İstanbul mu, Los Angeles mi?

25 0 0
                                    

Sıra Earth ve bana gelmişti. Bir an nefesimizi tuttuk ve notlarımızı öğrendik. Ben 480,Earth ise 478 almıştı. Bernard ve Leo ise 287 aldılar. Eve gidince bu sevinçli haberi annelerimize verdik. Annelerimiz çok mutlu oldular ve:

- Sizinle gurur duyuyoruz. Dediler.

1 saat sonra annem Tom amcamı aradı.

Tom amcam biletleri hemen alacağını 15 tatilde İstanbul'a gidebileceğimizi söyledi.

Bu sevinçli haberi hemen Earth'e söyledim. Earth çok mutlu oldu. Böylelikle ikimiz heyecanla 15 tatilin gelmesini bekledik. Nihayet karnelerin verileceği gün geldi. Karnemi aldığımda çok mutlu oldum. Earth'de çok mutlu olmuştu. Akşam eve gittiğimizde bavullarımızı hazırlayıp havaalanına gittik. Uçağımızı 20 dakika bekledikten sonra uçak geldi ve uçağa bindik. İlk başta uçak kalkmadan önce çok korktum ama Earth elimi sıkıca tutup:

- korkma ben yanındayım.

Dedikten sonra bütün korkularım uçup gitti. Earth'ün yanındayken kendimi huzurlu ve güvende hissediyordum. Nedenini bilmiyordum ama ona herkesten çok güveniyordum. Saatin nasıl geçtiğini anlamadık bile ve sonunda İstanbul'a gelmiştik. Tom amcamla taksiye binip kalacağımız otele geldik. Burası çok lüks ve şık bir Otelidi. Tom amcam bavullarımızı odaya koyup, yemek saatini söyledi ve gitti. Tam yatağıma oturmuştum ki bavuldan sesler gelmeye başladı. Earth korktuğumu anlayınca bana sarıldı ve önüme geçip beni korumaya çalıştı. O arada bavul açıldı. İçinden Waffle ve Max çıkınca korkum geçti. Waffle beni gördüğüne çok sevinmiş olacak ki üzerime atlayıp yüzümü yalamaya başladı. Yemek saatimiz geldiğinde onları burada bırakıp lokantaya indik. Masaya bir sürü yemek geldi. Karnımızı tıka basa doyurduktan sonra odamıza çıktık. Waffle ve Max yorgunluktan uyuya kalmışlardı. Sessizce balkona gittik. Earth beklenmedik bir anda bana:

- İstanbul mu, Los angeles mı? Diye sordu.

- İstanbul daha güzel, ya sen? Dedim.

İstanbul. Dedi .

Bir kaç dakika sonra Earth:

- Benim uykum geldi ben yatıyorum. Dedi.

- bende birazdan yatarım. Dedim.

Sandalyeden kalktığı gibi yanıma geldi. Bana yaklaşıp , yanağımdan öpüp gitti.
Ben hala olayın şokundaydım. Sonra bende yatmaya gittim. Erkenden uyumalıydım çünkü yarın gezilecek çok yer vardı. Ama Earth'ün beni öptüğü aklımdan çıkmıyordu. En sonunda uyula kalmışım. Uyandığımda Earth yoktu.

- Earth! Earth! Diye bağırıyordum.

Ama kimse duymamıştı. Çok korkmuştum. Birkaç dakika sonra artık ağlamaya başlamıştım.

******

Tam odaya geliyordum ki Ce'line'nin ağladığını duydum ve koşarak odaya daldım. Odada Ce'line yalnız başına yatakta oturmuş ağlıyordu. Yanına gelerek ona sımsıkı sarıldım.

******

Earth bana sarıldıktan sonra benim gözlerimin içine bakarak:

- Ne oldu? Diye sordu.

- uyandığımda kimseyi göremedim ve çok korktum. Dedim.

Earth bu sözlerimi duyunca bu sefer bana daha sıkı sarılıp:

- Korkma, ben her zaman yanındayım. Dedi.

Ona neden güvendiğimi şimdi anlıyordum. Ona güveniyordum çünkü o, her zaman benim yanımda, bana değer veriyor ve canı pahasına koruyordu. Gözlerinin içine baktığımda bana ne kadar değer verdiğini anlıyordum. Earth gözyaşlarımı sildikten sonra aşağıya kahvaltıya götürdü. Kahvaltı ettikten sonra Earth bana:

- gezmeye nereden başlayalım? Diye sordu.

- Galata kulesi. Dedim gülerek.

Çünkü oranın manzarasını çok merak ediyordum. Earth'le sırayla bütün tarihi yerleri gezdik. Saatin nasıl geçtiğini anlamadan hava kararmaya başladı. Erkenden otele döndük. Tam odaya girecekken Bernard'ı gördüğümü sandım. Tam Earth'e söyleyecektim ama olayı büyütmesinden korktuğum için söylemedim.

Pembe HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin