Elimi yüzümü yıkayıp merdivenden inerken kafam çok karışıktı şuan ben neden buradaydım ? Neden evime gitmiyordum? Neden içimde anlayamadığım bir his var? Başımı kemiren soruları düşünürken mutfağa girdim.Masayı kahvaltılıkları masaya yerleştiriyordu. Beni görünce:
- Hadi çabuk çayını soğutacaksın.
Berrak:
-Geldim. Deyip yerime oturdum. Sonra kahvaltımızı yaparken hiç konuşmadık. Kahvaltımı bitirip masayı toplamasına yardım ettim ve sonra :
-Ben artık gideyim.
Frank:
- Ben bırakayım.
Berrak:
- Yok gerek yok ben giderim hem babamın mezarına gideceğim.
Frank :
-Tamam işte ben bırakayım. İtiraz istemem ben montumu alıp geleyim.Berrak kapıya doğru ilerleyip kapıyı açana kadar Frank gelmişti şaşırdı :
-Ne kadar çabuk geldin ?
Frank:
- Montum zaten oturma odasındaydı. Ayakkabılarını giyip arabaya doğru ilerlediler.