Selam arkadaşlar düşündüm ki kitabımızın ismi değiştirmem gerek :) onun için bende bu bir hafta içersinde yeni isim arayışındaydım bulduğum isim YARIN'IM bence konumuza iyi uydu umarım sizde beğenirsiniz eğer begenmesseniz sizde isim önere bilirsiniz, şimdiden teşekkür ederim bu arada eğer kitabımızı okuyorsanız ve begenirseniz votelemeyi unutmayın.
Tek bilmek istediğim şey şuan benim hakkımda ne düşünüyor du...
~~~~~~~~~~~~~Nerede olduğumu anlamaya çalıştım bu karanlıkta neydi. Yürüyordum nereye yürüdüğümün bir önemi yoktu evet anlamışdım annemle, babamın yeni eviydi burası tam ortalarından yarılmaya başlayan toprak mezara dönüşdü, bu mezar da neydi böyle. Gözüme çarpan mezar taşıyla irkilerek uyanmam bir oldu.. Uzun zaman olmuştu rüya görmeyeli. Hayır rüya değil kabus du bu, terden sırıl sıklam olmuştum bunu anlamam zor olmamıştı hızla yataktan kalkıp banyo'ya girdim suyun sesi huzur veriyordu sanki ne zamandır böyle güzel banyo etmemiştim. İnsan kendi evinde olamayınca rahat hissetmiyor kendini diye düşünürken aklıma gelen şeyle duraksadım kendi evim evet babamın bize bırktığı ev oraya gidebilirim. Uzun bir duştan sonra evden çıktım ilk işim Savaşın yanına gitmek oldu çünkü ona soracak bir kaç hesabım vardı. Savaşın evinin önüne geldiğimde kapının açık olması beni hiç şaşırtmamıştı içeri girerken yolda kurduğum intikam planı gelmişti aklıma ve yüzümde hain bir sırıtmayla kapıyı iterek içeri girdim ve arkamdan kapıyı tekrar kapattım tamda tahmin ettiğim gibi Savaş odasında yarı çıplak bir şekilde yatarken onu seyretmeye dalmıştım birden onu ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Ama ona karşı yumuşamayacakdım intikamımı alacaktım...
Yavaş adımlarla Savaşın yanına oturdum elimi saçlarının arasında gezdirirken kulağına eğilip yumuşak bir sesle
"Savaşş" dedim bunu yapmayı gerçekten çok seviyordum intikam için bile olsa
Savaş yatağın içinde kıpırdanmalara başlayınca biraz daha yaklaşıp yanağına küçük bir buse kondurmamla savaşın gözlerini açmasını hissetmem bir olmuştu. Uykulu ve şaşkın gözlerle bana bakıyordu içimden. 'Allah'ım bu çocuk bana böyle güzel bakarken ben nasıl intikam alacağım' diye isyan ediyiyordum adeta.
" İpek, s-sen ne yapıyorsun burada" Savaş kekelemişti ve bu benim gerçekten hoşuma gitti
"Seni özledim" dedim
"N-nee" dedi
"Niye bu kadar şaşırdınki. Savaş unuttun mu ben senin sevgilinim. Evet bu son olan şeylerden sonra sinirlerim bozuldu seni suçlamıştım ama ne yapayım bir tek nazım sana geçiyor affet beni." dedim dedikten sonra ne kadar güzel rol yapabildiğimi anlamıştım ve kendimi tebrik edecektim ama şimdi değil diye düşünürken birden kapının yumruklanmasıyla ikimizde korku ve şaşkın bakışlarımızı kapıya yönelttik ve duyduğum sesle afalladım birden.
"Savaşş aç kapıyı içerde olduğunu biliyorum" dedi
Bu Mesut'un sesiydi o mafya bozuntusu adamın.Savaşın gözlerine pür dikkat odaklanmıştım ve onu daha önce hiç bukadar korkarken görmemiştim hızlıca yataktan kalkıp beni kolumdan tutmasıyla dolabın içersine sıkştırması bir oldu bunları bana yaparken tek söylediğim şey.
"S-savaş ne oldu? Kim bunlar?"
"Sus İpek lütfen sadece sus ve gir şuraya sakın burada olduğunu kimse anlamasın" dedi ve suratıma sanki yolun sonuna gelmiş gibi bakıyordu tekrar konuşmaya başladı bu sefer ağlamaklı bir sesle konuşuyordu. "İpek... Seni seviyorum" dedi ve alnıma küçük bir buse kondurdu. Dolabın kapağını suratıma kapatmasıyla odanın kapısının açılması bir olmuştu.
"Demek buradasın seni puşt" dedi Mesut
Korkudan ecel terleri döküyordum adeta neden kimden korktuğumu bile bilmiyorum ama korkuyordum işte.
"Düzgün konuş" dedi Savaş
"Sanamı soracam lan" demesiyle içerisinde bulunduğum dolabın kapısına sert bir cismin atılmasıyla yumruk sesi duymam bir oldu kimin kime vurduğunu az çok anlamışdım ama yine rahat durmayarak dolabın kapağını çok az araladım gördüğüm manzara beni şaşırtmamıştı Savaş yerde burnun dan kanlar akıyor.
"Polislere köpeklik mi yapıyorsun? Seni ben büyüttüm babalık yaptım lan ben sana hain köpek öttünmü polise cinayeti" başımdan aşağıya kaynar sular boşalmış gibiydi. Babamın Mesut'la olan husumeti çok eskiye dayalıydı tek bildiğim dedemle mesutun amcası ortaklarmış. Mesut, amcasının ölümünden hep dedemi sorumlu tutardı. Bu konu hep saklanırdı bizim evde, Annem 'onlar çok eski konular, unutuldu gitti'derdi.
Bu düşüncelerden sıyrılıp gözlerime odaklandım. Görebildiğim tek şey heybetli iki adamın Savaş'ı kaldırıp götürmesiydi.Oldukça uzun bir süre dolabın içerisinde kaldım duyduklarımı sindiremiyordum. Savaş herşeyi biliyor olmasına rağmen hala nasıl benim yüzüme bakabiliyordu.
Bütün nefretimi sırtladım öfke her zerreme işlemişti resmen.
"Aktaş holding'e" diyerek cevap verdim taksiciye.
Kocaman bina yetmemişmiydi bu adama ailemden ne istemişti bütün holding'i yerle bir etmek istiyordum ama sadece sekreter'in masasını dağıtmakla yetindim."Ne demek yok!, Nerde bu adam?, Nezaman gelir?"
Uzun boylu sarışın, mini eteği dizlerinin bir karış üzerinde biten kadın buram buram sekreter kokuyordu. Hızlıca telefondan güvenliği çağırması bir oldu.
Etrafa göz gezdirdim karşı kapıda kocaman 'Mesut AKTAŞ' yazıyordu hızlandım gözüm kararmıştı masaya doğru eğildim herşeyi yere fırlattım bütün bu şeyler olurken beni uzaktan izleyen genç bir adam'la gözgöze geldik muhtemelen 22 yada 23 yaşarında oldukça kaslı uzunboylu üzerine giydiği beyaz gömleği tüm vücudunu sarmış.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" sesi kulaklarımda çınladı.
"Benim yapamadığımı mı yapıyorsun?" Gülüyordu aptal aptal.
Güvenliğin içeri girmesiyle ciddileşmesi bir oldu.
"Hemen atın şu kızı dışarı" diye bağırdı"Hiç bir yere gitmiyorum" diye karşılık verdim. Hırsımı alamamıştım tekrardan ağzımı araladım ve bağıra bildiğim kadar.
"Mesut denilen katil buraya gelene kadar gitmiyorum." diye bağırdımBana karşılık vemişti resmen
"Atın dedim" dedi o kadar çok sinirlenmişti öfkesini ses tonundan bile anlaya biliyordum.
Cüsseli adamın kolumu tutup sıkmasıyla damarlarımın düğümlenmesi bir oldu.
Sürüklenircesine yürüyordum kendini beğenmiş adama yaklaştımda"Hepiniz katilin köpeklerisiniz."
Sözümün tokat gibi yapıştığını hissettim. Ama içim soğumadı. "Savaş bile" dedim sessizce.Güvenlik Kolumu bırakıp "seni bir daha burada görmiyecem" diye bagırdı.
Nefes nefese kalmıştım orayı dağıttığımdan fazla ben dağılmıştım. Karşı kaldırıma doğru yürüyordum gördüğüm en büyük ağacın gölgesine çöktüm. Düğüm düğüm olmuştu yüreğim dayanamıyordum zaten hakimde olamıyordum göz yaşlarıma bağıra bağıra ağlıyordum. Bitmiştim artık perişan olmuştum. Kıpırdayamıyordum, Ölene kadar burda kalabilirdim.
Omuzuma dokunan elle irkildim.
"İyimisin?"~~~~~~~~~~~~~~
Fatih' den'Katilin köpekleri mi?'
Bu kızda kimdi. Bu nasıl bi itham böyle. Dengesiz bi kız olsada odayı dağıtması hoşuma gitti defalarca bunu yapmak istedimiştim.
Babamın sevmeyeni çoktu, kendini bilmezin biri işte diyerek üstelemedim. Ama öyle olmadığı'nın farkındaydım kızın göz yaşları içersinde söyledikleri içime işlemişti resmen. Odama doğru ilerlerken gözüm karşı ağaçın altında oturan kıza takıldı.
'Evet oydu." Normalde böyle şeyleri merak etmem hatta hiç ama bunda beni çeken başka bir şey vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIN'IM
Fiksi UmumHerkesin ateşten bir gömleği varmış sırtına giydiği... Onunla eridiği, öldüğü, tekrar dirildiği, yaşadığı, kendine erdiği... Ateşten gömlek... Artık çıkartmam gerekiyormuş, unutmam gerekiyormuş, affetmem gerekiyormuş. Öyle diyorlar ağız birliği yapm...