Yoklama 1

14.8K 26 6
                                    

Ama olamazdı! Yani koskoca bir öğretmen, Jenny'i... şey... öğretmen mi zannetmişti? Olacak şey değildi! Ama sabah ki bütün olaylar bu durumu doğruluyordu. Jenny'e oturacak yer olarak öğretmen masasını göstermişlerdi. Öğretmenler odasına götüreceklerini söylemişlerdi. Yoklamayı ona yaptırmışlardı.
Jenny, yapılan bu büyük hatayı hızla aklından geçiriyordu. Her zaman, uzun boylu olduğu için yanlışlıkla onu yetişkin sanacaklarını söylerdi. Ama gerçekte, kimse onu bir yetişkin sanmamıştı.
Demek okula yeni bir öğretmen bekliyorlardı, diye düşündü. Beni orada, okulun kapısında öylece durmuş beklerken görünce de, beni bekledikleri ögretmen sandılar.
Bu ne biçim bir hataydı böyle! Ama işte böyle büyük bir hata yapılmıştı ve şimdi Jenny koca bir sınıfın öğretmeni olarak yoklama yapıyordu! Bu düşüncelerle Jenny' nin tüyleri diken diken olmuştu. Bu, şimdiye kadar başına gelen en utanç verici, en korkunç şeydi. Tam anlamıyla bir kabustu.
Ne yaptığına fazla dikkat edemeden yoklamaya devam etti. Listedeki bütün isimler bitince de yoklama defterini masanın çekmecesine koyup derin bir nefes aldı.
Yapılacak en kolay şey hemrn ayağa fırlayıp koşa koşa sınıftan kaçmak olurdu. Sonra da doğrudan eve koşar ve anne - babasına bu büyük hatayı ayrıntısıyla anlatırdı.
Karşısındaki çocuklara baktı. Herkes büyül bir sessizlik içinde oturup Jenny' nin derse başlamasını bekliyordu. Nasıl olduysa ayağa fırlayıp koşa koşa sınıftan kaçmak, ona imkansız bir şeymiş gibi geldi. Ayaklarının kendisini o kadar uzağa taşıyamayacağını düşündü.
Ağzındab bir anda, "Evet çocuklar," sözleri çıkıverdi. Kendi sesi, ona çok uzak geliyordu. " Her gün sabahları hangi dersi yapıyorsunuz?"
Öndeki bir erkek öğrenci,
" Matematik," dedi. " Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri ilk dersimiz matematik. Salı ve Perşembe günleri ise sosyal bilgiler.
Jenny hızla düşündü. En azından matematik dersinde oldukça başarılıydı. Aslında matematik onun en başarılı olduğu dersti. Ama matematik ögretebilir miydi acaba? Karmaşık işlemleri yapmak zordu, ama öğrencilere bu karmaşık işlemlerin nasıl yapılacağını öğretmek bundan çok daha zor birşey olmalıydı.
" Çıkarın bakalım matematik kitaplarınızı. Son kaldığınız yerden başlayıp sayfadaki bütün problemleri çözün."
Sıralar açıldı, matematik kitapları çıkartıldı. Sonra da herkes mırıldana mırıldana problemleri çözmeyd başladı. Sandalyesinde oturan Jenny, etrafına bakınıp duruyordu. Belki de herkes çalışırken fırlayıp buradan kaçabilirim, diye düşündü. Onlara, öğretmenler odasından bir şey alacağımı söylerim. Kapıdan bir kere çıktım mı, koşa koşa kaçar giderim. Evet. Aynen böyle yapacaktı. Ayağa kalktı.
Mümkün olduğunca güçlü ve kendinden emin bir sesle konuşmaya çalışarak," Siz matematik çalışmaya devam edin. Benim öğretmenler odasından bir şey almam gerek."
" Öğretmenim, ben gidip alırım," diye atıldı George Armut.
" Hayır. Sen otur ve dersine bak. Ben bir dakika içinde dönerim."
Arkasına bakmadan sınıfın kapısına doğru yürüdü, kapıyı açtı ve koridora çıktı. Ortalıkta kimse yoktu. Koridorun öbür ucundaki kapıya doğru hızla yürümeye başladı.
Ayak seslerini duyduğunda yolu yarılamıştı bile. Köşenin arkasından birisi yaklaşıyordu. Jenny, korkunç bir panikle saklanabileceği hiçbir yerin olmadığını gördü. Kısa bir süre içinde koridorun köşesinden yaklaşan kişiyle karşı karşıya kalacaktı. Artık o kişi her kimse...

ÖĞRETMEN MACERASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin