{Şarkıyı hikayeyi okurken dinleyin.}
Bana peçeteyi uzatan elin sahibine bakmak için kafamı kaldırdım. Karşımda bir erkek, hayır hayır! Bir kadın duruyordu. Peruğa benzeyen siyah uzun saçları, badana yapılmış bir çocuk odasını andıran yüzü ve gözümden hiç kaçmayan geniş omuzlarıyla bir erkeği anımsatan kokona bir kadın bana bakıyordu. Mavi parlayan gözleri ve takma kirpikleriyle hüzünle karışık bir tebessümle "Ağlama" deyip beni kendine yasladı. Ve kollarıyla sıkıca sardı. Icimde kopan fırtınalar fazlasıyla ağır bastığından ve bir teselliye muhtaç olduğumdan hiç tanımadığım bu yabancı kadının beni kolları arasına almasına izin vererek hıçkırarak ağlamaya devam ettim.Göktuğ
Yağmur'un bana uzattığı birayı bardağa bile dökmeden yudumlamaya başladım.Kendimi çok kötü hissediyordum. Her şey o kadar üst üste geliyordu ki.Bir taraftan babam, bir taraftan annemin hastalığı ve bir taraftan Alya."Hayalperest sensin." dediğinde ne demek istediğini anlamamıştım.Ama fotoğrafı benim yayınladığımı düşünüyor. İşte bu daha kötü.Artık bana inanmaz.Ne yapıp edip fotoğrafı yayınlayanı bulup ona ödetecektim.Aynı zamanda Alya'nın bana inanmasını sağlamalıydım. Öfkeyle dolup taşmıştım.Yudumladığım biranin boş şişesini komodinin üstündeki çalar saate fırlattım.Keşke zamanı geriye alıp bütün bunların olmamasını sağlayabilseydim.Alya'yı kazanamadan kaybetmiştim. Kontrolsüzce elime geçen her şeyi duvara atıyordum.Ta ki otel odasını tanınmayacak hale getirene ve Yağmur'un, dikkatimi kendi üzerinde toplamasına kadar.
Yağmur iç çamaşırlarına kadar soyunmuş bir vaziyette kusursuz vücuduyla karşımda duruyordu. Yavaş adımlarla yanıma gelip bana sokuldu. Kollarını boynuma doladı ve dudaklarıma yapıştı. Bütün öfkem adeta bir süngerle çekilmiş gibiydi. Yağmur'un beni öpmesine karşılık vererek sert bir şekilde onu öpmeye başladım.
"Istiyor musun? " diye konuştu Yağmur.
"Evet şimdi! " diye sertçe cevapladım.
Yağmur'u isterken bile Alya'yı düşünüyordum.En yakın arkadaşının benimle birlikte olduğunu bilse neler düşünürdü acaba? Muhtemelen hiç umrunda olmazdı.
Yağmur ve ben nefes nefese kaldık. Kendimi onun yanına attım. Birbirimize dönük bir şekilde duruyorduk. Yağmur iyice bana yaklaştı ve kısık sesle konuştu.
"Beni istediğin kadar Alya'yı da istiyor musun?"
"Hayatımda hiç kimseyi onun kadar istemedim Yağmur. " Yağmur kaşlarını çatarak
" Hadi ama! Alya baştan çıkartıcı bir güzelliğe sahip değil.Senin gibi birini nasıl baştan çıkarıyor inanamıyorum. Senin onun peşinden koşman saçma." dedi kızgınlıkla.Alya hakkında böyle konuşmasına katlanamadım. Saçlarından tuttum ve sert bir şekilde cevapladım.
"Sen onun bir saç teli bile olamazsın. Senin bedenini istediğim doğru fakat Alya'nın ruhunu istiyorum. Bir daha en yakın arkadaşın hakkında böyle konuşursan sana ne yapacağımı benden daha iyi biliyorsun." dedikten hemen sonra saçlarını bıraktım.Yağmur gözleri dolu bir şekilde hışımla yataktan kalktı ve hızla giyinmeye başladı. Öfkeme bir türlü hakim olamıyordum. Beynim sanki Alya tarafından istila edilmişti."Özür dilerim Yağmur. Öyle demek istemedim."
Yağmur, gözünden süzülen yaşları eliyle silerek
"Gözün Alya'dan başka hiçbir şey görmüyor.En sıkıntılı zamanlarında bile ben yanındaydım.Senin için ben sadece bir bedenim.Umrunda bile değilim Göktuğ. Ama şunu kafana sok. Sen de Alya'nın umrunda değilsin. " dedi ve kapıyı sertçe kapatıp çıktı. Sanırım haklıydı.Alya
İçimi döktükten sonra üzerimden koca bir tır geçmiş gibi hissediyordum. Ağlamak iyi gelmişti. Güçlü kadınların neden çok ağladıklarını şimdi daha iyi anlamıştım.Karşımdaki meşe ağacına o kadar dalmıştım ki yanımda oturan yabancı kadının beni dürtüklemesi ürkütmüştü.Kadın ,kalın fakat inceltmeye çalıştığı sesiyle konuşmaya başladı.
"Neden ağlıyorsun kuzum? " dedi.
"Uzun hikaye. " dedikten kısa bir süre sonra düşündüm ve ardından "Ayrıca sizi ilgilendirmez. " dedim kaba bir sesle.Kadın suratını astı.
"Biraz kibar olsana güzelim. " dedi.
"Pardon, güzelim mi dediniz? Kör müsünüz? Ben güzel değilim. Zaten başıma ne geldiyse güzel olmadığım için geldi. Belki güzel olsaydım Göktuğ pisliği beni zorla güzel yapmak için o fotoğrafı okulda yayınlamazdı."dedim hiddetli bir halde.Kadın şaşkın bir ifadeye büründü.Şaşkınlığını üzerinden attıktan bir süre sonra ancak konuşabilmişti.
"Şu bahsettiğin kişi hangi Göktuğ?"
"Kendini beğenmiş ,aşırı derecede egoist, alçak, oyunbaz ve aşağılık olan Göktuğ İzgin."
dedim biçimsiz kaşlarımı çatarak.
"Ultra yakışıklı model Göktuğ İzgin?" diye sordu çığlık atarcasına.
"Alayınız manyak!" dedikten hemen sonra kalktım.Kadın arkamdan gelerek bağrıyordu.
"Bak sana yardımcı olabilirim. Çünkü Göktuğ İzgin ile kapanmayan bir hesabım var.Ondan intikam alabiliriz. "
dediğinde bir an duraksadım. Arkamı dönüp ona aramızdaki mesafeyi kapatmak üzere ona doğru yürüdüm.
"Kapanmayan hesap mı? "
"Susadım ben ayol! Aşağıda bir kafe var oraya gidelim. Her şeyi sana anlatacağım."
"Pekâlâ."
Yaklaşık 5 dakika kadar kısa süren yürüyüşün ardından adı Le Viera adında lüks bir kafeye geldik.Kafenin ikinci katında pencere köşesinde bir masaya oturur oturmaz "Adınız ne?" diye sordum kadına.
"Adım Deniz, tatlım. Sen de Alya olmalısın. " diye göz kırptı.
"Hey! Adımı da nerden biliyorsun. "
O sırada garson kız, siparişleri almak üzere yanımıza geldi.Lüks bir yer olduğundan hiç bir şey sipariş etmedim.Yanımdaki para otobüse binip eve gitmeme yetecek kadardı sadece.Deniz ise iki dondurma ve iki limonata sipariş etti. Garson Kız gittikten hemen sonra:
"Bir şey istemiyorum. Neden sipariş ediyorsun?"
"Yanında para olmadığını düşündüm.Ayrıca seni davet eden de benim . Bırak da bu inceliği yapayım. " dedi gülümseyerek.
"Neyse anlat bakalım ne biliyorsun? "
"Bak hayatım, ben aslında bir erkektim.Erkek gibi olduğum zamanlar aşık olduğum bir kız vardı.O kız senin okulunda okuyan Azra'dır. Göktuğ o zamanlar Azra'ya aşıktı.Beni ondan uzak tutmak için elinden geleni yapardı.Bir gün bir plan yaptı ve beni sarhoş bırakarak barda bir erkeği öpmemi sağladı. Kendimde bile değildim.Bunun fotoğrafını çekti ve Azra'dır görmesini sağladı. Çünkü Azra'nın bana olan ilgisinin farkındaydı. Azra o fotoğrafları gördüğünde benden nefret etti.Hissettiğim aşk acısı beni depresyonlara koydu. Ben de teselliyi barlarda kötü ortamlarda aradım. " dedi dalgın gözlerle. Ben ise şok geçiriyordum. Şokun etkisinden kurtulduktan sonra ancak konuşabilmiştim.
"İnanamıyorum! Peki ya sonra? Sen nasıl kadın oldun? "
"Teselliyi bulduğum ortamlar dönmeleri fazlasıyla barındırıyordu.Zamanla kendimi kadın gibi hissetmeye başladım. Sonra da sonuç bu."
