thirty nine

2.8K 298 28
                                    

Çok yazılım var

Bunaldım

Başarılar dileyin

Tşk ederim

Lütfen otuz yedinci bölümü votelemeyen vote versin

İyi okumalar!

Yutkundum ve yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim. Resmen buraya gelmişti! Ona bağırmayı ve soğuk tavrımı sürdürmeyi düşünüyordum. Kapıyı açtığım anda yerdeki kafasını kaldırdı ve mavileriyle elalarım buluştu. Harika görüntüsüne kapıldığımı fark ettiğim an geçmesi için zorlukla geri çekildim. Yarım ağız gülümsedi ve içeri geçti.

"Selam."

Siyah dar pantolunun üstüne giydiği açık renkli tişört ve elinde tuttuğu kitaplar, gözündeki gözlüklere eklenince fazla havalı bir görüntü yaratmıştı. Evet, ona karşı mesajlarda gösterdiğim bütün soğuk duruş kendini şuan yok etmişti. Hatta erimemek için zor duruyordum ve bağırma isteğimden de vazgeçmiştim.

"Selam." Diye karşılık verdim ve o evi incelerken kapıyı kapattım. Derin bir nefes aldım ve titrememi durdurmak için kendimi sıktım.

"Sen şu masaya geç, ben kitapları getiriyim."

Elindeki kitapları gösterdiğim salondaki masanın üstüne bıraktı ve yüzündeki pis sırıtışla kafasını onaylar biçimde salladı.

"Vanessa?"

Odama doğru ilerlerken sesiyle ona döndüm.

"Pijamaların... güzelmiş." O kıkırdarken üstümdeki Minyonlu pijamalara baktım. Bari çat kapı gelmeseydin de hazırlansaydım be öküz! Ben de kıkırdayıp hızlı adımlarla odama gittim. Derin nefesler alırken ayna karşısına geçtim ve kendime baktım. Lanet olası çirkinliğim! Dolabımdan kırmızı bir tayt, üstüne de siyah bir kazak çıkardım ve hızla üstüme geçirdim. Saçımı hızla topuz yaptım ve masamdaki Fizik kitaplarını alarak içeri döndüm. Niall'ı öylece masada oturup defterini kurcalarken görmek, beni fazlasıyla şaşırtmıştı açıkçası.

Yanına oturduğumda kafasını kaldırdı ve tebessüm etti.

"Ne anlatmamı istersin?"

İç sesim 'Çocuk bir şey icat etmeni istese onu da yaparsın, ne diye soruyorsun?' Diye kafamın içinde bağırıyordu. Niall Fizik kitabını açtıktan sonra formül dolu bir sayfayı gösterdi.

"Burada yazılanları İngilizceye çevirsen yeter."

O kadar şirindi ki gülmeme engel olamadım. Gösterdiği sayfayı incelediğim sıralarda bana bakışlarını hissedebiliyordum. Bir süre sonra dikkatim dağıldı ve kafamı ona çevirdim. Gözgöze geldiğimiz an vucüduma bir akım yayıldığını hissedenilmiştim. Bu çocuğun bendeki etkisi baya fazlaydı! Gözlerimi mavilerine sabitlediğimde, bir insan nasıl bu kadar mükemmel olur diye düşünmeden edemedim. Gözleri o kadar güzel bir maviydi ki, başka kızlar görmesin diye oyup saklayasım geliyordu! Şaka şaka, deli değilim. Hafifçe gülümsediğinde birbirimize fazla yakın olduğumuzı ve ölmek üzere olduğumu fark edebilmiştim. Burnu, burnu bile güzeldi çocuğun!

"Vanessa?"

Bana seslenmesiyle hipnotize olmuş gibi ona bakmayı kestim ve kafamı iki yana salladım.

"Pardon, bir an daldım. Şey, kahve diyecektim. Kahve ister misin?"

Hafifçe güldü ve istediğini söyledi. Hızla ayağa kalktığımda oturduğum sandalyeyi devirmiştim. Dudaklarımı ısırarak sandalyeyi kaldırırken Niall resmen kahkaha atıyordu. Ona bakarsam kalp krizi geçirebileceğimi düşündüğüm için bakmadan hızlı adımlarla mutfağa ilerledim.

Anlaşılan bugün fazlasıyla zor geçecekti!

Platonic Love / NHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin