İstanbul

84 9 0
                                    

Odanın içinde sadece mumların çıkardığı o tatlı ses vardı. Oda her zamankinden biraz daha şaşalı ve lükstü. Bu seferki avcımız zengin veya bu işlere özen gösteren biri olmalıydı. Ben ise her zaman ki gibi temizlendim aynalı o şık komodine oturdum. Saçlarımı taradım sade olmalıydı. Makyajımı da saçıma göre yaptım. Dolaba doğru ağır adımlarla giderken 1 ay önceki hayatımı düşündüm. Dolabımdan beyaz şık bir gecelik seçtim ve narin bedenimden geçirdim. Yatağın köşesine oturdum otelin camından bütün İstanbul gözüküyordu. Çok tuhaf daha bundan 1 ay önce bu bakışla İstanbul'a baktığımda hayallerimi kuracağım şehir olduğunu düşünürken şimdi hayatımı bitiren bir şehirdi. Artık yaşamıyordum sadece bana söylenen şeylere uyup onların dediklerini yapıyordum ruhsal olarak ben kendi içimde ölüyken biyolojik olarak bedensel yaşıyordum. Bu koca binalarda mutlu aileler var mı acaba ? Ayağa kalktım mini bara doğru yürüdüm bir bardağa viski koyup tekrardan yatağın köşesinden bana cehennem olan İstanbul'u izledim. Avcıyı bekliyordum bir kurban gibi onun beni avlamasına izin verecektim. 1 aydır 5 veya 6 avcıyla tanıştım. Ben artık bir kurbandım eski masum Helin değildim kendimden iğreniyorum ve beni bu yollara düşüren pezevenklerden...
Yarım saat şekilde İstanbul'u izledikten sonra boş bardağımı komodine koydum. Mumlar söndü sönecekti. Ama daha kimse gelmemişti acaba avcı vazgeçti mi diye düşündüm fakat hangi şerefsiz böyle bir şeye hayır diyebilirdi ki ? Kapıda hareketlenmeler vardı sanki. Tokmak yavaşça çevrildi ve kapı açıldı içeriye doğru yavaş adımlarla geliyordu. İçerisi hemen sıktığı erkeksi ve çok ağır şık bir parfüm kokusu sarmıştı. Mini bara doğru yöneldim yüzüne bakmadım sırtım ona doğru dönüktü.
"Bir şeyler içmek ister misiniz?"
Ses yoktu konuşmayı sevmeyen bir şerefsizdi demek ki hemen işini yapıp defolup giden tiplerdendi.
"Ben size bir bardak viski koyayım"
Elime boş bir bardak alıp viski şişesini aldım nefes alışını verişini duyabiliyordum zaten onları da duyamasam odada sadece kendim varmışım gibi hissedeceğimden emindim. Bir bardak viskiyi koydum ve arkamı yavaşça döndüm yüzüne bakamamıştım sadece yapılı ve uzun bir erkekti. Ellerini arkasına bağlamıştı. Viski bardağını uzattım.
"Buyrun biraz için."
Sol elini uzattı yavaşça viskiyi aldı. Sağ elimi uzattım tanışmak amacıyla. Böyle şeylere önem verirdi böyle itler.
"Ben Helin."
'Sağ elini uzattı ve sağ eli yoktu.'

Dokunma SaçlarımaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin