3.BÖLÜM "SARILMA"

283 22 3
                                    

Yağmurlu bir sabaha açtım gözlerimi. Hafifçe doğrulup oturdum yatağa. Saçlarım birbirinden bağımsız dolanmıştı birbirlerine . Bugün Cumartesiydi. Kalkıp pencereyi açtım. Ve topraktan kalkan yağmur kokusunu içime çektim. Hikmet Anıl Öztekin şiirinde ne demiş;

Sen yoktun o zamanlar çocukluğumda en çok yağmuru severdim ben ,

Ne zaman bir dert gelse bana,

Yağmur yağar, dinler , dokunur ve topraktan kalkan o kokuyu koklardım.

Ateşim sönerdi.

Sonra büyüdüm, gözlerini gördüm.

Yandım, yağmur yağdı.

Ve ilk defa ateşim sönmedi.

Ben yağmurdan fazla bir seni sevdim...

Ezberlediğim sayılı şiirlerden biriydi. Pencereyi kapattıktan sonra banyoya doğru yöneldim. Ve kendimi sıcak suyun verdiği huzura bıraktım.

Duştan sonra bornozumla yatağa oturup dolabıma baktım. İçinde her türlü ortama uyacak kıyafet vardı. Ama ben hiçbirini giymiyordum. Sürekli yalnız olmaktan sıkıldım. Her günümün aynı olmasından sıkıldım. Arkadaşım olmamasından sıkıldım. Bundan sonra pasif bir kız olmayacaktım. Üzerime bol bir gri kazak ve altına siyah dar bir pantolon giydim. Ayakkabı olarak bot giymeyi tercih ettim. Bunu yaptığıma inanamıyorum ama aynanın karşısına geçip makyaj yapmaya başladım. Öyle çok bir şey sürmeye gerek yoktu. Yüzümde hiç sivilce olmamasına şükrettim. Siyah bir göz kalemi çektim sadece. Saçlarımı açık bıraktım. Ve hazırdım. Kahverengi deri sırt çantama "Bana Dokunma" adlı kitabı koydum. Şimdi nereye gideceğimi düşünmek kaldı. Bugünlük sadece bir kahve içmek için bir kafeye gidebilirdim. Kapıyı kilitleyip çıktım evden. Sahile doğru yürümeye başladım. Sahil boyunca bir sürü kafe vardı. Herhangi birine oturup, kahvemi yudumlayıp kitabımı okuyabilirdim. Kulaklığımı takıp, Cem Adrian'dan "Herkes Gider Mi?" parçasını açtım.

"Kimse görmüyor, kimse bilmiyor ve sen hala üşüyorsun..."

Haklıydı . Kimse ne halde olduğumu görmüyordu. Her gün bir adım daha yaklaşıyordum ölüme. Yalnız ölecektim , bu sabaha dek. Ama bundan sonra her şey daha farklı olacaktı. Arkadaş edinecektim kendime, belki erkek arkadaşım olur. Ama olacaktı. Böyle yaşayamazdım. Artık ..

Sahile geldiğimde köşedeki Starbucks'dan kendime büyük boy white choca mocha alıp bankların birine oturdum. Bundan sonra her günüm aynı olmayacaktı. Hatta babam evde olmadığı için parti bile verebilirdim. 10 yıl sonra falan. Şimdiden biraz fazla olurdu. Ama ilerde onu da yapacaktım. Çantamda kitabımı alıp okumaya başladım. Aynı benim gibiydi Juliette.

" 1 sözcük, 2 dudak 3 4 5 parmak eder 1 yumruk.

1 köşe, 2 ebeveyn, saklanmak için 3 4 5 neden.

1 çocuk , 2 göz 3 4 17 yıllık korku.

Kırık bir süpürge sapı, bir şiddetli surat, öfkeli fısıltılar, kapının kilitlenmesi.

Bana bakın demek itiyorum size. Arada bir benimle konuşun. Bu göz yaşlarına bir çare bulun, hayatımda ilk kez gerçekten nefes alıp vermek istiyorum.." diyordu bana okuduğum sayfalardan. Bazen hiç aralıksız bitirdim, karakterlerle yaşardım kitapları. Düne kadar sırf müzik ve kitaplardı hayatım. Benim kitap okurken tek sorunum bittiği zaman hemen uykuya dalardım. Bir keresinde babamı okulda beklerken duvarın üstünde oturmuş kitap okuyordum. Ve kitap bitti. Başımı duvara yaslıyıp uyuya kalmışım. İster bir parti, ister bir sahil kenarı, ister bir okul olsun hiç fark etmez. Hemen uyurdum. Bu da benim kötü huyum.

Yaklaşık bir buçuk saat sonra kitabın bitmesine on sayfa kala kapattım kitabın kapağını. Banktan kalkıp eve doğru yürümeye başladım. Bugünlük bu kadar yeterdi. Arabaların önüne atlamayı severdim. Şu ana kadar hiç çarpmamıştı. Ve gene atladım yola. Hızla gelen arabayı görmedim bu sefer. Birinin beni geri çekmesiyle kurtulmuştum. Biraz fazla çekti. Çünkü kaldırımın gerisinde bulunan çalılara düştüm. Saçlarımı gözümün önünden çekerken hafif bir kahkaha duydum. Elini uzattı yerden kalkmam için. Bu Berk'ti. Yerden kalktıktan sonra;

" Özür dilerim, biraz fazla kaçtı sanırım." dedi sağ eliyle yukardan kafasını kaşırken.

"Önemli değil, zaten hayatımı kurtardın . Filmlerde olsa sarılıp romantik bir an yaşardık ki bu hayli tuhaf olurdu neyse sanırım çok konuştum sen nasılsın ?" dedim giderek kısılan ses tonumla.

Büyükçe gülerek "İyiyim küçük kız, sen nasılsın?"dedi.

"Küçük kız mı ? Güliyim de ayıp olmasın bari. Hem benim boyum 1.74 . Sen kaçsın uzun şey?" dedim bilmiş ses tonumla.

"1.92 boyum var . Ayağındaki bot olmazsa ne kadar uzun olduğumu anlardın."

"Bot olsun ya da olmasın benim için uzun değilsin."dedim

"Çıkar ayakkabılarını " dediğinde ilk biraz afalladım ama dediğini yaptım." Sende çıkar o zaman" dedim. O da çıkardı.

"Tek boynuzlu at mı o gördüğüm şey ?" diyince azıcık yüzüm kızarmıştı. En sevdiğim çoraptı o benim.

"Bana diyene bak , senin çoraplarında da uzaylılar var" dedim.

"Ben uzaylıları seviyorum." dedi

"Bende tek boynuzlu atları." dediğimde hafifçe güldü. Ona bir adım yaklaştım. Cidden uzundu. Başım göğsüne denk geliyordu.

"Tam sarılmalık oyuncak bir ayı gibisin." dedi. Yüzüm gittikçe kızarıyordu.

"Sarıl o zaman." dediğimde suratında uzunca bir sırıtış belirdi. Güzel gülüyordu. Yalan yok. Kollarını boynuma doladı. Bende onun beline. Şu durumda baya kısa kalıyordum. 5 saniye boyunca sarıldı bana. Üstündeki sigara kokusu, kendi kokusunu bastırıyordu. Daha çok sıcak çikolata gibi kokuyordu. Eğer kendi kokusuysa bir erkeğe göre baya hoştu. Kolları gevşediğinde bende bıraktım onu. Kaldırıma oturup ayakkabılarımızı giydik. Ben bir erkekle sokağın ortasında ayakkabısız birbirimize sarılmıştık. İlginç. Ama belkide Tanrı bana yardım ediyordu, arkadaş edinmem konusunda. Bugünlük baya iyiydim.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordu.

"Eve gidicem neden ?"

"Bizimle takılmak ister misin?" BEN? BERKLE? TAKILMAK? HAA?

"Olur herhalde." dedim.

Elimden tutup beni hızlıca oturduğum yerden kaldırdı.

"Hadi gidelim o zaman." dedi.

"Nereye?"

" Gidince görürsün."

Beni arabasına doğru çekiştimeye başladı. Bu gördüğüm gerçek miydi? Karşımda üstü açık bir 1967 Ford Mustang Shelby duruyordu. Klasik arabaları severdim, hemde baya.

"Atla hadi gidelim."dedi

"Ee hadi gidelim madem." dedim. Çoğu zaman bir erkeğe güvenmek hata oluyordu. Meraktan ölmek üzereyken bindim arabaya. Lütfen diğer erkekler gibi olma Berk. Lütfen...


AZICIK SARILSANA BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin