Rüzgar'da sıralı ağaçların içinde kayboluyordu ... Ellerim kurumuş toprağın üzerinde titreyerek dururken sadece bir kaç metre uzaktaki , Rüzgar'ın beni getirdiği evi gördüm . Şuanda tek istediğim oraya gidebilmekti . Yaslanmakta olduğum ağaca tutunup bedenimi yukarı doğru ittim , arkama dahi bakmadan olabildiğince hızlı bir şekilde sekerek koşuyordum . Uzun ve büyük ağaçların bazılarının yanında durup soluklanıyor ve koşmaya devam ediyordum.
Evin bahçesine vardığımda silah sesleri hala duyuluyordu , gözümden akan ılık yaşları artık hissetmiyordum ... Daha sonra sırtımda bir acı , sanki hepsi hayalmiş gibi bembeyaz bir yerdeydim şimdi ...
Etrafta ne silah gürültüsü vardı nede benden başka bir kişi . Sevinmeye fırsat bulamadan bacaklarımı hissetmemeye başladım , bedenimi kontrol edemiyordum artık ne olacağını bekliyordum çaresizce . Gözlerim kapanmaya başlarken yere yığılmıştım .
Kolay olmasını beklemiyordum zaten ama ne tuhaf insanın hayatının hareketlerine bağlı olması ... Yine bana babamı hatırlatıyordu bu durum , ondan daha çok nefret ediyordum bu zaten her geçen gün artan bir duyguydu .
Şimdi o bomboş beyaz ortamda gidiyordu , yine sıradan dünyama birisi perde çekmişti . Ve yine elimden birşey gelmiyordu , sesim kısılana kadar bağırmak istiyordum ondan nefret ettiğimi . Diyecek sözüm de kalmamıştı hareketsiz uyurken kendime , ince sesli bir kadının uğraşlarıyla uyandım .
Bana gülümseyen gözlerle bakan orta yaşlı bir kadın vardı karşımda . Üzerimdeki kıyafetler kesilmişti , ve hala vücudumu hareket ettiremiyordum . Belkide bu kadın bana yardım edebilirdi...
"Lütfen bana yardım edin ... Burdan çıkmamı sağla lütfen "
Kadın hayır der gibi başını iki yana salladı , oda korkuyor olmalıydı . Benimkide soruydu güyaa... gözlerimi tekrar kapatıp annemi düşünmeye başladım , onlar bensiz ne yapabilirdiki ?
Ne geçinecek paraları nede benden başka işe yarıyan çocuğu vardı ... Hatta annemi geçtim benim bakmam gereken kardeşim vardı onunda benim gibi küçüklüğünü yanlız başına geçirmesine dayanamazdım.
Daha sonra kadın sessizce odadan çıktı , belkide bu zamandan istifade kaçabilirdim. Bedenimi yukarı kaldırmaya çalıştığımda tüm vücuduma igneler saplanıyomuş gibi canımı yakıyordu , elimi başıma götürüp gördüğüm kadarıyla etrafı incelemeye başladım .Odadaki her eşya beyazdı , duvarlardan yerlere kadar ...
Insanin girip oturmaya kıyamıyacağı bir koltuğu kana bulamıştım , tavan oldukça yüksekti yukarı bakmak bile başımın dönmesine yetiyordu
Oldukça iyi bir dekarasyondu , dışarda ölen öleneydi belkide ama ben oturmuş bulunduğum odayı inceliyordum .Aslında iyi olmuştu benim bu hale gelmemin sorumluları onlardı şimdi ödeşmiş olduk ...
Hemen yan tarafımdaki masada bir örtü vardı elimle onu alıp anlımdan deli gibi akan terleri sildim .Elimdeki kanlarıda beyaz örtüyle silerken odaya birisi aniden daldı , kim olduğunu göremiyorum :
" Ses ver ... kime diyorum sst ses ver ses "
Her kimse beni tınlamıyor gibiydi , bir kaç saniye sessizlik oldu rahatsız olmayada başlamıştım tekrar kalkmayı denedim , o sırada gizemli kişi yürümeye başladı yanıma gelip durdu .
Tabiki Rüzgar 'dı elimdeki örtüyü hızlıca alıp kaşlarını çattı :
"Benim dantel örtüme naptın sen !? "
Ağzım açık bir şekilde bakarken :
"Ödeşmiş olduk sapık ... "
DedimAslında onun dantel demesi bile yarılana kadar gülememe neden olucaktı nerdeyse ama hissettiğim acı ile eş değildi bu yüzden kahkahalarımı içimden atıp Rüzgar'a baktım.