BÖLÜM 3

80 3 1
                                    

6 yıl önce...

Konfeti parçalarının altında çığlık atarak havaya her sıçradığında sanki biraz daha mezun oluyordu. Sonunda bitmişti öğrencilik hayatı. Yaşasın maddi bağımsızlık, yaşasın maaşlı sıkıcı hayat. Sorunlarla dolu eğitim bittiyse artık her şey güzel olacak demekti. Buna tüm kalbiyle inanıyordu. Çok istediği bir bölüm olan veterinerlik işte karşısında duruyordu. Artık hiçbir şey hayal olarak kalmayacaktı. Mutluluğunu bir tek kişi anlayabilirdi; annesi. Çünkü çektiği en büyük sıkıntılarda yanı başında oluyordu ona en büyük desteği annesi veriyordu.

Hayvanlara adeta büyük bir aşk besliyordu nedenini kendisi de hala bilmiyordu. Çocukluğundan beri bu huyunu çok severdi ve üzerine düşmeye gayret ederek sonunda bunu kendisine meslek edinmişti.Artık okul bitmişti ve hayata atılmanın vaktiydi. Kısa sürede iş bulması gerekiyordu ve bu konuda zorlanmayacağını biliyordu. Çünkü semtteki bütün veterinerleri tanıyordu. Okula başlamadan hepsiyle diyalogu vardı ve mesleğiyle iç içe olmaya başladıkça gidip gelmeleri daha artmıştı. Gittiği yerlerde de sevildi mi daha ötesi yoktu.

Elindeki diplomayla ziyaret ettiği ilk kişi çok sevdiği veteriner ablası Efsun Hanım olmuştu. Camın ardından küçük çocuklar gibi elindeki diplomayla zıplayıp durmuştu görene kadar.

"Canımmmm.. tebrik ederim.. seni kimselere bırakmam benimle çalışacaksın ona göre zaten ihtiyacım var. hem elemana hemde dedikodu arkadaşına" diyerek tam da beklediği cevabı vermişti Efsun hanım. Mutluluktan uçuyordu.

İlerleyen bir yıl boyunca birlikte çalışmışlardı. Oldukça güzel vakit geçiriyorlardı hatta bazen gelenler kardeş olup olmadıklarını soruyordu. Orta düzey de maaş alıyordu bu da ona yetiyordu zaten. Anne ve babasına yeterince yük olmuştu okurken şimdi kendi işi kendi parası ve kendi evi vardı gönül rahatlığıyla hareket edebiliyordu.

Efsun hanım müsait olmadığı vakitlerde tek başına kalıyor işlerle ve dükkanla o ilgileniyordu. o gün yine tekti. Geçen hafta kucağında kan içinde bir küçük köpek yavrusuyla gelen bir çocuk olmuştu. İşte yine koşarak yaklaşıyordu. Bu kez yavru köpek daha kötü bir haldeydi ve nedense içinde bir kuşku vardı. Çocuksa ağlamaklı ve elleri titreyerek yavrunun başında bekliyordu.

"Geçen hafta kaza geçiren yavru değil mi bu? nasıl oldu da bu hale geldi anlat bakalım?"

"Şeyyy.. Çok hızlı koşuyordu aniden yola atladı ve araba çarptı"

"Yine mi?"

"Evet yine"

"ama ben bu küçük köpeğin sağ arka bacağının tam iyileşmediğini görüyorum. hızlıca koşup yola atlamış olması bana hiç inandırıcı gelmedi "

Tek kaşını kaldırarak hem onu korkutmamaya hem de ona inanmadığını belli etmeye çalışıyordu. küçük çocuk bembeyaz olmuştu. yolunda gitmeyen bir şey vardı o da birinin bu yavru köpeğe eziyet ettiğiydi. Evet buna emindi. İçinde bir yangın çıktı adeta ve sinirlerinin gerildiğini hissetti. hayvanlara dayanamıyordu. aniden çocuğu kolundan yakalayıp bağırmaya başladı

"bu zavallıyı bu hale senin getirdiğini anlamadım mı sanıyorsun !"

küçük çocuk ağlamaya başladığında aslında daha ağlamadan cümlesi bittiği anda pişman olmuştu. Çünkü ona bunu o yapsaydı hiç tedavi ettirmek için buraya getirir başında ağlayarak bekler miydi?. Acele etmişti dizlerinin üzerine çökerek özür diledi.

"Bunu kimin yaptığını söylemeni istiyorum"

"Babam."

Bunu duymak neden onu bu kadar şaşırtmıştı bilmiyordu. Hemen o adami bulmak ve yüzüne tükürmek istiyordu. Tedaviyi bitirip ufakliktan onu babasina götürmesini istedi. Dükkanı kilitleyip çıktılar. Arabaya atlayip gittiler sehre cok uzak degildi ama insanlığa çok uzak olduğu doğruydu. Bahceden girdiğinde gözlerine inanamadı. Her yerde hayvanlar vardi ama hepsi yara bere içindeydi. Küçük çocuk ağlıyordu.

Ne zaman bağırmaya başladığını hatirlamiyordu. Avazi çıktığı kadar bağırarak bunu yapani karşısına çıkmaya davet ediyordu. Kimsenin sesi çıkmıyor fakat perdeler kıpırdıyordu. Kırmızı mavi ışıkları görünce sevinerek polis otosuna dogru ilerledi ve derdini hızla anlatmaya başladı.

Polis onu dinlemeyip "hanımefendi insanlari rahatsiz ediyormussunuz" dediginde kan beynine sıçradı. Ne yani şimdi hatalı ben miyim? Beni mi şikayet ediyor insanlar? Bu vahşeti değilde beni öyle mi?

Memuru kolundan tutup bahçeye soktugunda ilk yaptığı şey telsizi alip birilerini çağırmak olmuştu. Ama ne yazik ki bayan merkeze getirilecekti.

Polis merkezinde her şey daha zor olmuş daha çok bağırıyor daha çok kufrediyordu.. Allahım! Neden anlamk istemiyorlar bu adam hayvanlara eziyet ediyor!!!

Komiserlerden biri onu bi odaya alıp onu sakinlestirmeye çalıştığında anlamıştı. Bu adam önemli biriydi ve ona karşı bir sey yapamiyorlardi. Adaletine tükürdüğüm !

Onu yalniz bırakmayan komiser çok merhametli birine benziyordu. Dava açmış, hayvan haklarina başvurmuş ve en yüksek cezayi alabilmesi icin ugrasacagini söylemişti. Bu içini rahatlatmış tı.

Ilerleyen gunlerde sık sık gidip komiseri ziyaret etmişti. Artık arkadaş sayılırlar hatta aralari daki çekimi de sayarsak belki sevgili olduklari bile söylenebilir di.

O vahşi herifin mahkeme sonucuyla en yüksek para cezasını aldığı gün evlenme teklifi etmişti ve hayatlarının en mükemmel günleri başlamıştı. Peri masallarindaki gibi bir düğünle evlenmislerdi.

Bir yandan da veterinerlige devam ediyor ama beladan da uzak duruyordu.

Herkesin kıskandığı parmakla gösterilen bir çift olmuslardi. Çok vakit gecmemistiki cok güzel bir bebek leri olacagini söylemişti doktor. Artk bu mükemmel aile üç kisi olacaktı.

Bebek haberiyle birlikte kocasında bazı değişimler farkedirdu. Ondan uzaklaşıyor ve hep sinirli oluyordu. Evet mesleği çok stresliydi ama onun bu kadar çok sevdigi eşine karşı bu denli kayıtsız kalmasi onu çok üzmeye başlamıştı. Bazen konusmaya çalışıyor ama yeterli cevabı alamiyordu. Bebek dogunca herseyin düzeleceğine inanarak bunu kurcalamaktan vazgeçti çünkü yorulmuştu.

Bebeği doğduktan bir ay sonra tv de büyük bir çatışmanın çıktığı haberini izliyordu. Ici daraldı ve arayıp nasılsın diye sormak istedi. Aradığınız numaraya su anda ulas....

Ilk defa ona ulaşamiyorum.. Allahım hayır !!

Üç gün sonra kucağında bebeğiyle bembeyaz bir mermeri kucaklarken bulmuştu kendini.

Mezar taşının altında
"Biricik eşin Irmak
seni asla unutmayacak Olcay"
yazıyordu...

-----------------------

Neden beni bırakıp gittin Olcay?
Seni yeterince sevemedim mi
Söylesene
Beni hep sevdin degil mi
Sana ihtiyacim var
Sen olsaydin şimdi
Bunlar gelir miydi başıma
Keske biraz olsun dinleseydin beni
Biraksaydin mermiyi
Biraksaydin silahi
Ve sarilsaydin bana
Eski günleri çok özlüyorum
Seni özlüyorum
Ve kızımız sevgilim
Küçük kızımızı hatırla
Sana ihtiyacı var
Nolur onu koru
Ben koruyamadim
Özür dilerim
Özür dilerim
Özür dilerim

Ve bekçi gelip
Neden agliyorsun diyecekti kadına
Ama kadın susmayacak
Bir daha aglayacakti
Bir daha
Bir daha
Bir daha

Yaşamın Bekleme SalonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin