Baekhyun, uzun süre odasında kaldı. Düşünmeye ve olan tuhaf olayların neden onun başına geldiği hakkında fikir üretmeye ihtiyacı vardı.
Ancak aklına gelen şey hep, Kai'nin onu öpmesiydi. Elini dudaklarına götürdü. Hala Kai'nin o yumuşak dudaklarını kendi dudakları üzerinde hissedebiliyordu. Sıcaktı ve içini gıdıklayan bir duyguydu. Özellikle ilk öpücüğünü onun gibi yakışıklı bir adamdan almak... ''AAAA !! Tanrım!'' Baekhyun utançla yastığını yüzüne bastı. İçi kıpır kıpır olmuştu.
Baekhyun, dolabın kapağının tıkırtısı ile yastığını yüzünden çekti ve dikkatle oraya baktı. Dolabının kapağı sallanıyordu. Baekhyun merakla yerinde kalktı ve ilerdi. Kapağı açtığında ayaklarının ucuna düşen kutu ile biraz geri çekildi.
''Neden düştün şimdi?'' Baekhyun sordu ve eğildi. Kutunun içindeki kitaba bakmak için üst tarafı açtı. Tahmin ettiği gibi kitap yine hareket etmeye başlamıştı. Eline aldı kitabı ve bakmaya başladı.
Kitap, dilek sahibinin elinde olduğunu bildiği için kilidini yavaşça açtı ve yeniden sayfalarını hışırtı ile çevirmeye başladı. Baekhyun kitabın ne yapmaya çalıştığını bilmediğinden, sadece izliyordu. Kitapla birlikte eğildiği yerden kalktı ve yatağına doğru gitti. Oturduğunda kitap ortasından biraz daha ileride durmuştu.
-Oyun arkadaşlarını sevmedin mi?-
Kitapta yazanı okudu Baekhyun.
''Hayır sevmedim değil, ama bilmiyorum. Sanki beni yıllardır tanıyorlarmış gibi davranıyorlar ve ... ve ''duraksadı. Aklına Kai'nin öpücüğü gelmişti.
-Kai'nin seni öpmesini istemiyor muydun?-
''Ne? Hayır yani ben... ne demem gerek bilmiyorum. Hoşuma gitti... yani gitmiştir herhalde emin değilim, sadece çok erken olmadı mı?''
-Sevmediysen onu eski haline getirebilirim-
Baekhyun yazıyı görünce, içine oturan ağırlık ile kitaba baktı. Sevmediğinden değildi, hatta çokta hoşuna gitmişti; ancak Kai'nin başına bir şey gelmesine de izin veremezdi. ''Hayır lütfen ona ya da Sehun'a bir şey yapma. Ben biraz daha onlarla vakit geçirirsem alışabileceğime eminim. Hem dilek sahibi benim öyle değil mi? Ben ne istersem onun olması gerekmez mi?''
-Dilek sahibinin, oyun arkadaşları ile ilk temasından sonra birleşmeyi tamamlamaları da gerekir-
Baekhyun, şaşkınca kitaba baktı. ''Birleşme derken?''
-Kai ve sen bir bütün olmalısınız.-
Baekhyun hala anlamamıştı. ''O dediğin şey tam olarak ne?''
Kitap cevap vermeden yeniden kapandığında; Baekhyun odanın kapısının çalındığını duydu. ''Baekhyun iyi misin? Gelebilir miyim?''
Ses Sehun'a aitti. Baekhyun elindeki kitaba baktı ve ardından onu hızlıca yatağının altına itekledi. Ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi. ''Sehun?''
''Benim Baekhyun. Kapıyı açar mısın?''
''Bir dakika'' Baekhyun kapının kilidini çevirdi ve kapıyı açıp, dışarıda bekleyen uzun adama baktı. ''Bir şey mi oldu?''
Sehun, Baekhyun'un gözlerine bakarak gülümsedi ve ona doğru bir adım attı. Kollarını Baekhyun'un beline sarıp, onu kendine çekti. Burnunu saçlarının arasına yasladı ve Baekhyun'un o tatlı kokusunu içine çekti.
Baekhyun, aniden gelişen sarılma faslına hazır olmadığı için şaşırmıştı. Kolları iki yandan sarkarken, bakış acısına giren Sehun'un köprücük kemiklerine bakakaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Magic! √
FanfictionBaekhyun'un tek bir dileği vardı. Can sıkıntısını geçirecek bir oyun. Bulduğu kitap ona hayatının eğlencesini verecek oyunu sunmuştu. Ya da bu oyun hiçte düşündüğü gibi olmayacaktı... Ona deli gibi aşık iki yakışıklı adam... Hem de paylaşacak kadar...