~NEW GİRL~!(E.X.O)

12~New Couple~ (Part3)

Hana suratındaki sırıtışı gizleyemiyordu. Kocamandı. Joker gibi bir ifadeyle karşısındaki 2 oğlana bakıyordu. Oğlanları aptal aptal etrafa bakınıyordu.

Hana:''Birbirinize nasıl hitap edeceğinizi biliyor musunuz?''

Baek&Yeol:''Hayır?''

Hana:''HARİKA, siz şimdi birbirinize isim buluyorsunuz!''

İkili Hana'nın ani hareketiyle irkilmişti. Hana kapıyı hızlıca örtüp çıktığında baş başa kalmışlardı.

Baekhyun'un yüzü kıpkırmızı olmuştu. Chanyeol ise donuk bir ifadeyle etrafı izliyordu. Baekhyun utancından yatağın kenarına sinmişti. Chanyeol ise etrafa hala alışamamıştı. Birden yanında Baekhyun'un da olduğu aklına geldi. Odada tek ikisi vardı ve kapı da muhtemelen kilitlenmişti. Kapıyı gidip kontrol etti,açılmadı. Onunla konuşmanın daha az sıkıcı olacağını düşündü. Bu düşünceyle arkasına dönip ufak bedeni aradı. Gözleriyle etrafı süzerken yatağın kenarında başını eğmiş küçük bedeni gördü. Kahverengi saçları vardı. Ten rengi, utançtan kemirilen tırnakları, ufaktan gözüken pembe dudakları, kendisine bol gelen kıyafetleri ile tam yiyimlikti. Chanyeol donuk suratını koruyarak konuştu:

Chanyeol:''Merhaba?''

Baekhyun:''M-Merha-ba.''

Baekhyun başını eğerek gizlediği kırmızı suratını yavaşça karşısındaki kişiye gösterdi. Yanakları pembeleşmişti. Gözlerinden masumluk akıyordu. Chanyeol karşısındaki görüntüyle şaşırmış ve gözlerini kocaman açmıştı. Baekhyun'un sevimli suratına aşık olmuştu. O an istemsizce ağzından bir kaç kelime döküldü:

Chanyeol:''Çok güzelsin...''

Baekhyun:''Teşe-kkür e-deri-m.''

Chanyeol donuk gözleriyle Baekhyun'a bakıyordu. Birden yaptığı aklına geldi. Ne demişti öyle? Işık hızında ona yaklaşarak ondan özür dilemeye çalıştı.

Chanyeol:''Ben-öZzür..dilerim. ağzımdan kaçıver-

Baekhyun:''Sorun değil.''

İçi ısıtan sevimli gülümsemesini Chanyeol'a hediye etmişti. Chanyeol karşısındaki varlığın büyüsüne kapıldı ve yüzünde istemsizce bir tebessüm oluştu.

Chanyeol:''Gerçekten güzelsin.''

Baekhyun kızararak saklandığı yerden uzaklaştı ve ayağa kalktı. Üzerindeki bol giysileri önemsemeden yürüyerek Chanyeol'ün yanına yaklaştı. Onun yanına oturdu. Aralarında azbir mesafe vardı. Utanarak sordu.

Baekhyun:''Ne yapmak istersin?''

Chanyeol:''Odada çok şey yok gibi.''

Baekhyun:''Oyun oyna-sak m-mı?''

Chanyeol:''Ne oyunu?''

Baekhyun:''Doğruluk ve Cesaret olur mu?''

Baekhyun kızarmış suratını ne kadar saklamaya çalışsın beceremiyordu. Chanyeol'Ün olmadığı tarafa dönerek başını aşağı eğerek bakışlarını kendi omzuna döndürdü. Yüzü ifadesiz olduğu için suratında istemsizce kasvetli bir hava oluşmuştu.

Chanyeol:''Olur. Şişe olmadığı için sıra sıra soracağız.''

Baekhyun başka bir Dünya'Da yaşıyordu. O an herşeyi unutmuş kafasındaki ''Aferin, ne halt yiyeceksin şimdi?'' Sesleriyle uğraşıyordu. Chanyeol onun kendine kızdığını zannederek sordu:

Chanyeol:''Bana kızgın mısın? Ne yaptım ki?''

Baekhyun gene cevap vermeyince oturduğu yerden kalktı. Yavaşça Baekhyun'un olduğu tarafa yaklaştı. Yana eğik yüzünü görmek için durdu. Yüzündeki kasvetli hava onun birazdan ağlayacağını gösterir gibiydi. Çoğu zaman kızaran yüz, şimdi öyle ciddiydi ki iş üstündeki bir müfettiş sayılabilirdi. Pişmanlıktan yakınır gibi duruyordu. Chanyeol ağzını açtı. Kuru dudaklarını oynatacaktı ki karşısındaki beden bir kıpırtı ile başını ona çevirdi. Hiç tereddüt etmeden doğruca gözlerine baktı.

Baekhyun:''Sana neden kızayım?''

Tok ses odada yankılanmıştı. Chanyeol az önce duyduğu sesin bu kişiden geldiğine inanamamıştı. Az önceki utanç gitmiş ve arkasında karşısındakine kendini sorgulatacak bir ifade bırakmıştı.

Chanyeol:''Ö-Öyle Duru-yor-s-un.''

Baekhyun aniden fazla olan gururuyla ağzından çıkan kelimeye ve o kelimeyi kullanırkenki ses tonuna baktı. Tekrar kızardı ve kaplumbağa gibi büründü;

Baekhyun:''Ah-Ihm, ş-şey yani b-ben üzgünü-m!''

Chanyeol de önemli olmadığını söyleyince bu sefer 2 yüz de kızarmıştı. Odada 2 tane canlı itfaiye arabası var gibiydi. Bir tıkırtı bile gelmiyordu. Garip bir atmosferdi. Bu atmosfer yaklaşık 4 dakika devam etti. Sonra Chanyeol atmosferi bozmak adına bir fikir üretmeye çalıştı. En sonunda aklına biraz önce oynamak üzere oldukları ama garip olaylar yüzünden oynayamadıkları oyun geldi.

Chanyeol:''P-eki, ben başlıyorum, doğruluk mu cesaret mi?''

Baekhyun yüzünü Chanyeol'e çevirdi. Utangaç bir tavırla cevap verdi;

Baekhyun:''Doğruluk olsun.''

Chanyeol:''Bana nasıl seslenmek istiyorsun?''

Baekhyun ilk önce biraz şok oldu. Sonra eski garip atmosferi geri getirmemek için hızlıca cevap verdi;

Baekhyun:''Şey aslında bilmiyorum, nasıl bir şey istersin, tatlı, havalı?''

Chanyeol:''Bence tatlı olsun. İkimizinki de.''

Baekhyun ''Düşünme modu'' na girdi. Bir bacağını diğer bacağının üstüne attı. Avucunun içini çenesinin altına koydu ve dudağını sarkıttı.

Chanyeol bu görüntü karşısında biraz kıkırdadı. Baekhyun kıkırdamanın ardından cevap verdi;

Baekhyun:''BAEKKİE! YEOLLİE!!''

Aşırı şirin bir şekilde bağıran Baekhyun'un dibine girerek söylendi;

Chanyeol:''Nasıl istersen Baekkie~~''

Baekhyun:''HADİ DOĞRULUK MU CESARET Mİ OYNAYALIM VE BİRBİRİMİZİ TANIYALIM!''

Chanyeol:''Olur Baekkie!''

-2 saat sonra odanın dışındakiler.-

Xiumin:''Onlara ne yaptın?''

Hana:''-Gülümser.- Hiç bir şey!''

Xiumin:''Öldüler mi kaldılar mı bir fikrimiz yok...Onların odasına bir bak istersen.''

Hana:''Ne gerek var?''

Xiumin:''Git. Bak.''

-Puflayarak kapıya ilerler.-*Kapıyı açar!-

Hana:''BU NE *******!''

Xiumin''BEN SENİ KÜFÜRBAZ BİLMEZDİM!''