"Bunlar hep o aşağılık Göktuğ' nun yüzünden!" Biraz duraksadıktan sonra konuşmama devam ettim. "Beni nasıl tanıyorsun? Adımı nerden biliyorsun? "
"Göktuğ ' dan intikam almak için onun hakkında bilgi edinmeye karar verdim.Daha sonra da seni araştırdım. Hakkında az şey biliyorum.En sevdiğim tarafın da Göktuğ sana aşık ve sen ona acı çektiriyorsun.Tesadüfen senin oturduğun bankın önüne geldim. Ağladığını gördüm. Artık tanışma vakti gelmiştir diye düşündüm. " dedi ve yine göz kırptı.Deniz'e Göktuğ'nun hayatıma girişinden şimdiki anıma kadar her şeyi anlattım.Yabancılara güvenmemem gerekiyordu fakat Deniz çok güvenilir geldi bana.Sezgilerim kuvvetli olduğundan, Deniz'e karşı olumsuz bir şey hissetmediğimden ona güvenmeliydim.Onun ağzından çıkan her söz beni şaşkınlığa uğratsa da, Deniz'i hiç tanımasam bile ikimizin tek ortak yönü vardı. O da intikam duygusuydu.
"Bana yardım et.ikimizin intikamını ondan alacağım. " dedim hırslı ve şeytani bir sesle.
Deniz gülümsedi. Ardından
"Harika planlarım var.İlk olarak seni harika bir kıza dönüştürmemiz lazım. Güzelliğinle Bütün erkeklerin başını döndürmelisin.''Bir kahkaha patlattım.Kahkaham geçtikten hemen sonra
''Biraz gerçekçi olsana.Ben çirkinim.Nasıl baş döndürücü bir kıza dönüşebilirim ki?'' diye sordum.
''Sen kendini sadece bana bırak.'' dedi ve göz kırptı.Ne kadar da fazla göz kırpıyordu.Konuşmasına devam etti. ''Hayalperest'in senden istediği şeyleri yap.Seni güzelleştirdikten sonra o yarışmaya katıl.''
''Peki senin sözünü dinleyeceğim.'' dedim gülümseyerek.
*********** *********** ***********
Akşam evde kıyamet koptu adeta.Annem fotoğrafı görmüş.Öfkeli bir vaziyette benden açıklama bekliyordu.Ben de gerçeği söyledim her şeyi baştan sona anlattım.Çünkü başka çarem yoktu.Anlattıktan sonra ağlamaya başladım.Hıçkırarak konuştum.
''Eğer babam babam burda olsaydı bunların hiçbiri olmazdı.Hepsi onun yüzünden!'' Bu cümleyi söylememle annemin öfkesi kaybolmuştu.Yanıma oturdu ve beni kolları arasına aldı.
''Şşş! Sakin ol bebeğim.''
Annemin şefkatli kollarında sakinleşmeye başlamıştım.Birden bire annem kalktı ve beni kolumdan çekerek
''Kalk Tatlım.Göktuğ'nun evine gidiyoruz.Onu ailesine şikayet edeceğim.''
''A-anne o-olmaz gitmeyelim nolur.'' dedim yalvararak.
''Hayır Alya hazırlan gidiyoruz.O çocuğa dersini vermeliyim.Seni bir daha rahatsız etmesin! Görkem ile de uzun süredir görüşmemiştim.'' dediğinde şaşkınlıktan dilimi yutabilirdim.Annem Göktuğ'nun annesini nereden tanıyordu?
ARKADAŞLAR LÜTFEN BÖLÜM HAKKINDAKİ YORUMLARINIZI YAZIN :)) SİZ YORUM YAZDIKÇA VOTLADIKÇA MOTİVE OLUP YAZIYORUM.YAZMAM SİZLERE BAĞLI.BANA İLHAM VEREN DE SİZLERSİNİZ. :))
BİR DAHAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE. ÖPÜYORUM SİZİ;*
#Gifteki kız Yağmur'dur.NOT: Bir dahaki bölümde Alya'ya "Merhaba" deyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Güzellik
Teen Fiction'Bana bakmayı keser misin?'' dedim yüzüne bakmadan. ''Karşımda duruyorsun ve bakmamam gerektiğini söylüyorsun.Bu imkansız.'' ''Herkes bana çirkin gözüyle bakarken sen nasıl olur da bana bakmaktan zevk alabiliyorsun?'' ''Sende herkesin göremediği ve...