Beden Dersinde Tehlike

11.2K 17 2
                                    

Beden eğitimi dersinin yapıldığı spor salonu, spor ayakkabısıyla koşarken gıcır gıcır öten ahşap parke kaplı kocaman bir salondu. İçinde bir sürü heyecan verici spor malzemesi vardı.
Üzerinden atlamak için atlama beygiri, sallanmak için tavandan sarkan ipler, duvarın kenarında da yukarı tırmanmak için tahta tırmanma barı vardı. Jenny bunları gördüğünde çok sevinmişti. Beden dersinde, matematikten de sosyal bilgilerden de çok daha iyiydi. Gerçekten bir öğretmen olmasa bile, çocuklara beden eğitimi dersi verebileceğini düşündü.
Herkes beden eğitimi kıyafetlerini giymiş, Jenny'nin söyleyeceklerini bekliyordu.
Birisi,"Öğretmenim, kum torbalarıyla oynayabilir miyiz?" diue sordu.
Bir başkası, "Hayır, onunla oynamayalım, trambolinde zıplayalım," dedi
Jenny, kendi beden eğitimi öğretmeninin yaptığını hatırlayarak, ellerini çırptı. Herkes sustu.
Sesine, kendinden emin bir beden eğitimi öğretmeni sesi vermeye çalışarak, " Önce atlama beygirinden atlayacagız," dedi." Şimdi herkes tek sıra olup teker teker beygirden atlasın."
Çocuklar hemen tek sıra oldular ve atlama beygirinden teker teker atlamaya başladılar. Çoğu gayet güzel atladı.
Arada karşı tarafa atlayamayıp, beygirin üzerinde kaldığı için yardim edilmesi gereken bir- iki tane çocuk çıktı.
Herkes atlama beygirinden iki kere atladıktan sonra, Jenny biraz daha heyecanlı bir spor yapmanın zamanı geldiğinde karar verdi.
"Şimdi tırmanma barına tırmanacağız," dedi. "Herjes en tepeye kadar çıkıp aşağı inecek."
Çocuklar teker teker tırmanma barına çıkmaya başladılar. İlk tırmanan öğrenci bir kızdı ve çabucak çıkıp anında olmasa da gayet hızlıydı. Üçüncüsü ise en hızlısıydı. O kadar hızlı tepeye tırmanıp o kadar hızlı indu ki, göz açıp kapayıncaya kadar en tepeye çıkıp inmişti. Sonra sıra George Armut'a geldi.
Georgw çok yavaştı. Bu tırmanma ve inme işlerinin onun canını sıktığı belli oluyordu. Yukarı tırmanması çok zaman aldı. Tepeye vardığında da orada durdu.
Jenny aşağıdan, "Haydi George, şimdi sıra senden sonraki arkadaşında. Aşağı in," diye bağırdı.
George yukarıdan spor salonunun zeminine baktı ve yüzü sapsarı oldu. Beti benzi atmıştı.
"İnemiyorum!" Korkudan sesi titriyordu. " Burada kaldım."
Jenny,"Hangi George," diye ısrar etti.
"Bak çok kolay. Nasıl yukarı çıktıysan, aşağı da aynı şekilde ineceksin."
George yutkundu ve yavasça ayağını durduğu basamağın bir altındaki basamağa indirdi. O sırada önce bir gıcırdama sesi duyuldu. George'un altındaki basamak kırılmış, diğer basamaklar da yerlerinden çıkmıştı. Jenny nefesini tuttu. George şimdi tam anlamıyla orada sıkışıp kalmıştı.
George bağırıyordu. "Aşağı inemiyorum. Basamaklar gitti."
Jenny hızla o tarafta koşup George'a baktı. Çocuk haklıydı. Oradan aşağı inemezdi.
George'un en iyi arkadaşı,
" Öğretmenim George ölecek mi?" dedi
"Bu, George'un sonu olacak. Çok üzülüyorum. Elveda George. Fareni ben alabilir miyim?"
Kızlardan biri ağlamaya başladı.
"Öğretmenim! Zavallı George! O kadar kötü bir çocuk değildi. Öldüğüne çok üzüleceğim."
Jenny etrafına bakındı. Öğretmen kendisiyse, George'u da kendisinin kurtarması gerekirdi. Ama nasıl?
O sırada gözüne tavandan aşağıya sarkan ve tam karşı duvara bağlanmış ip ilişti. Evet, George'u böyle kurtarabilirdi! İpi kullanacaktı. O anda orada olsaydı, Tarzan da aynı böyle yapardı.
Jenny, hiç zaman kaybetmeden karşı duvara doğru koştu ve en kalın ipi halkasından çözdü. Eteğinin ucunu belinin içine soktu, ipr biraz tırmandı vr kendini bütün gücüylr duvardan geriye dogru itti.
Ucunda Jenny bulunan ip, büyük bir saatin sarkacı gibi spor salonu boyunca sallanıp George'un olduğu tarafa doğru gitti. Sınıftaki bütün öğrenciler, Jenny boşlukta ipin ucunda sallanırken nefesini tuttu. Jenny uzattığı eliyle, korku içindeki George'u küçük bir farkla yakalayamadığında herkes ah çekti. Ama Jenny ilk seferde olmadı dihe vazgeçemezdi. İpin ucunda salonun öteki duvarına kadar gidip tekrar kendini bu duvara doğru itti.
Bu sefer hiç zorlanmadan George'u yakaladı ve onu çok şaşırtarak, boştaki eliyle tırmanma barının basamaklarının arasından kuvvetle çekerek, kucağına aldı. Sonra kolunda George'u tutarak ipin ucunda salonun öbür duvarına doğru sallandı ve ip yerine gelince, George'la birlikte ipin ucundan yavaşça yere kayarak indi.
Jenny'nin ayağı yere değdiğinde, sınıftakilerden büyük bir neşe var heyecan çığlığı koptu.
"George'un hayatını kurtardınız!" diye bağırıyorlardı.
Bacaklarının tiremesi daha geçmemiş olan George, üstünü başını silkeledi.
"Çok teşekkür ederim öğretmenim.
Bunu hiçbir zaman unutmayacağım. Siz bir kahramansınız," dedi
Jenny de, " Aman canım, büyütülecek birşey yok. Öğretmenler bu gibi anlar için vardır, öyle değil mi," diye cevap verdi
George, bakışlarını yerden kaldıramıyordu. Belli ki daha önce yaptıklarından dolayı çok utanmıştı.
"Öğretmenim fare için çok özür dilerim. Sadece şaka yapmak istemiştim?" dedi.
Jenny gülümsedi. "Önemlk değil George. Şakan sizi epeyce güldürmüstür herhalde."
Bütün bu olup bitenlerden sonra çocuklar, beden eğitimi dersine devam edemeyecek kadar heyecanlanmışlardı. Üzerlerini değişip sınıflarına dönmek için koridorda yürümeye başladılar. Jenny herkesin yanındakiyle el ele tutuşmasını ve ikişerlj sıra halinde yürümelerini iştemişti. Herkesin çok hoşuna gitti bu
Bu halde sınıfta giderken, koridorda Müdire Hanım'ı gördüler. Daha doğrusu Müdire Hanım onları gördü. Kütüphanenin kapısında duruyordu. Jenny yanına yaklaştığında kaşları çatılmıstı. Jenny içinden, ne korkunç bir kadın. Belli ki yine bir şeye kızmış. Acaba neye kızdı, diye geçiriyordu. 😃😃

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 21, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖĞRETMEN MACERASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin