3

29.1K 949 490
                                        

-ECRİN'İN AĞZINDAN

Sabah birinin ellerini yüzümde hissetmemle uyandım. Gözlerimi açtığımda bu kişinin uyurken üstüme çıkan Ege olduğunu gördüm. İyi de benim burada ne işim vardı? Tabi ya dün gece Ege'ye hikaye anlatıyordum sonra da uyuyakalmışım demek ki. Üzerimde uyuyan Ege'ye baktım, gerçekten çok masum görünüyordu. Bazen onun yerinde olmayı o kadar istiyordum ki. Şu kısacık zamanda çok benimsemiştim onu. Belki de yaşadıklarımız benzediği içindi. O da anne ve babasını kaybetmişti. Bunun özlemini çekiyordu, her hareketinden anlayabiliyordum bunu. Dün ağlamasından, bana dediklerinden.. Tek bir farkımız vardı galiba; Ege'nin onu kendinden bile daha çok seven abisi vardı. Gözünü kırpmadan kendi canını verecek bir abisi. Hep bir abim olsun isterdim. Beni koruyup kollasın, erkek arkadaşlarımdan kıskansın, kısa giyme diye bana kızsın, sabah kavga edip akşam sarılarak uyuyalım.. Olmayınca olmuyor. Ama beni seven bir kardeşim, arkadaşım vardı. Onunla çocukluk arkadaşıydık ve ne yaşadıysak beraber yaşamıştık. Kafamdaki düşünceleri attım ve bu sabah bu kadar duygusallık yeter diyerek Ege'nin uyanmamasına dikkat ederek üstümden kaldırıp, yatağa yatırdım. Pikeyi de üzerine örttüm ve odadan çıktım. Ev iki katlıydı. Aşağı inip mutfağı aramaya başladım, mutfağı bulunca ellerimi birbirine çırptım. Cebimden telefonumu çıkardım ve saate baktım 09:28'di. Bugün pazar olduğu için çalışmıyordum. Duru beni defalarca aramış ve mesaj atmıştı, ona durumu özet geçen bir mesaj attım ve duvarda asılı duran önlüğü boynumdan geçirdim. Bir pazar kahvaltısı hazırlamak hiçte fena olmazdı.

Patates kızartması, krep, sosis kızartması, yumurtalı ekmek, portakal suyu, domates salatalık derken her şeyi hazırlamıştım. Saate baktığımda 11'e doğru geldiğini gördüm. Önlüğü çıkartıp, ocakta kaynayan çayın altını kıstım. Ege'nin odasını bildiğim için önce Ege'yi uyandırmaya gittim.

-Egee kuzum hadi uyan diyerek yanağını okşamaya başladım. Yavaş yavaş gözlerini açtı.

-Günaydın dedi uykulu uykulu.

-Günaydın kuzum. Hadi elini yüzünü yıka sonrada git abiyi uyandır. Başını aşağı yukarı sallayarak yataktan kalktı ve lavoboya gitti. 2 dakika sonra lavobodan 'Ecriiin' diye ses gelince lavoboya girdim. Ege bana sevimli sevimli bakıp 'senden bir şey isticem' bakışı atıyordu.

-İste bakalım küçük bey dedim ellerimi çiçek yaparak. Ege gözlerini kocaman açtı:

-Nerden anladın bir şey isticeğimi? diyerek gözleri kocaman bana bakmaya devam etti. Küçük bir kahkaha attım:

-Meslek sırrı diyerek göz kırptım. İste bakalım.

-Şeeey benim boyum ellerimi yıkamam için yetmiyorda bana yardım eder misin?

-Tabiikide küçük bey diyerek onu belinden kaldırdım. Ellerini ve yüzünü yıkayıp, kuruladıkten sonra odadan çıktık. Ege abisinin odasına giderken bende mutfağa iniyordum ki durdum:

-Sen de gelsene benimle Ecrin.

-Yok kuzum ben mutfağa iniyim

-Yaa lütfen diyerek dudak büzdü.

-Müsait değildir belki abin.

-Ya müsaittiir diyerek elimden tutup sürüklemeye başladı. Bende ona eşlik ettim. Bir odanın kapısını açıp içeri girdi. Bende arkasından, Ege elimi bırakıp yürümeye devam etti. Bende kapıya yaslanıp odayı inceledim. Gök mavisi ve siyahın hakim olduğu bir odaydı. Tavan gök mavisi, duvarlarda siyahtı. Değişik bir şekilde birbirlerine uyum sağlamışlardı. Odayı incelemeyi kesip Ege'nin naptığına baktım. Yatağa çıkmış zıplıyordu. Gülerek ona baktım. Abisini pekte umrunda değildi galiba Ege'nin yaptığı çünkü hala uyanmamıştı.

MAFYA SEKRETERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin