Uyandığımda vücudumun tamamen tutulduğunu hissetmiştim. Dün nasıl uyuduğumu bile hatırlamıyordum. Başımı masaya gömmüş ve uyuyakalmış olmalıydım. Kalkmakta çok zorlanıyordum fakat kendimi zorladım.
Mutfağa geldiğimde kahvaltının hazır olduğunu gördüm. Masanın üzerinde küçük bir not vardı. Elime aldığımda notun üzerinde Barlas yazdığını gördüm. Notta bütün gün meşgul olduğu ve evden çıkmamam gerektiği yazıyordu. Acaba neden öyle yazmıştı?Kahvaltımı yapmak üzere masaya oturdum. Masa o kadar güzel donatılmıştı ki Barlas'ı kıskanmamak elde değildi. Kahvaltımı bitirdikten sonra masayı toparladım ve televizyonun karşısına geçtim. Hayatımı neredeyse hep evde geçiren bir insan olarak bu kadar sıkılacağımı düşünmemiştim.
Barlas bana çıkmamamı söyledi ama genede biraz hava almanın sıkıntı olmayacağını düşünerek aşağı indim
Temiz hava gerçekten çok iyi gelmişti. Aklımdan ailemin bana yazdığı mektubu çıkaramıyordum. Mektubu hiç yanımdan ayırmadım. Elime mektubu alıp tekrar okumaya başladım.
"Değerli meleğimiz,
Eğer bu mektubu okuyorsan, Bay Adler ile karşılaşmışsın demektir. Başımıza bir şey gelmeseydi bu mektup eline asla geçmeyecekti. Ama eğer şu an bu satırları okuyorsan sana yaşattığımız bunca şey yüzünden çok özür dileriz tatlım. Sadece şunu bilmeni istiyorum ki seni çok seviyoruz ve her zaman bizim değerli kızımız olarak kalacaksın. Son olarak sana şunu söylemek istiyorum ki son zamanlarımızda Barlas'ın ailesi ile uzun bir konuşma yaptık. Sen 18 yaşına bastığında Barlas'ı yanına gönderip birlikte yaşamanızın daha güvenli olacağı kararına vardık. Bay Adler'a seni götürebilecek tek kişi de Barlas idi. Onunla birlikte her şeyin üstesinden geleceğine inanıyoruz. Seni koruyabilecek ve yanında rahat hissedeceğin tek kişi bu yüzden sakın onun sözünden çıkma birtanem.
Hayatını mutlu ve huzurla geçirmen dileğiyle...Annen ve baban"
Her okuduğumda göz yaşlarımın yanağımdan süzülmesine engel olamıyordum. Barlas farketmeden önce son olarak Bay Adler 'ın yanına gitmeye karar verdim. Oraya giderken bu korkunç yollardan geçmek çok farklı hissettiriyordu. Fakat oranın muazzam havası beni benden alıyordu. Biraz daha oyalanmadan hızlı yürümeye başladım. Sonunda oraya vardığımda ise gördüklerime inanamadım.
Bay Adler yerde yatıyordu ve dükkan tamamen mahvolmuştu. İçeride üç kişi vardı. Hepside korkunç görünüyordu. Bunu onlar yapmış olmalıydı. Yukarı kata çıktıklarında hemen Bay Adler'ın yanına gittim."Bay Adler kalkabilir misiniz? Niçin seni bu hale getirdiler?"
"He-Hemen buradan gitmelisin"
"Kesinlikle olmaz efendim. Sizi asla bu halde bırakamam."
Bay Adler'ı yavaşça kaldırıp sessiz bir şekilde dışarı çıkarmaya çalıştım. Aniden arkadan bir adam beni çekti ve Bay Adler yere düştü."Bırak beni!"
Ne kadar zorlasamda kurtulamıyordum. Ben direnmeye çalışırken ne olduğunu anlayamadan birden beni tutan adam yere düştü. Ayağa kalkamıyordum. Başım dönüyordu.
Sonunda ise birinin beni kucağına aldığını hissettim.Arkadaşlar tekrar ve tekrar çok özür diliyorum. Gerçekten okul falan derken çok sıkıntı yaşadım ve bu bölümde biraz kısa oldu. Elimden geleni yapmaya çalışacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sera Büyüsü
Romance"Minik bir tohum düşer kalbin ortasına,yeşerir büyülü melodiyle. Dinle!..Duyabiliyor musun?"