KIZILCIK.

3.Bölüm

Tamam işsiz olduğum için 'Ne yaptım lan ben ?' diye öküzce bir tepki vermiş olabilirim ama bana para lazım olacak değil mi ?

Bu yüzden tam bir yüzsüz gibi tekrar Onur Bey'in odasına çıktım. Beni görünce sinirle ayağa kalktı ama ben birşey demesine fırsat vermeden konuştum.

"Fark ettim ki istifa edersem tazminat alamam bu yüzden ben işe devam edeceğim. Ama eğer dersenizki ben seni kovayım tazminatını da vereyim, seçim size kalmış."

"Kovuldun." dedi sinirli bir sesle.

"Çok teşekkür ederim efendim ! Ben yarın tazminat için uğrarım. İyi günler."

•••

"Ya Seniha teyze !"

"Sus bakem ! Çimdirtme etini ayol. Neslihan'la Ayşe'nin oğullarıyla görüştün. Benim Tekin'le de görüş." Karşımda elli küsur yaşında ki kadına laf anlatmaya çalışırken yerine jiletle mi yoksa iple mi kendimi öldürsem diye de düşünüyorum. Ve hayır, cebimde yirmi lira varken ne jilet ne de ip alabilirim. Çünkü işsizim !  Tazminatın hepsini yedim ayrıca.

"Ya görüştüm ama ikisine de hayır dedim. Çünkü benim iki yıllık bir ilişkim var teyzeciğim." diyerek elimi bir yandan da ıspanaklı böreğe uzattım. Allah'ım resmen ıspanak bile yeşil gözlerine ekmek bandığımı hatırlatıyordu. Vücuduma bir mutluluk dalgası yayıldı. Alper'in hasretiyle tekrar tutuşmaya başladım.

"Benim oğluşum senin sevgilini döver !" diyen cazgır Seniha'ya bir daha baktım.

"Hasbinallah !"

"Ama neden ?" Esra Erol'da ki yetmiş yaşında, evi ve emekli maaşı iyi olan adamları arayan, her şeye salça olan ve birleşecek çiftlerin arasına uzanıp onları fitne ve fesatla ayıran teyzelerin sürdüğü pembe rujlu dudaklarını büzdü. Ve ben, o an Ajda'nın neden kendini gerdirdiğini anladım...

Hayallerim de Ajda'yla röportaj veriyordum. Ama o beni konuşturmuyordu. "Merhaba, ben Ajda Pekkan. Çenemdeki gamze aslında bir göbek deliği, gerdire gerdire yüzüme çıktı. Hıhoh !" Psikolojimin kendini terk ettiği an, konuya tekrar odaklandım.

"Teyzem, güzelim, birtanem... Ben 24, Tekin 35 yaşında !" Kendimden on bir yaş büyük bir adamla birlikte olmamı beklemiyordur umarım.

"Aşkın yaşımı olur ayol ! Hem ben daha oğullarımın resimlerini bile göstermedim !"

Elinden son model akıllı telefonunu çıkarıp -zengin koca bulmayı aklıma not ettim- bana ilk önce kel, esmer ve at hırsızına benzeyen bir adam gösterdi, "Bu Tekin." Ve Tekin'in hiçte tekin bir tipi yoktu.

Ispanaklı böreğimden bir ısırık alıp kafamı salladım  ve diğer fotoğrafa geçtim. Bu sefer otuzlu yaşlarda, yine esmer ve hafif yakışıklı sayılabilecek bir adam gösterdi. "Bu Çetin."

Bu sefer ben diğer oğluna bakmak için ekranda parmağımı yana kaydırınca kedi kadın kılığına girmiş Seniha teyzeyi ve Batman kılığına girmiş, elinde kırbaç olan Süleyman amcayı gördüm. "Allah kahretsin !" Gözlerimi kapatıp, telefonu ellerimden fırlattığımda, yanan retinalarım bana hafızamdan o görüntüleri silmek için yardımcı olmadı...

Seniha teyzeyse utanmak yerine arsızca yerdeki telefonu aldı ve bu sefer kumral bir adam gösterip, "Bu da Metin, eğer Metin'le sevgili olursan biraz önceki kostümleri size ödünç veririm." diyerek göz kırptı.