Sabah telefonumun çalma sesiyle gözlerimi yavaş yavaş araladım. Çok uykum vardı ve başım çatlıyordu. Arayan kişiye bakmadan telefonumu sessize aldım ve ayağa kalkıp banyoya doğru yürüdüm. Duvardaki saate baktığımda OHA saat 11:30 olmuş, hemen banyoya girip işlerimi hallettim. Dolabımın karşısına geçip elime aldığım bir elbiseyi giyindim. Hemen ayakkabılarımı giyinip çantamı ve telefonumu alıp evden çıktım ve bir taksiye atladım. Adresi söyleyip kafamı cama yasladım. Sabah beni birinin araması aklıma gelince telefonumu çantamdan çıkardım ama gece şarja takmadığım için kapanmıştı. Oflayıp telefonumu çantama geri koydum. Şirkete gelince taksiye parasını ödeyip indim. Hızlı hızlı yürüyüp asansöre bindim. Bir yandan da kendimi fırça yemeye hazırlıyordum. Asansörün kapısı iki yana açılınca hızla masama yürüdüm, çantamı masaya koydum. Derin bir nefes alarak Aybars Bey'in kapısına yürüdüm. Ne dicektim ben şimdi bu adama? Boğazımı temizleyip kapısını bir iki kere tıkladım. Gir diye bir ses duyunca girdim. Bir anda karşımda Aybars'ı görünce küçük dilimi yutuyordum.
Aybars: Neredesin sen? Nasıl merak ettim seni biliyor musun? O s**tiğim telefon ne işe yarıyor? Sana bir şey oldu zannettim. Nasıl oluyorda bu kadar sorumsuz ve düşüncesiz oluyorsun? diye bağırdı.
-Bakın Aybars Bey, farkındayım geç kaldım ama bana böyle bağırazmazsınız!
Aybars: Bak tamam sesimi biraz fazla yükselttim ama
Onu dinlemeyerek odadan çıktım ve masamdan çantamı alıp asansöre bindim ve şirketten çıktım. Kimsenin bana bağırmaya hakkı yoktu. O kim oluyordu da bana bağırıyordu? Bana ilgisinin farkındayım ama böyle bir şey olmayacak. Zaten bir daha görmeyecektim onu. Duru'nun pastahanesinin önüne gelince kapıyı açıp içeriye adımımı attım. Gözlerimle Duru'yu aradığımda kasanın yanında olduğunu gördüm ve yanına yürüdüm.
Duru: Ne işin var senin burada bu saatte?
-Ay anlatırım ama önce karnımı doyurmam lazım.
Duru: Tamam sen geç otur ben getiriyorum bir şeyler.
Cam kenarı bir yere geçip oturdum. Duru elindeki kahvaltı tabağını önüme koydu ve karşıma geçip oturdu. Bir yandan yiyor, bir yandan da anlatıyordum. Kahvaltı tabağım biterken anlattıklarım da bitmişti.
Duru: İyi de adam kötü bir şey dememiş. Seni merak etmiş sadece ne var bunda?
-Ne olursa olsun, o bana bağıramaz o kim oluyor da bana bağırıyor ya? Neyim oluyor benim? Babam mı, abim mi, sevgilim mi, neyim?
Duru: Seni merak eden biri oluyor, seni seven biri oluyor. Anlamamış gibi davranmaktan vazgeç. İkimizde sana olan ilgisinin farkındayız.
-Ben istemiyorum, onu sevmek istemiyorum. Hem zaten istifa dilekçemi verince bir daha görüşmeyeceğiz.
Duru: Oradan ayrılıcak mısın gerçekten?
-Evet ayrılıcam.
Duru: Hata yaptığının farkında mısın?
-Belki de doğru olan budur.
AYBARS'IN AĞZINDAN:
Gitti. Tamam kabul ediyorum sesimi fazla yükselttim ama onu merak etmiştim. Kapının çalınmasıyla hemen gir! dedim Ecrindir diye umutlanmıştım ama Ali idi gelen. Ali benim en güvendiğim adamımdı.
-Noldu Ali?
Ali: Abi yengenin sapığının işini bitirdikte onu haber veriyim dedim.
-EyvAllah koçum sağolasın.
Ali: Abi iyi misin sen?
-Değilim be Ali.
Ali: Gel bir iki tek atalım, anlatırsın.
![](https://img.wattpad.com/cover/54541259-288-k667663.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA SEKRETERİ
ChickLitBaşka işe giricek yer yokmuş gibi buraya mı işe girmişti Ecrin? Mafyanın sekreteri mi olcaktı?