Bu misale şöyle itiraz edilebilir: "O Yusuf Aleyhisselam'ın şeriatıydı, bizim şeriatımız da ise bu yoktur" denilebilir. Buna şu şekilde cevap verilir:Allahu Teala bir meseleyi, son kitabında zikredip "bir rahmettir" buyuruyor ise bunun Ümmeti Muhammed'e vereceği çok dersler vardır. Usul-u Fıkıh'ta geçtiği üzere"geçmiş ümmetlerin şeriatı bizim de için de şeriattır. Ta ki Rabbimiz ve Resulü bizlere reddetmeksizin haber vermiş olsun ve mensuh da olmasın"
Denilirse ki: Allahu Teala "Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir." Ayeti ile bu hususu reddetmiştir.
O zaman deriz ki: Bu ayetlerin öncesi ve sonrası vardır. Allah'u Tala bu ayetlerde tevratı değiştiren Yahudilerden bahsetmekte ve bu husussların TEVRATTA YAZILI OLDUĞUNU beyan etmektedir. Mealler şöyledir:
"Şüphesiz Tevrat'ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah'a) teslim olmuş nebiler onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb'e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah'ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat'ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir."
"Onda (Tevrat'ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir." (Maide 44 – 45)Görüldüğü üzere geçmiş ümmetin kitabında yazılı bir hükümden bahsediliyor. Böyle olduğu halde bizim şeriatımızda da "kısas" vardır.
Yukarıda naklettiğimiz gibi geçmiş ümmetlerin şeriatı bizim de şeriatımızdır. Dolayısıyla Yusuf Aleyhisselam'ın yöntemi de bizim için geçerli bir örnektir.
Ayrıca bu ayetlerde, "şirk düzeninde Allah'ın hükmünün icra edilmesi" değil, Kitab'ın değiştirilmeye çalışılması ve tahrif edilmesi, İlahi kitaptan Allah'ın hükmünün kaldırılması ve tahrif edilen kitabın Allah'ın hükmüymüş gibi sunulması konu olmuştur.
Bu ayetler, iddia edildiği gibi, "Allah'ın hükmünü icra edemeyen" toplumlar için delil olmaz.
Çünkü Allah'ın hükümleri, İslam şeriatının tatbik edildiği toplumda, ancak yargı otoritesinin işleyişiyle olmaktadır. Şirk düzeninde devlete ait cezai işlemi uygulamak zaten imkânsızdır.
(Oğlunuzu öldüren bir katilin, aynı şekilde öldürülmesini (kısas) istediğiniz zaman bu gerçekleşmeyecektir.)
Eğer bir Şeriat devletinde olsaydık ve yargı, Allah'ın hükmünü göz ardı etseydi işte o zaman bu ayeti kerimeye muhatap olurdu. (Suudi Arabistan ve İran'da göstermelik bir şeriat olduğu gibi)
(Bazıları bu konuya "Peygamberimize Müşrikler tarafından yönetim teklif edildi kabul etmedi" diyebilir. Evet, yöneticilik teklif edildi ama davasını bırakmak şartıyla. Putçuluğa dokunmaması şartıyla. Bunu Peygamberimizin verdiği cevaptan anlıyoruz.Bir elime güneşi bir elime ayı koysanız bu davadan vazgeçmem" Dolayısıyla bu iddia da yersizdir)
Not: burada yazan her sey alintidir, kendi kalemimden cikanlari ayrica belirtecegim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OY VERMEK ŞİRK DEĞİLDİR
SpirituellesBismillahirrahmanirrahim... Dinim İslam, kitabım Kur'an ve peygamberim Hz. Muhammed(sav)'dir. İtikatta mezhebim Maturidi ve amelde mezhebim Hanefi'dir. Son zamanlarda oy vermek şirktir diye yazan pek çok kitapla karşılaştım. Bu kitap da benim onları...