Yok Artık

130 29 0
                                    

Bu gece yok artık kelimesini içimden olsada çok kullanacağımı biliyordum. Şimdiden o kelimeyi kendime adamıştım. İnsanlar bazen olaylar olmadan tahmin yürütürler bazen tutar bazende tutmaz tabi.

Bende kendimi yaşanacaklar haricinde kesinlikle kulanacağım kelimeyi tahmin ediyordum. Can arkamdan gelirken ben adımlarımı biraz daha da hızlandırdım ve sonunda salona vardım.

Tek kişilik koltuklara babam ve canın babası geçmişti. Dört saat önceki halimle şimdikinin alakası yoktu ya da daha ileri gidersem on altı saat önceki adam öldüren kızla benim hiç bir alakam yoktu. Bunları düşünürken Canın babası konuşmaya başladı.

" Evet sebebi ziyaretimiz mağlum kızınızı oğlumuza istemeye geldik. Ama kızınız oğlumu ilk görüşünde tabikide güvelinir birimi ya da daha önemlisi aralarında sevgi ve benzeri duyguların olmasını beklemediğimiz için biz bugün buraya yüzük ya da adını koymaya gelmedik". Yaşa be diyip adamın boğazına sarılmak istedim okadar mantıklı konuşuyordu ki şimdiden gözüme girmişti. Tekrardan konuşmaya başladı kelimelerinin başarısının devamını bekliyordum.

" Biz de bu yüzden oğlumuz ve kızınızı aynı evde kalmasını mantıklı buluyoruz " bu adamdan nefret ediyordum. Babam oldu yerden doğruldu ve kinuşmaya başladı. Ne olursun baba kızını bunların eline verme diye duamı ettim ve babamı dinlemeye başladım.

" Yanlış anlamayın ama hiç bir baba kızının başka bir erkekle aynı evde kalmasına razı olmaz" Can babama kafasını kaldırdı ve sinirli bir şekilde baktı babamın gerilmesinin sebebi büyük olasılıkla Candı çünkü babamın yüzü gerilmiş ve korku dolu gözlerle kafasını yere eğmişti. Canın babası konuşmaya başlayınca kafasını kaldırmıştı gerçekten yok artık bu çocuğa kessinlikle güvenmiyordum.

" Tabikide söylediklerinizle çok haklısınız ama odaları bir uçtan bir uca ve tek olmayacaklar hizmetciler,şöförler, güvenlik ve aşçı daha da rahatlatacak bir söylemek gerekirse kızını burada okuduğu için uyanma saatleri ile oğlumun uyanma saatleri aynı değil. Lütfen bir daha düşünün." Yok artık adam beni bile ikna etmişti. Babam oturduğu yerden tekrar doğruldu ve konuşmaya başladı.

" Ben kızımın benden uzak bir evde kalmasını istemiyorum." babamın söykediği sözden sonra kafasını Cana çevirdi. Can bu sefer daha da sinirli baktı. Gerçekten çocuğa güvenmiyordum.

" Aslında fazla uzak değiller camdan baktığınızda görebiliyorsunuz." Yok artık sanki senaryo yazılmış ve ezberlenmişti. Babam olduğu yerden doğruldu ve karşıdaki evi gösterdi. Canın babası ayağa kalktı ve babamın gösterdiği evin arkasını gösterip orası olduğunu söyledi. Yok artık adamlar daha bana sormadan ya da babama sormadan evi yaptırmaya başlamışlardı ve tahminlerime göre tam da hesaplarına göre ev bu güne bitmiş eşyaları gelmiş Canla ikimizi bekliyordu. Babam camın kenarın çekilip oturduğu yere geri oturdu. Babmın oturmasıyla Canın babasıda koltuğa geri oturdu. Babam kotuktan tekrar doğruldu ve konuşacağını belli etti.

" o zaman ne diyelim benim için bir sorun yok artık kendilerinine bırakıyorum". Yok artık kaç yıllık kızını gözünü kırpmadan vermişti.

Canın babası gülümsedi " o zaman ne bekliyoruz Yamur hazırlansın ve yeni evine gitinler" dedi. Yok artık gerçekten de çok abartılmıştı.

Canın annesi ve üvey annem ayağa kalktı ve beni kolumdan çekiştirerek odama götürdüler. Canın annesi benden kısa sarı saçlı ve yaşına göre bakımlı güler yüzlü bir kadındı.

Odama geldiğimizde kolumu bıraktılar ve odanın kapısının sesi ile hayal dünyamı bıraktım. Odama girer girmez hızlı adımlarla yatağıma oturdum ve boş duvarı izlemeye başladım. Üvey annem dolabımın üstündeki valizi alırken Canın annesi kıyafetlerimi çıkarmaya başladı. Sessizliği bozarak ilk defa konuşmaya başladım. " acaba adınızı sorabilirmiyim" kafasını bana çevirdi. Yüzünde nazik bir gülümseme vardı.

Siyahımın TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin