Sınav, stresli günler

17 0 0
                                    

Earth'le birlikte çok güzel günler geçiriyorduk. Ders çalışıyor, kitap okuyor ve okulumuzun bahçesine izinsiz giren köpekleri seviyorduk. Sonra bir gün sınıfa o geldi. Adı: Bernard' mış. O çocuk bizim sınıfa geldiğinden beri içime bir ürperti gelmişti ama aldırmamıştım. Sonralardan hareketleri beni rahatsız etmeye başlamıştı. Sürekli gözü benim üzerimdeydi. Derse girerken, çıkarken hatta Earth'le oyun oynarken bile gözünü benim üzerimden ayırmıyordu. En sonunda, bir teneffüs sadece ikimiz kaldığında yanına giderek:

- senin benimle derdin ne?

- seninle derdim mi ne? Dedi.

Bende evet anlamında başımı salladım. Beni hiç beklemediğim bir anda duvara sıkıştırdı ve :

- seni seviyorum sana deliler gibi aşığım. Dedi.

Çok şaşırmış ve korkmuştum. Hemen oradan ayrılarak bahçeye , Earth'ün yanına geldim. Earth ilk önce farketmedi ama sonra ne oldu bilmiyorum bir şekilde fark edip:

- bir şey mi oldu? Dedi.

Ilk başta yok Birşey diyecektim ama sonra annemin sözünü hatırladım " her zaman doğruyu söyle kızım eğer yalan söylersen bir daha kimse sana inanmaz" derdi. Çok haklıydı. Earth'e doğruyu söylemeliydim. Sonra bir anda Earth'ün sesiyle irkildim:

- hadi ama söyle.

Bende dayanamadım ve:

- şuradaki çocuk yani Bernard var ya.

- evet. Dedi sinirli bir şekilde

Böyle deyince iyice korkmuştum ama sözüme devam ettim.

- işte Bernard az önce bana seni seviyorum dedi. Bende çok korktum ve senin yanına geldim. Dedim.

Earth'de sinirli bir şekilde ayağa kalktı yüzü kıpkırmızıydı. Sonra hızlı adımlarla Bernard'ın yanına gitti. Ilk başta ne yaptığını anlamadım ama sonra Bernard'ın yüzüne yumruk attı. Koşarak onların yanına geldim. Earth bir yandan Bernard'a vuruyor, bir yandan ise:

- Ce'line'i nasıl korkutursun, ona nasıl sevdiğini söylersin. Diye bağırıyordu.

Biraz uğraştıktan sonra onları ayırmayı başardım. Bernard'ın yüzü mosmor olmuştu. Gözü ise kan toplamıştı. Earth'ün ise yüzünde tek bir çizik bile yoktu. Sanki Bernard, Earth'e hiç vurmamıştı. Earth'e dönüp:

- iyi misin? Diye sordum.

Bernard bunu duyunca sinirli bir şekilde sınıfa gitti. Earth'ü öğretmene söylemesini bekliyordum ama hiç de beklediğim gibi olmadı. Bernard öğretmene hiçbir şey söylemedi. Hatta öğretmen:

- gözüne ne oldu? Diye sorduğunda

- hiçbir şey öğretmenim merdivenden düştüm. Dedi.

Bu cevabına çok şaşırmıştım. Earth ise hala ona kızgınca bakıyordu. Teneffüs olunca Earth dışarı çıktı. Sınıfta sadece Bernard ve ben kalmıştık. Bernard'ın yanına gidip:

- Earth'ü öğretmene söylemediğin için teşekkür ederim. Dedim.

O da elimi tutup beni duvara yaslayıp:

- sadece senin için söylemedim. Dedi.

Elimi çekmeye çalışıyordum ama çok sıkı tutuyordu. O arada içeri Earth girdi. Bernard'ın beni duvara sıkıştırıp, elimi tuttuğunu görünce koşarak aramıza girdi ve:

- Ce'line'den uzak dur yoksa seni öldürürüm. Dedi. 

Çok şaşırmıştım. Earth beni neden canı pahasına koruyordu. Neyse ki kavga çıkmadan zil çaldı. Çok rahatlamıştım. Öğretmen sınıfa geldi ve yarın tüm derslerden sınav olacaklarını söyledi. Akşam olduğunda Earth bizim eve geldi. Gece 9:30' a kadar çalıştık. Sabah okula giderken Birbirimize soru sorarak gidiyorduk. Okula geldiğimizde sınavın 2. Ders olduğunu öğrendik. Herkes çalışırken Bernard ve sinir bozucu arkadaşı Leo çalışmıyorlardı. Öğretmen uyarıyordu ama onlar dinlemiyorlardı. Sınav zamanı geldiğinde kağıtlar verildi. Ilk başta sorular zor geldi ama sonradan aklıma Earth ile çalıştıklarım geldi .Ilk kağıdını bitirip öğretmene teslim eden Earth ve bendim. Bernard'ın bakışlarından zorlandığı anlaşılıyordu. Dersin sonunda Bernard oflayıp, puflayarak kağıdını öğretmene teslim etti. Bu sınav Earth ve benim için çok önemliydi. Çünkü eğer Earth ve ben bu sınavdan yüksek not alırsak Tom amcam bizi uçakla İstanbul'a götürecekti. Bu yüzden çok umutluyduk. Hepimiz heyecanla notların açıklanacağı günü bekliyorduk. Ve nihayet o gün geldi. Öğretmen içeri girdi ve sırayla notları okumaya başladı.

Pembe HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin