4. Bölüm

127 20 4
                                    

Düzenlendi.

Telefonu kırdım, tableti kaybettim ve bilgisayarım donup duruyor. Hani bana alkış ! Bölüm için kusura bakmayın. Geçiş bölümü diyelim. Telefonumu alır almaz yb yazacağım. Yaklaşık 2 hafta yani. Tekrar kusuruma bakmayın :(


Nezarethaneden çıkınca, ilk iş evime gittim. Fakat tam da tahmin ettiğim gibi, evdeki eşyalar boşalmıştı. Binanın önünde duran eşyalara baktıktan sonra kahveye giderek mahalleli abilerden eşyaları, bir ev bulana kadar mahalle deposunda tutmak istediğimi ve bana yardım edip edemeyeceklerini sordum. Olumlu gelen cevapla yüzüm aydınlanırken, nerede kalacağımı düşünüyordum.

Mahaleli teyzelerimden bol tükürüklü bir nasihat dinledikten sonra, bir de hazırladıkları yemeklerden yedim. Tam dördüncü tabak mantımı bitiriyordum ki telefonum çaldı. Arayan numara tanıdık değildi. Bu yüzden kaşlarım çatılsa da, Seniha ve Ayşe teyzeden müsade isteyerek bir cici kız gibi oturduğumuz çardağın dışına doğru yürüdüm.

Normalde, bana gelen kayıtlı olmayan çağrılara cevap vermezdim fakat bu sefer içimden bir ses çağrıya yanıt vermemi söylüyordu. Parmaklarım yavaşça yeşil kısmı sağa kaydırdı ve telefonu kulağıma götürdüm.

"Buyurun ?"

"Dudu !" Tanıdık sesle birlikte ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı. "Abla !?"

Bir homurdanma sesi işittikten sonra, tekrar ablamın sitemkar sesini duydum: "Abla değil geri zekalı. Didem diyeceksin. Aramızda ne kadar yaş var ki ?"

"Beş." diye verdiğim kesin yanıtla daha da sinirlendi. "Ne beşi be Dudu ! En fazla dört buçuk..."

Yav he he dememek için kendimi sıkarken asıl konudan uzaklaştığımızı fark ettim."Her neyse Didem. Çıkart ağzındaki baklavayı."

"Bakla o geri zekalı." diyen ablama görmese de dil çıkardım. "Canım o an baklava çekmiş olamaz mı ?"

"Off, beni de bozdun iki dakika da. Her neyse, ben İstanbul'dayım da..."

"Yanımda kalamazsın !" diye hızlıca bağırdım.

"Zaten kalacak bir yerin yok..." diye mırıldanan ablamla dudağımı dişledim. "Seniha'cığım söyledi. Bu arada mantı harika Ayşe teyze !" diye bağıran sesle hızla arkamı döndüğümde ablam sırıtıyordu.

"Sen... Nasıl..?" diye gözlerim kocaman açılmış Didem'e bakarken o elindeki son model telefonu kapattı.

"Sen evsizsin, ben yine kovuldum. Yürü de Yeşim'in yanına gidelim."

Zaten Yeşim'in bizden çekmediği bir bu kalmıştı değil mi abla ?

•••


"Yine mi siz ya !" diye isyan eden kuzenimize aynı anda sarıldık. O ise bir şey dememize izin vermeden cümleleri sıraladı. "Salona geçin, yukarıda erkek arkadaşımdan ayrılacağım, bir aydan fazla kalamazsınız, zulamı patlatmak yok, öpüşme ve kapı çarpma sesi duyarsanız gelmeyin çünkü ayrılıktan önceki ateşli öpücük çok önemlidir, ha bir de gelince neden atıldığınızı anlatın!"

Gözlerimiz kocaman bir şekilde koltuğa oturduğumuzda, bir süre bekledik. Yaklaşık on dakika sonra bir takım bağırışmalar duyuldu. Hemen ardından yukarıdan gelen uzun boylu bir adam ışık hızıyla kapıyı çarpıp gitti.

"Eveeet, nerede kalmıştık ? Anlatın bakalım." dedi Yeşim.

"Onu boşver, sen sevgilinden bizim için mi ayrıldın?" dedim üzüntüyle.
"Yok be Dudu, bahane arıyordum zaten, daha iki haftadır çıkıyoruz ve beni annesiyle tanıştırmak istediğini söyledi. Ciddiyeti sevmiyorum, böyle iyiyim ben."

KIZILCIK.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin