5.BÖLÜM "GÖRKEM"

183 21 8
                                    

Aşağılık herif beni omuzlarımdan tutuyordu. Yanında onun gibi birkaç tane daha adam vardı. Hepsi pis pis sırıtarak geliyordu üstüme doğru. Yanaklarımın ısındığını ve sol yanağımdan aşağı doğru süzülen damlayı hissettim.

"YAPMAYIN! YALVARIRIM!!" diye bağırarak sıçradım yerimden.

Rüyaydı. Ne rüyası bildiğin kabustu. Nerede olduğumu anlamam uzun sürmedi. Hala ara sokaktaydım. Sırtımı köşedeki duvara vererek kalkmaya çalışsam da bir el durdurdu beni.

"İyi misin?" diye sordu yumuşak ses tonuyla.O buradaydı. En son adama sinirli bir şekilde bakıyordu. Ne olmuştu? O adama yani. Suratımın acısı düşüncelerimi bastırıyordu. Çok kötü göründüğüme emindim. Hafifçe inledim.

"Merak etme çokta kötü görünmüyor" dedi kalkmama yardım ederek.

"Çok acıyor ama."dedim uzattığı eli tutarak.

"Ne oldu o adama?"

"Bir şey olmadı." dedi kafasını öne eğerek. Bana tutunmaya çalıştı. Ve o an fark ettim. Bıçaklanmıştı! Üzerindeki siyah tişört yüzünden belli olmayan kana baktım. Tişörtü yapış yapıştı. Benden çok daha kötü durumdaydı.

"Bıçaklanmışsın!" diye bağırdım.

"Önemi yok, daha kötülerinden kurtulduğum oldu." dedi hafifçe gülümsemeye çalışarak. Bildiğin kendiyle dalga geçiyordu.

"Böyle olmayacak kalk bize gidelim." dediğimde ise;

"Eğer size gidersek kötü şeyler olur." dedi. Ben onu iyileştirmeye çalışırken ne düşünüyordu..

"Her erkeğin aklı neden hep orada acaba?" bu soruyu daha çok kendime sormuş gibiydim.

Kaldırmaya çalıştım fakat hayvan gibiydi. Sol elini omzuma atarak yürümeye başladık. Ev yakındı çok şükür. Eğer beni kurtarmaya gelmeseydi bıçaklanmıyacaktı. Hepsi benim yüzümdendi..

*

Bana yaslı bir şekilde girdik eve . Ağırdı, baya. Onu pencerenin yanında duran koltuğuma oturttum .

"Hemen çıkar üzerindekileri."dedim aceleyle.

"Soyunmamı istiyorsun demek ki." dedi gülerek.

"Komik değil hadi acele et."Diyerek üst kata çıkıp ilk yardım çantasını aldım. Koşarak aşağı indim. Ne kadar kan kaybederse o kadar kötü olurdu. Özellikle koltuk için. Kan kolay temizlenmiyor sonuçta.

"Çocuk orada kan kaybediyor senin düşündüğün şeye bak!" dedi iç sesim bana. Haklıydı. Ne düşünüyordum böyle.

Aşağı indiğimde üstü çıplak başını arkaya doğru yaslamış bir şekilde buldum Görkem'i. Spor salonunda bol vakit geçirmişe benziyordu. Çok kaslı değildi fakat kas yok ta denilemezdi. Vakit kaybetmeden yanına indim. Sağ göğsünün altından bıçaklanmıştı. Sanırım böbreklerinin biraz üstüydü. Hayati tehlikesi yoktu fakat kan kaybı önemliydi. Hemen ayaklarının oraya oturup malzemeleri çıkarmaya başladım.

"Sakin ol çok acele ediyorsun.." dedi.

"Ecesu adım. Ve ayrıca acele etmekte haklıyım. Korkuyorum çünkü. Daha önce hiç birine ilk müdahelede bulunmadım. İlksin." dedim ellerim titreyerek.

"İlkim ha ?"

"İlksin. Yapıyım mı artık ?"

"Bilmiyorum sence yapmalı mısın ?"

"Kan kaybediyorsun başka seçeneğim yok."

"Haklısın" dermişcesine baktı. Yarasını temizlemeye başladım. O ise hiç kımıldamadan öylece durdu.

*

İşim bittikten sonra dolabımdan ona üzerinde Green Later simgesi bulunan yeşil bir tişört verdim. Bana en bol gelen tişörtüm oydu. Ama yinede biraz küçük gelmişti sanki.

"Daha büyük bişeyin yok mu?" dediğinde gülerek dolabıma gidip pembe ayıcıklarla dolu bir tişört getirdim.

"Bu bana ondan bol geliyor." dedim dudaklarımı birbirine bastırarak. Elimden aldı kahkaha atarak baktı tişörtüme.

"Bunu giymemi mi bekliyorsun ?"

"Bol tişört istedin. Al sana bol pembe ayıcıklı bir tişört."

"Tamam üstümdekiyle idare ederim ben saol verdiğin için, ve diğer şeyler için"

"Asıl ben teşekkür ederim. Ne yaptın bilmiyorum ama hayatımı kurtardın."

Yere bakarak gülümsedi.

"Gitsem iyi olur." dediğinde suratım düştü.Bunu o da fark etmiş olmalı ki ;

"Ne oldu üzülmüş gibisin" dedi.

"Ne üzülücem be gidersen git hatta iyi olur." Diyerek dil çıkardım.

Üzerindeki tişörtümü göstererek "Bi ara veririm." dedi

"Senden önemli değil, sende kalsın." dediğimde ben bile şaşırdım.

"Önemliyim ha ?"

"Hayatımı kurtardın bu da seni hayatımda önemli bir yere koyar."

"Suratıma biber gazı sıktığını unutmayacağım ve intikamı mı alacağım" dedi ve göz kırpıp kapıdan çıktı.

*

Babam gideli üç gün olmuştu fakat hayatımdan macera eksik olmuyordu.Koltuğun yanına gidip yerde duran siyah kanlı tişörtü alıp kirli sepetine koydum. Kanlı bezleri çöpe atıp koltuğuma kendimi bıraktım. Bugün yorulmuştum, hemde baya. Göz kapaklarım ağırlaşırken düşüncelerim yerini uykuya bırakmıştı.

*

Küçük bir çıtırtıyla uyandım. Kafamı duvarda asılı duran saate çevirdim. Saat 22:09 idi. Dört saattir uyuyordum koltukta. Yerimden yavaşça kalkıp mutfağa doğru yöneldim. Yavaş adımlarla ilerlerken bir ses daha duyuldu. Daha yakından bakmak için gittim ki o an anladım. Evde biri vardı! Sanırım koridordaydı. Mutfaktan orta boy bir tava alıp arkasına geçtim. Tam dönecek oldu ki tavayı kafasına indirdim.

Fazla hızlı vuramamış olmalıyım ki bana dönüp öylece yere düştü.

"Ecesu?"

Tava elimden düşerken şaşırmış bir şekilde suratına baktım.

"Senin burada ne işin var!" diye bağırsam da çoktan yerde baygın şekilde yatıyordu...

ARKADAŞLAR BU BÖLÜM BİRAZ KISA OLDU KUSURA BAKMAYIN. SİZ O YILDIZA DOKUNURKEN Kİ HALİNİZİ SEVİYORUM İYİKİ VARSINIZZ <3



AZICIK SARILSANA BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin