carmenclarke: Ashton sadece düşünmem gerekiyordu
carmenclarke: Ayrıca telefonumu anneme vermek zorunda kalmıştım
carmenclarke: Eh resime ayırdığım zamanı derslerime ayırmayınca, bu doğal
ashtonirwinx: Ah anlıyorum
carmenclarke: Ashton hayır
carmenclarke: Cümelimi bitirmeme izin veriri misin lütfen?
carmenclarke: Ben sadece düşünüyordum
carmenclarke: Bu hissettiklerimin sen itiraf edince olduğunu mu yoksa önceden beri olduğunu mu tartışıyordum
carmenclarke: Seni seviyorum Ashton
carmenclarke: Bunu en başından biliyordum
ashtonirwinx: Carmen
carmenclarke: Ashton oyunbozanlık yapmayı keser misin?
carmenclarke: Sen bana açıklama yaparken ben seni bölmüyordum
ashtonirwinx: Yüzünü görebilir miyim?
carmebclarke: Bitirmeme izin veririr misin?
carmenclarke: Seni- ah dur ne?
ashtonirwinx: Yüzünü görmek istiyorum
ashtonirwinx: Lütfen
Carmen yavaşça yutkunarak aşağıdaki sarı kutucuğa bastı. Kendisini ekranda gördüğünde yavaşça gülümsedi, kalbi o kadar hızlı atıyordu ki bir an Ashton'ın bu sesleri duyabileceğini bile düşündü. Sabırsızca Ashton'ın da kamerasını açmasını bekliyordu, Ashton ile ikinci kez görüntülü konuşağı düşüncesi onu daha çok heyecanlandırıyordu. Ashton kamerayı sonunda açtığın da göğsünün sıkıştığını hissediyor, kalbi ona inatla hızla çarpıyordu. Ashton'ın yorgun yüzünü inceledi;gözleri uykusuzluktan şişmişti, yanağında yastığının izi kalmıştı ve saçı darmadağın olmuştu. Carmen'in kafasına sonradan dank etmişti, aralarında saat farkı olduğunu hatırladığında kendine kızdı.
"Özür dilerim, saat farkını unutmuşum. Seni uyandırmış olmalıyım."
"Eğer her gün yüzünü görebileceksem, beni böyle uyandırmana razıyım." Carmen utançla bakışlarını kaçırdığında Ashton'ın kıkırdaması bütün odayı doldurdu. Ashton'ın esnemesi Carmen'i kendine getirirken içi bir kez daha burkuldu.
"Ashton benim yüzümden uykusuz kalmanı istemiyorum. Lütfen uyumaya git."
"Uyumak istemiyorum."
"Ashton,lütfen."
"Carmen beni uyandırdığın için kendine kızma. Sorun yok,ciddiyim."
"Eğer uyumaya geri dönmezsen,
konuşmamız burada biter."
Carmen müzipçe gülümserken Ashton'ın kaşları çatılmıştı."Carmen ciddi olmadığını söyle."
"Gayet ciddiyim Ashton, uyumaya geri dönmen için 30 saniyen var."
"Carmen cidden uy-
"20 saniyen kaldı."
"Pekala, pekala. İyi geceler Carmen."
"İyi geceler Ashton, seni seviyorum." Düşünmeden söylediği şey karşısında yanakları kızarırken Ashton yüzünü gömdüğü yastıkta gülümsüyordu.
"Seni seviyorum."
"Rüyanda beni gör."
"Her gece oradasın zaten."
Yüzündeki gülümsemeyi son kez gördükten sonra ana ekrana dönerken Carmen daha demin olan şeylere ve bu denle hızla atan kalbine anlam veremiyordu.