Bu özel bölüm özel birine ithaf olsun; aysenurkkc 'ya...
DÜĞÜN GÜNÜ 0.2
Gece'den...
Var olan parıltıları hissediyorum içimde. Mutluluğun en büyük parçası, kalbimin tamamını kaplıyordu. Kalbim bugüne kadar yaşamadığı kadar heyecanı kaldırmak zorundaydı. Mutluluğun en özeliydi bu. Pek benim için mutluluk neydi? Bugüne kadar ölmemekti. Ama artık bugün. Evleniyorum. Derin Söyleyen'in olmaya hazırlanıyordum. Askıya asılmış o beyaz, bembeyaz gelinliğim umutlarımın tükendiği hatta hayatın bana küstüğü zamanlarda karşıma çıkmıştı.
Gece Uysar kimdi?
Kendi içinde kaybolan kız, ölümle mücadele eden kız. Mutluluğu dibine kadar yaşıyordu şimdi. Geçmişin gölgesinden kurtulacağım bu beyaz gelinlik. Gözlerimi büyülemişti. Benimdi. Her şey istediğim gibi olmuştu.
''Güzel gelin, bunu giymeye hazır mısın?'' dedi Dila. Ona baktım, gözlerinin içinde ki mutluluğu gördüm. O evleniyor gibi ben ise ikinci rol gibi hissediyorum.
''Sanırım.''
Dila kolma girdi ve kabine birlikte gittik. Kabine ilerledikçe ellerimi sıkıyordum. Heyecanlanıyordum. O kutsal şeyi giyeceğime inanamıyorum. İnsanlara imreniyordum. Sevdiğim o insanın soyadını taşıyacaktım. Gece Uysar soyadıyla son bir kaç saatim kala kabine girdik.
''Ben hallederim Dila'cığım.''
''Tamam bir şey olursa seslen.'' dedi. ''Çok güzel olacaksın!'' gülümsedim ve kapıyı kapattım. Üzerimde olan her şeyi çıkarttım ve upuzun gelinliği üzerime geçirdim.
''Dila!''
''N'oldu?''
''Bu lanet fermuar kapanmıyor!'' hemen kapıyı açtı ve gülerek hatta kahkahalarını tutamayacak içeri girdi. Elini fermuara uzattı ve çekmeye çalıştı. Birinci deneme, ikinci deneme ve...
''Galiba takıldı bekle ne yapacağımı biliyorum.'' fermuardan bir kaç şeyi değiştirdikten sonra yukarı kolayca çekti. Aynanın karşısında kendime baktım. Çok güzel olmuştu. Gelinlik herkese yakışırdı. Ama kendime de yakıştırmıştım. Bu küçük odadan çıktım ve makyaj aynasının karşısına oturdum. Makyajımı Dila'nın yapması için uzun süre yalvarmıştım. Sonra bana kıyamadı ve kabul etti. Dün gece boyu magazin ve gelin dergilerinden güzel bir makyaj stili aramaya çalışmıştık. Zor da olsa bulduk ve hemen denemeye çalışmıştık. Başarılı olduk da.
Dila makyajı yapmaya başladığında kapı çaldı.
Dila kapıya doğru ilerledi. ''Kim o?''
''Eee şey biz, anne ve babası!'' Dila kapıyı açtığında annem ve babam içeri girdi. Gözleri dolmuş annem yanıma geldi.
''Melekler gibi görünüyorsun!''
''Anne... Sen de öyle ve baba hayallerimde ki prenslere benziyorsun.''
''Senin için hazırlandık bir tatlım.'' dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu babam. Uzun süre bir bakışma yaşadık. Annem sonunda pes etti ve göz yaşlarını tutamadı. Ağlamaya başladı.
''Sana bir armağanımız var.'' elinde ki lacivert kutuyu bana doğru uzattı. Kutuyu alıp açtığımda inci süslü bir yüzük çıktı. Hemen anneme çevirdim gözlerimi ''Bu nedir?''
''Anneannenin yüzüğü. Ben evlendiğimde bana ve şimdi sen evleniyorsun sana veriyorum. Sen de kendi kızın olunca ona vereceksin. Aile armağanı gibi düşün.'' dedi annem. Gözlerim doldu. İnanılmaz bir duyguydu bu.
''Tamam, tamam bu kadar melankoli yeter değil mi? Gelini böyle iyi bir günde ağlatmak istemeyiz.'' dediğinde annemler odadan çıktı.
***
Sonunda makyajım bittiğinde aynada kendime baktım. Küçüklükteki gelin olma hayalimi gerçekleştiriyordum ki bu benim için çok kutsal bir şey. Hayatımda ilk defa gerçek mutluluğu tatmıştım.
''Dila, çok teşekkür ederim. Ne diyeceğimi bilmiyorum gerçekten o kadar güzel ki.'' gururla baktı gözlerime.
''Beğenmene o kadar sevindim ki.''
''Darısı başına.'' gülümsedi. Artık çıkmama çok az kalmıştı. Dila odanın ışığını kapatıp gitti ve ben de duvara dönüp gelinliğimi düzelttim tam o anda kapı çaldı.
''Gel.'' deyiverdim.
Kapı açıldı. Prensim kapıdaydı. Benim beyaz atlı, karanlık prensim. Derin Söyleyen. Kim bilir o muhteşem damatlığının içinde ne kadar da yakışıklı duruyordur. Gözlerimi sıkıca kapattım. Odada ikimizin de nefes seslerinden başka bir ses bile yoktu.
Derin önüme geçti ve duvağımı açtı. Gözlerimin içine aşkla baktı. Gerçek bir aşkla. ''Gerçek prenseslere benzemişsin.'' dedi sessizce. Gözlerimi gözlerine kenetledim.
''Sense hayallerimde ki beyaz atlı prenslere benzemişsin.''
''Ne yani hayallerinde bile ben mi varım? Beyaz atlar, prens falan.'' dedi ve yüzüne karizmatik bir gülümseme ekledi.
''Ben her zaman o kulemde beyaz atlı prensini bekleyen bir prensestim. O prens geldi. Ben onun hayatına girmek için çok çabaladım. Kalbinin anahtarını bulduğumdaysa... Şuan mutlu sona doğru gidiyoruz.'' gözlerimin içine bakarak dudakları yukarı doğru kıvırıldı.
''Sol olmasın.''
''Eğer istemezsek olmaz sevgilim.''
''Asla olmaz. Sevgilim.'' Hayatımın adamı. Hayallerimin prensi ve şimdi dünyamın tek gerçeği olmak üzere yürüyorduk nikah masasına doğru. Eline sıkı sıkı yapıştım. Nefesim düzensizdi ve yüzümde durduramadığım ve durmasını asla istemeyeceğim bir gülümsemeyle yürüyordum. Etrafta insanların bize gülümseyerek bakması ve o inanılmaz kumsal. Yemin ederim bir kızım olursa adını Kumsal koyacağım.
Nikah masasına oturduk.
Nikah memuru o klasik konuşmasını yaparken dediklerini açıkça duyamamıştım bile. ''Evet, sonsuza dek.'' dedi Derin Söyleyen.
''Peki ya sen...'' dediğinde Derin gözlerini bana kenetledi. Sadece gözlerinin içine bakıyordum. Yani dünyama. ''... Derin Söyleyen'i eşin olarak kabul ediyor musun?''
''Sonsuza kadar. Evet! Evet! Evet!'' diye bağırdığımda herkes alkışlamaya başladı. Nikah şahirlerimiz Doğan ve Dila'ya da sorduklarında mutlulukla ''Evet.'' dediler. Masallarım gerçekleşti. Tüm isteklerim ve prensim. Benim prensim. Sonsuzluğum. Benliğim. Derin'im. Artık resmi olarak Gece Söyleyen olmuştum. Ah bu ne güzel duygudur. Sevdiğinin soyadını taşımak.
***
Eve geldik. Bizim evimize. Onun oldum. O ise benim. Birbirimize bakışlarımızda aşkdan başka bir düşünce bile yokken üzerime gelen ağırlıkla, Derin'e sıkıca sarıldım.
''Meleğim. İyi geceler.'' deyip saçlarıma bir öpücük kondurdu Derin.
''İyi geceler, Prensim. Seni seviyorum. Beni unut ama sakın bunu unutma Derin Söyleyen.'' Gözlerimden bir damla yaş aktı. Gözlerimi kapattığımda hemen uykuya daldım.
Hislerim bitti. Sonsuzluğa kanat açan bir ben ve elimden tutan Derin'i gördüm. Gözü yaşlıydı. Oldukça fazla. Bugüne kadar ağlamadığını gördüğüm Derin, sevdiği öldüğü için ağlıyordu.
Sonra derin bir karanlık çekti o görüntüyü. Hisler sona erdi. Hayatımın sonu. Hissetmek. Derin-
***
Kısa farkındayım. Ama sadece yazmak istedim. Derin ve Gece için.
Bu arada Benimle Kal adlı hikayeme de göz atmayı unutmayın...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Aşk (Kitap Oldu)
RomanceMasum Gece, ailesinin işi yüzünden gitmek zorunda olduğu anneannesinin yanında hayatının değişeceğinin farkında değildir. Gece, bir gün çıktığı gezide karanlık bir gerçek farkeder. Ve orada karşısına çıkan gizemli Derin'den başkası değildir. Gece...