Meleğin Günahı
1988
"Dayanamıyorum anlıyor musun? Bu sefalete, bu açlığa dayanamıyorum. Bıktım." Genç kadın bu sözleri söylerken karşısında susan adamın çaresizliğini göremeyecek kadar gözü kararmış bir halde bağırıp çağırıyordu. Öte yandan ağlayan bebeğin sesi evin tamamını dolduruyor fakat kadın çocuğunun bu haline aldırış bile etmiyordu. Adam sadece şunu söyleyebildi. "Ayla, lütfen sus. Bak çocuk korkmaya başladı." Kadın dönüp şöyle bir kızına baktı ama yine de faydası olmadı. "Seni terk ediyorum. Sakın beni arama, peşimden gelme." diyerek daha önceden topladığı tahta bavulu alıp küçük kızına ufak bir bakış attıktan sonra merdivenlerden inerek gözden kayboldu. Genç adam arkasından sadece bakarak gitmesine izin verdi.
2015
Koray Altındağ bozulan arabasının azizliğine uğramış, şoförünün ısrarıyla şirkete yetişmesi için metroya binmeye zorlanmıştı. Her ne kadar bu durumdan hoşnut olmasa da yapacak hiç bir şey yoktu. Çünkü bugün yapılacak olan törene tam vaktinde ulaşması gerekiyordu. "Koray Bey, babanızın size verdiği saatte orada olmak istiyorsanız lütfen binin şu metroya. Aksi takdirde geç kalacaksınız. Baksanıza şu trafiğe. Ben çekiciyi çağırdım birazdan burada olur." dedi şoförü İlyas. İlyas, Koray'ın yalnızca şoförü değil her konuda yardımcısıydı. Bir nevi sağ koluydu. Koray'ın içini,dışını, ruh halini,neler yaşayıp ve yaşamak istediğini bilirdi.
"İlyas, beni sinir etme oğlum. Bineceğim dedim ya." Bu sözüne panikleyen İlyas yürüyen merdivenleri göstererek önden yol verdi. Koray etrafı izliyor, insanların bir yere yetişmek için telaş içinde olduklarını görüyordu. Oysa kendisi birazdan Altındağ Grubun varisi olarak oraya gidecek başkan yardımcısı olarak görevi teslim alacaktı. Metro girişine geldikleri sırada İlyas jeton almak için makinelerin yanına gitti. Koray da turnikelerin birinin başında beklerken arkasında duran genç kadını fark edemedi. Genç kadın "Beyefendi, geçecekseniz geçin, yoksa sizi beklemeye mecbur değiliz." diye çıkıştı. Bu çıkışın üzerine Koray dönüp bakınca genç kadının gözlerine odaklandı. Ama genç kadın hala söyleniyordu. İlyas koşarak yanlarına gelince "Ne oldu Koray Bey? Bir sorun mu var?" diye atıldı. Koray daldığı yerden zorla çıkarak, "Evet, al şunu başımdan." dedi. Genç kadın daha çok hiddetlendi.
"Al şunu mu? Sen kimsin be bana al "şu" diye hitap ediyorsun? Terbiyesize bak."
"Bayan lütfen siz de sakin olun. Koray Bey jetonu atayım siz geçin."
"Dur bakalım. Nereye geçiyorsunuz? Önce özür dilesin."
İlyas, patronunun gözlerinin içine bakıyordu, ama o özür dileyecek gibi değildi. Sonra genç kadına gitmesi için yalvardı ama nafile. Kız inatçı çıkmıştı. Trafiğe girmemek için bu yolu denemiş iken başlarına bir de bu bela çıktı. "Koray Bey hadi özür dileyin, hemen gidelim."
Koray kadının yüzüne doğru yaklaşarak, kulağına fısıldadı. "Gözlerin... Gözlerini üzerimden çek." diyerek İlyas'ın elindeki jetonu alıp yuvasına atarak turnikeden geçti. Genç kadın neye uğradığını şaşırarak adamın arkasından bakarak kendi kendine söylendi. "A, deli mi ne?"
Derin, sabah sabah karşılaştığı bu tuhaf adamı kafasından atmaya çalışarak öğretmeni olduğu anaokulunun kapısının önüne geldi. Okul açılalı daha bir kaç hafta olduğundan dolayı minik öğrenciler annelerinden ayrılmayı istemiyorlar,hüngür hüngür ağlayarak etrafı inletiyorlardı. Alışamayanlar olduğu kadar alışanlar da vardı. Okul müdürü Bengü Hanım, Derin'i odasına çağırdı. "Derin Hanım sizinle önemli bir konuda konuşmam gerekiyor. Lütfen odama gelir misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meleğin Günahı
Storie d'amoreFarkında olmadan birbirini bulan kalpler ve içine yalanın karıştığı tutkulu bir aşk