında kekelememeye çok dikkat ederdim. Ama yinede kekelemiştim.

Ben kendi kendime içimden kendime kızarken Berkenin sesi ile koybolduğum hayal gücümden ayrıldım." can çekiştirmeden öldürmek ayıp olur, buyrun Yamur hanım sahne sizin" dedi öfkesini gizlemeye çalışan sesiyle. Biraz duraksadım ve adamın gözlerine baktım. Teyzemin yaptıklarını ve o anda göz göze gelmemiz aklıma geldi ve mideme değişik bir bulantı geldi bu bulantının sonunun ağrıyla bitmemesi için içimden geçirmedim değil ama oturup dua edecek zamanım yoktu çünkü hemen şu pislik herifi bu dünyadan kaldırmam gerekecekti.

Adama doğru adım attım ve biraz eğilip adamla göz göze geldim yüzümdeki siniri biraz hafifletim ve zorlada olsa gülümseyerek " adını alalım " dedim. Berkenin arkadan söylendiğini duyabiliyordum. Adam ağrısı yüzünden zor aldığı nefesi tazeledi ve konuşmak için derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı " adım Mehmet " dedi biraz geri çekildim ve Berkeden silahı istedim ama aklımda öldürmek yoktu çünkü şimdilik mantıklı düşünüyordum.

Berkeden silahı aldım ve arka cebime koydum. Ayakta iken Mehmet bakma fırsatım oldu. Uzun boylu kalıplı ve esmer bir adamdı. Gözleri kömür siyahı olan Mehmet buğday teni ile kadınların kalbini çalabilecek bir yakışıklılığı vardı. Ama teyzem gibi dış görünüşe bakan kadınların hali böyleydi. Mehmeti süzerken Berkenin sinirlenmeye başlamıştı çünkü duygularını dışa vurabilen insandı o yüzden Berkenin duygularını o söylemeden hep anlamışımdır.

Berkeyi daha da sinirlendirmeden Mehmete eğildim ve sakin bir şekilde soru sormaya başladım. " şimdi söyle bakalım teyzemle derdin ne? " bu kelimeyi sordum ve cevap alamadım. Yaklaşık on ya da on beş saniye sonra tekrar sordum " teyzemle derdin ne " bu sefer daha da sinirlenmiştim. Mehmet kafsını öne eğdi ve konuşmamaya devam etti.

Biraz daha da sinirlenmiştim arka cebimdeki silahı çıkardım ve Mehmete uzattım bağırarak konuşmaya başladım. " senin gibi insanların neden hayatta olduğunu anlamıyorum ya, siz insanlara acı çektirmek için gelmiş adi heriflerin tekisiniz" dedim.

Mehmet kafasını hızlıca kaldırdı ve gözlerime baktı yüzünde gıcık bir gülümseme vardı. Boğazındaki gıcığığı giderdi ve yüzüme tükürdü. Bu gerçekten ani bir hareketti tek hissetiğim yüzümdeki sıçaklıktı. Sinirimi biraz giderdiğim ruhum daha da sinirlenmişti, yüzümü ekşittim ve ani sinirle elimdeki silahın tetiğini çekip ayağa kakıp uzaklaştım ve ani hareketle Mehmetin kafasına ateş ettim.

Bir ateş bana yetmemişti vicundan bazı yerlere ateş etmeye başladım. Silahın içindeki mermilerin bitmesiyle sinrim geçmişti. Elimdeki silahı yere attıp Berkeye döndüm. Büyük adımlarla boynuna atladım ve ömrümün sonuna kadar orada kalmak istediğimi bir kez daha hissetim.

Siyahımın TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin